Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye’nin yıllarca yalanla, hamasetle, boş sözle ülkesine sahip çıktığını söyleyenlerin istismarına maruz kaldığını görüyoruz. 15 Temmuz gecesi bunların hiç biri ortada yoktu. Tankların karşısına dikilenler bu seçkinler değil ülkenin ortalama vatandaşıydı' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve beraberindeki 70 baro başkanını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.Bu zamana kadar pek çok şehit yakını ve gazi ile görüştüğünü belirten Erdoğan “Türkiye’nin yıllarca yalan, iftira, çarpıtma ile ülkesine ve devletine sahip çıktığını iddia eden güya seçkinlerin istismarına maruz kaldığını görüyoruz” açıklamasında bulunarak, namluların karşısına çıkanların bu ülkenin ortalama vatandaşları olduğunu söyledi.
“Bugüne kadar anayasa ve yasalar dışında atılmış adım yoktur”
Türkiye Barolar Birliği’nin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında demokrasi ve hukukun üstünlüğünün yanında yer aldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Baro başkanlarımız şundan emin olsun, Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devleti olarak kalmaya devam edecektir. Ülkemize savaş açanlara karşı mücadele hukuk devleti sınırları içinde yürütülmüştür. 15 Temmuz’da darbeciler karşısında milletimiz ve emniyet güçlerinin yanı sına adalet teşkilatımızı da bulmuştur. Tamamen hukuk kuralları içinde yürütülmüştür. OHAL; Milli Güvenlik Kurulu tavsiyesi, Bakanlar Kurulu Kararı ve Meclis onayı ile ilan edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bugüne kadar anayasa ve yasalar dışında atılmış adım yoktur. Darbe gecesi yaşananları eleştirenlerin amacı Türkiye’nin yaşadığı tehlikenin büyüklüğünü gözlerden kaçırmaya yöneliktir. O gece bir millet ayağa kalkmıştır. Vücudunu kurşunlara, bombalara siper etmiştir. 15 yaşından 75 yaşına kadar, kadını ile erkeği ile siper etmiştir. Dünyada da bunun benzeri pek yoktur. 15 Temmuz gecesi hangi kökenden, meşrepten olursa olsun Türk milletinin 79 milyonun tamamı tarihi bir sınava alnının akıyla vermiştir. Darbeciler ne kadar vicdansız, ahlaksız, cani, şuursuz ise milletimiz o derece asil, dirayetli, cesur ve kararlı bir tavır içinde olmuştur. Bu millete ancak saygı duyulur. Bu millet alnından öpülesi bir millettir. Millet her şeyi ile yürüdü, ne tank, ne top, ne helikopter dinledi. O gece meydanlara çıkanlar bu yolun sonunun şehadete çıkabileceğini biliyordu. Kimi evinden çıkarken, kimi yolda, kimi vurulduğu yerde sevdikleri ile helalleşirken hiç birisinde en küçük bir korku ve pişmanlık yoktu” dedi.
“Göçmen meselesi tüm Avrupa’yı titretiyor”
Bu zamana kadar pek çok şehit yakını ve gazi ile görüştüğünü belirten Erdoğan “Türkiye’nin yıllarca yalan, iftira, çarpıtma ile ülkesine ve devletine sahip çıktığını iddia eden güya seçkinlerin istismarına maruz kaldığını görüyoruz” açıklamasında bulunarak, namluların karşısına çıkanların bu ülkenin ortalama vatandaşları olduğunu söyledi. Erdoğan “Türk milleti o gece kendilerine baş eğdirebileceklerini sananların başına gökkubbeyi indirmiştir. Ülkemizin geleceğine 15 Temmuz sabahı olduğundan çok daha güvenli bakıyoruz. Türkiye dünyanın başına musallat olan ne kadar tehdit varsa hepsine birden maruz kalan tek ülkedir. Suriye’de yaşanan krizin bir ürünü olan göçmen meselesi tüm Avrupa’yı titretiyor. 3 milyon burada, bu millet bakıyor. Bunlar 3-5 bin insana bakamıyor. Bu millet başka bir millet, bu milletin asilliği, asaleti buradan geliyor. Bu millet bombalardan kaçan insanlara yüreğini açacak kadar asil. Ama onlar bu asillikten nasibini almamış milletler. Sorduğunuz zaman ‘insan hakları’ diyorlar, bakıyorsunuz uluslararası af örgütü açıklama yapıyor, endişe duyduklarını söylüyorlar, önce çık gel bakalım Türkiye Cumhuriyetinin parlamentosunda ne olmuş, emniyet teşkilatında bombalanma neticesinde 53 şehidimiz nasıl olmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl vurulmuş gör bakalım. Gel bunları bir gör, yerinde incele ondan sonra açıklamanı yap. Duyduklarınla, aldığın haberlerle bu tür açıklamaları yaptığın zaman sana saygı duyulmaz. DAEŞ denilen örgüt Fransa ve Belçika’da birkaç eylem yaptı, Avrupa ülkelerinin bütün dengeleri bozuldu. Biz ise FETÖ yanında, PKK, DAEŞ, DHKP-C gibi örgütlerle ayı anda mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizi hukuk ve demokrasi içinde yürütüyoruz” diye konuştu.
İdam tartışmasının yapılmasını Avrupa’nın kabullenemediğini söyleyen Erdoğan “15 Temmuz darbe girişiminden sonra böyle bir meselenin tartışılmasından daha tabi ne olabilir. Bu konuda karar verecek olan TBMM’dir. Eğer bir millet böyle bir talebi oraya getiriyorsa TBMM bunu görüşür. Bırakın FETÖ’nün darbe girişimini, bizdeki birkaç aylık PKK-DAEŞ eylemleri Avrupa ülkesinde yaşansın idam cezasını da getirirler, kesintisiz OHAL ilanı verirler. Bizim sabrımız, dayanma gücümüz, tevekkülümüz onlarda yok. Darbe girişiminin üzerinden 1 ay geçti, neredeyse hiçbir batılı devlet adamı, başkan, devlet başkanı ülkemizi ziyaret etmedi. Sadece Avrupa Konseyi Genel Sekreteri geldi. Telefonla aradıklarından sonra bizim durumuzdan ziyade darbecilerin durumunu merak ediyorlar. Gözaltılar, görevden almalar pek ilgilerini çekiyor. Biz demokrasimize, özgürlüklerimiz, hukuk devletimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu değerleri AB dayattığı için değil, milletimiz buna layık olduğu için savunuyoruz” diye konuştu.