Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu toplantısına video konferans yöntemiyle katıldı. Toplantı esnasında Bakan Pekcan, ekonomi ve ticaret alanında da sağlık alanında olduğu gibi bir mücadele verildiğini kaydederek, “Ekonomik alandaki ortak mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdürerek, bu süreci en az kayıpla atlatacak ülkelerden biri olacağımıza inanıyorum. Bildiğiniz gibi yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörü global ekonomik değişimlerden hızlı etkilenmektedir. Bu kapsamda, küresel ekonomide yaşanan durgunluk ve güvensizlik, ticaret savaşları, müteahhitlerimizin proje üstlendiği bölgelerde yaşanan siyasi gerginlikler ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, yurt dışı yeni müteahhitlik hizmetlerimizi öncelikli olarak etkilemektedir. Bütün bu sorunlara ek olarak küresel ekonomi, Covid-19 salgını nedeniyle küresel ekonomi son 100 yılın belki en zor sürecini yaşamaktadır. IMF, Nisan ayında açıkladığı raporda küresel ekonominin yüzde 3 daralmasını öngörüyordu ancak geçtiğimiz hafta içerisinde aşağı yönlü revize edebileceklerini paylaştı. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ise küresel ekonominin iyimser senaryoda yüzde 2,5, kötümser senaryoda ise yüzde 8,8 küçüleceğini öngörmekte. Salgın nedeniyle küresel ekonomideki yaşanan olumsuz gelişmeler yurt dışı müteahhitlik sektörünü de doğrudan etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Korona virüs salgını sürecinde birçok ülkede yeni proje yapımının yavaşladığını belirten Pekcan, “Bildiğiniz gibi bugüne kadar üstlenilen projelerin yüzde 46,3’ü Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde, yüzde 26,5’i Ortadoğu, yüzde 17,2’si Afrika, yüzde 7,0’ı Avrupa ve Amerika, yüzde 3,1’inin Asya Pasifik bölgesinde olduğunu görüyoruz. Bu noktada bu ana pazarlara ilişkin tahminlere daha yakından bakmak bizim için yol gösterici olacaktır. Proje üstlendiğimiz ülkelerin yatırım programlarını tam olarak nasıl etkileyeceğinin önümüzdeki günlerde daha net görebilmeyi ümit ediyoruz. Sizlerin de bildiği üzere, DTÖ verileri bize hem öngörülen rakamlar çok yüksek, hem de tahmin aralıkları çok yüksek. Bu aralıkların bu kadar geniş aralıklı olması da uluslararası kuruluşların da bu dönemde pandeminin küresel ekonomiye etkisini henüz ölçemediklerini göstermektedir. Biz de bu çerçevede mümkün olduğu kadar öngörülebilir olma yönünde çalışmalarımızı beraber yönetecek, firmalarımızla sürdürülen mevcut projelerdeki iş birliğiyle olumsuz etkileri en aza indirmek için beraber çalışıyoruz. Tüm ülkelerin salgın kapsamında kısıtlayıcı önlemler aldığı ve önceliklerin değiştiği bu dönemden sektörümüzün en az şekilde etkilenmesi için sürecin tüm paydaşlarla birlikte dikkatle izlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz de Ticaret Bakanlığı olarak bu süreçte sektörle birlikte hareket etmeye büyük önem veriyoruz” diye konuştu.
“Ciddi bir sorun bize intikal etmedi”
Ticaret müşavirlikleri vasıtasıyla tüm firmaların proje bazlı durumunun her ülke özelinde takip edildiğini kaydeden Bakan Pekcan, “8 Nisan 2020 tarihinde Türkiye Müteahhitler Birliği ve bütün ticaret müşavirliklerimize bir yazı iletilerek, firmalardan salgın nedeniyle geçici olarak durdurulan, iptal olan ve iptal olma ihtimali bulunan projelere ilişkin bilgi toplanması talep edilmiştir. TMB’den alınan şifahi bilgiler ve ticaret müşavirliklerimizin birçoğundan ulaşan yazılar kapsamında, salgın çerçevesinde iptal olan herhangi bir proje bulunmadığı öğrenilmiştir. Ayrıca işveren idarenin veya ülkedeki önlem sıkılığının durumuna göre geçici olarak durdurulan bazı projelerin bulunduğu, bu sayının da çok fazla olmadığı, genelde projelerin devam ettiği yavaşla görülmüştür. Konuya ilişkin olarak firmalarımızdan alınan değerlendirmeler genellikle işçi ve malzeme temininde yaşanan sıkıntılar ağırlıklı olup, hak edişlerle ilgili henüz ciddi bir sorun bize intikal etmemiştir” ifadesini kullandı.
“Sektörün sorunlarını çözmek için elimizden geleni yapacağız”
Pekcan, salgın kapsamındaki küresel kısıtlamaların uzun süre devam etmesi durumunda tüm ülkelerin ekonomilerine ciddi bir zarar vereceği ve bunun da firmaların hak edişlerine etki edebileceğinin göz önüne alınması gerektiğine vurgu yaparak, “Bu kapsamda süreç firma özelinde ticaret müşavirliklerimizce ve ilgili genel müdürlüğümüzce yakından izlenmektedir. Müşavirliklerimizin görev yaptıkları ülkelerde firmalarımızla bir araya geldikleri webinarlara da ilgili genel müdürlüğümüzce de katılım sağlanmaktadır. İlerleyen dönemlerde yaşanabilecek olası sıkıntılarda gerekli ticaret diplomasisi araçlarını kullanarak sektörümüzün sorunlarını çözmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Hep birlikte bu süreci atlatacağımızı umuyorum”
Bu süreçte ülke kaynaklarının da dikkatli bir şekilde kullanılması gerektiğine dikkat çeken Bakan Pekcan, “Dolayısıyla ülkemiz ekonomisinin bu süreci de en az hasarla atlatmasının sağlanması büyük önem taşıyor. Hep birlikte gerekli fedakarlıkları yaparak ve bize yakışan milli dayanışma ruhunu sergileyerek bu süreci atlatacağımızı umuyorum. Firmalarımızın devam eden işleri kapsamında ilgili ülkelere işçilerini götürmeleri talep edilmektedir. Bununla birlikte, tüm dünyada ciddi bir seyahat kısıtlaması mevcuttur. Buna rağmen bazı ülkelerin devam eden projeler kapsamında kendi ülkelerine giriş prosedürlerine ilişkin bilgiler hızlıca temin edilip sektörle paylaşılmaktadır” dedi.
Türkiye’nin yurt dışı müteahhitlik alanında bir marka haline geldiğini belirten Pekcan sözlerini şöyle sürdürdü:
“2020 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla 127 farklı ülkede 403,4 milyar dolar değerinde 10 bin 197 proje üstlenmiş bulunmaktayız. Geçen yıl 19,2 milyar dolarlık proje büyüklüğüne ulaşmıştık. Hedefimiz 20 milyar doları aşmak. Arzu ettiğimiz, hak ettiğimiz seviyeleri kısa sürede yakalayacağımıza yürekten inanıyorum. Bir yandan salgının etkileri ile mücadele ederken, bir yandan da salgın sonrası kurulacak yeni dünyadaki yerimizi güçlendirmeye yönelik hazırlıkları yapmamız büyük önem taşıyor. Bu süreç zorlukların ve sınamaların yanı sıra birçok sektörümüz için yeni fırsatları doğacaktır. Bunlardan birisi sağlık sektörü sağlık turizmi açısından önemli katkıları olacaktır. Ülkemizin sağlık sektörünün ne kadar güçlü olduğunu tüm dünya gördü. Özellikle ülkemizin büyük tecrübeye sahip olduğu sağlık sektörüne yönelik projelerin artacak olması firmalarımız adına yeni bir fırsattır. Fırsatlar da doğacaktır bu süreçlerde. Bunlardan birisi de sağlık sektörü. Ülkemizin sağlık sektörünün ne kadar güçlü olduğunu bütün dünya gördü. Sağlık turizmi açısından olumlu katkıları olacağına inanıyoruz. Sizler için bu ülkelerdeki sağlık yatırımlarına daha çok ağırlık vereceğini, sizlerin sağlık alanında daha çok proje üstleneceğini tahmin ediyoruz.”