Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Suriye’de uyuşturucu lortlarıyla Beşar Esed’in askerleri arasında çok güçlü bağlantılar olduğunu belirterek, “Suriye’deki terörün en büyük kaynağı uyuşturucu haplar.” dedi.
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Suriye’de uyuşturucu lortlarıyla Beşar Esed’in askerleri arasında çok güçlü bağlantılar olduğunu belirterek, “Suriye’deki terörün en büyük kaynağı uyuşturucu haplar.” dedi.
Esed için savaşan komutanların uyuşturucu ticaretinden kendileri için büyük kaynak sağladığını kaydeden Dr. Savaş Eğilmez, “Son on yıldan beri, Ortadoğu’nun kara marketlerinde milyarca dolarlık captagon ticareti yapılıyor. Bu ticaret, Bulgar ve Suriyeli çetelerden, Hizbullah ve Suudi Kraliyet ailesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Örneğin 20 Ekim’de Lübnan polisi Suudi Prens Abdul Muhsin Bin Abdulaziz’i, Beyrut Rafic Hariri Uluslararası Havaalanı’nda 40 bavul dolusu captagon ve biraz da kokaini özel bir jetle Riyad’a kaçırmaya çalışırken tutukladı.” diye konuştu.
Özellikle son birkaç yıl içerisinde captagon ticaret hacminin ürkütücü oranlarda arttığının tespit edildiğini belirten Eğilmez, “Interpol, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve yerel birimlerin raporlarına göre Suriye’deki çatışma ortamı, uyuşturucu ticaretine katalizör etkisi yapmış ve uyuşturucu üretim ve ticaretini önemli ölçüde artırmıştır. Suriye’de uyuşturucu lortlarıyla, Beşar Esed’in askerleri arasında çok güçlü bağlantılar var. Esed için savaşan komutanlar, uyuşturucu ticaretinden kendileri için büyük kaynak sağlıyor. UNODC’un raporlarına göre tüm dünyada yakalanan uyuşturucu hapların yüzde 56’sı Ortadoğu’da ele geçirilmiş. Bunların yüzde 80’inden fazlası da kayıtlara captagon olarak geçmiştir. Geçtiğimiz yıl Dubai polisi yaptığı tel bir baskınla piyasa değeri en az 170 milyon dolar olan 17 milyon tablet captogan ele geçirmiştir.” dedi.
“UYUŞTURUCU HAP TALEBİNİN KARŞILANDIĞI TRAFİĞİN, BAŞLANGIÇ NOKTASI SURİYE’DİR”
Uyuşturucu hap talebinin karşılandığı trafiğin, başlangıç noktasının Suriye olduğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
“UNODC’un raporlarına göre Suriye, 1999 yılından beri uyuşturucu üretim ve pazarlama merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Geçen bahar Lübnan’da yakalanan 15 milyon tabletin (bunun maddi değeri 150 milyon dolardır) üreticisi ve pazarlayıcının rejim yanlısı büyük bir Suriyeli aile olduğu tespit edilmiştir. Lübnan anti-uyuşturucu birim başkanı General Şemseddin’in açıklamasına göre Suriye’de çatışmalar başlamadan önce bile birçok Suriyeli aile captagon üretimi ve ticareti ile uğraşıyordu. Şimdi ise captagonun ana üretim merkezi Suriye oldu. Suriye’deki çatışmalar başlamadan kısa bir süre öncesine kadar sınır güvenliğinde çalışan Hüseyin isimli güvenlik görevlisi, Suriye’nin özellikle Ürdün sınırında captagon başta olmak üzere esrar ve diğer uyuşturucuların ticaretinin rahatlıkla yapıldığı bilgisini veriyor. Suriye’nin savaştan önce büyük bir ilaç endüstrisine sahip olması, onun savaşla birlikte captagon üretim merkezi haline gelmesinde önemli bir rol oynamıştır. Suriye ilaç üretiminde bölgedeki ikinci büyük tedarikçidir. Suriye devlet görevlileri artan captagon ticareti üzerindeki iddialarını kabul etmeseler dahi Suriyeli bazı kanun adamları ve sınır güvenlik ajanları, bazı basın yayın organlarına yaptığı açıklamalarda savaştan önceki yıllarda bile Humus ve Yabrud çevresinde uyuşturucu üretiminin olduğunu ve büyük hacimli bir ticaretin varlığını anlatmışlardır. 2013 yılı itibarıyla da, bölgedeki üretim zinciriyle pazarlamanın organizasyonu tamamlanmıştır. Suriye savaşının captagon endüstrisine çok şiddetli bir etkisi olmuştur. Savaş ortamı uyuşturucunun daha rahat üretilmesine ve ticaretine zemin hazırlamıştır. Uyuşturucudan gelen paralar, rejim güçleri başta olmak üzere Suriye’deki diğer terörist gruplara teçhizat ve silah sağlamak amacıyla kullanılıyor. Ayrıca bir rejim üst düzey komutanının ifadesine göre savaşçılara da düzenli olarak captagon veriliyor. Açlık hissini ortadan kaldıran bu uyarıcı, militanların uyumadan günlerce savaşabilmesini, acımasızca öldürebilmesini sağlıyor ve korku duygusunu ortadan kaldırıyor. Görülen o ki, Suriye de yaşanan terörün ve vahşetin katalizörü captagon hapı. Ve oradaki vahşette rol alan aktörler bu uyuşturucuyu hem toptan hem de perakende olarak rahatlıkla bulabiliyorlar. Ve bu hap teröristlere hem ellerindeki mühimmatı hem de o tetiği çekecek enerjiyi veriyor.”