Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Suriye’de devlet terörü esmektedir. Orada bir terörist iş başındadır. İnsanlarını artık varil bombaları ile öldüren, toplarla, tanklarla öldüren terörist vardır' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Medeniyetler İttifakı’nın 7. Küresel Forumu’nda konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasında, 21. yüzyılın sorumlu liderleri olarak tehlikeli gidişata son vermek zorunda olduklarını ifade ederek, “Zira insanlık din ve kültür temelli kutuplaşmaların, gerilimlerin vicdanlarımızda açtığı yaraları artık taşıyamaz hale gelmiştir. Bugün 60 milyon insanın ülkelerindeki çatışlmalar yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldıkları bir dünyada yaşıyoruz. Büyük kısmını çocukların ve kadınların oluşturduğu bu masum insanların bir bölümünün çıktıkları umut yolculuğu denizlerin karanlık sularında daha büyük acılarla sonuçlanıyor. Ulaşmak istedikleri yere varabilenler ise misafir edildikleri toplumlarda şüphe ile karşılanmanın ve ötekileştirmenin sıkıntılarını yaşıyorlar. Bu dramların çıkış noktası olan coğrafyalara baktığımızda ise gerçekten çelişkilerle dolu bir fotoğraflarla karşılaşıyoruz. İslam adına eylem yaptığını iddia eden örgütler, en büyük katliamları Müslümanlara yapıyor, en büyük zararı onlara veriyor. Açık ve net söylüyorum: Bu terör şebekeleri eli ile binlerce yıllık medeniyet birikimi yok ediliyor. Kadim şehirlere harabeye çevriliyor. Bu örgütlerin sebep oldukları algı yüzünden özellikle Batı ülkelerinde yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin hızla yayıldığını görüyoruz. Kimi art niyetli çevrelerin fırsattan istifade ile ayrıştırmayı, sevgi yerine nefret tohumları ekmeyi, ötekileştirmeyi kendilerine görev addettiklerine şahit oluyoruz. Bu şekilde farklı medeniyetlere farklı, inançlara, farklı kültürlere sahip insanlar arasındaki uçurumun derinleşmesi daha büyük felaketlerin habercisi olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“İNSANLIK OLARAK KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞUMUZ BU TEHDİT HEPİMİZE YÖNELİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman terörün, teröristlerin ve terör örgütlerinin dini, kökeni, bölgesi ve kültürü olmadığını ifade ettiklerini hatırlatarak, “Masum insanların hayatına kast etmeyi hiçbir inanç, din, hiçbir vicdan tasvip etmez. Özellikle de İslam kelime itibari ile manası barış olan bir dindir. Manası barış olan bir din teröre müsaade eder mi? Bizim dinimizde terörün asla yeri yoktur ve İslam adına ortaya çıkan bu örgütler ki başta DAEŞ, bunların İslam’la yakından uzaktan alakası yoktur. Çünkü terör diğer tüm vasıfların ötesinde bizatihi insanın kendisine düşmandır. İnsanlık olarak karşı karşıya bulunduğumuz bu tehdit hepimize yönelik. Düşünebiliyor musunuz ? Şu salondaki birinci derece yakından ilgilendirdiği için söylüyorum. Ölenin Allahu Ekber dediği, öldürenin de Allahu Ekber dediği bir anlayış olabilir mi? Bunun bizim dinimizle alakası yoktur. Hiçbir medeniyet bu tehdidin dışında değildir. Terör örgütleri Medeniyetler İttifakı projesi ile kurmaya çalıştığımız ortak idealin en büyük hasmıdır. Bu tehdidi ancak ortak mücadele ile aşabiliriz. Aksi yöndeki her tutum, her beyan teröre, terör örgütlerine destek anlamına gelmektedir” açıklamasını yaptı.
“SURİYE’DE DEVLET TERÖRÜ ESMEKTEDİR VE ORADA BİR TERÖRİST İŞ BAŞINDADIR”
Erdoğan üç başlığın çok önemli olduğunu vurguladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bunun birincisi mezhepçiliktir ki biliyorsunuz bir zamanlar özellikle Orta Çağ ve sonrasında mezhepçilik yine farklı mezhepler arasında birbirilerine karşı çok ciddi tehdit oluşturuyordu. Şu anda yine bunu yaşıyoruz. İki ırkçılık. Çok ciddi bir tehdit olarak teröre zemin oluşturuyor. Üçüncüsü terör. Eğer bu mezhepçiliğe karşı ortak mücadeleyi veremezsek barışı temin demeyiz. Irkçılığa karşı bu ortak mücadeleyi veremezsek terörle mücadele edemeyiz. Biz şu ırktan bu ırktan diye insanlara bakamayız. Şu siyahtır, şu beyaz ırktandır diye insanları birbirinden ayırmayız. Biz karşımızdaki tüm ırkların mensuplarına insan olarak bakmak ve insan olarak hepsini sevmek zorundayız. Dünyada barışın temelini bu oluşturmaktadır. Üçüncüsü terör. Teröre karşı küresel ittifakı sağlamak zorundayız. Eğer küresel ittifakı teröre karşı sağlayamazsak burada da barışı temin edemeyiz. Şu anda ülkem terörle mücadelede çok ciddi bir sorun yaşamaktadır. 35 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Şu ana kadar teröre karşı mücadelede ölen insanımızın sayısı 40 bini aşmış durumda. Aynı şekilde geliyoruz yanı başımızda artık terörle başlayan süreç Suriye’de iç savaşa dönüşmüştür. Ölenlerin sayısına bakıyoruz, 500 bini aşmış vaziyette. Orada artık bireysel terör yok. Suriye’de devlet terörü esmektedir. Orada bir terörist iş başındadır. İnsanlarını artık varil bombaları ile öldüren, toplarla, tanklarla öldüren terörist vardır. Bunlara karşı acaba kırmızı halılar serenler, kırmızı halılarla bunları karşılayanlar sorumlu değil mi? Eğer teröre karşı bu mücadeleyi vereceksek samimi olmak zorundayız. Onlarla silah yardımında bulunanlar sorumlu değil mi, onlara parasal yardımda bulunanlar sorumlu değil mi”
“AYLAN BEBEĞİN O KUMSALA VURDUĞU ANA KADAR NEREDEYDİNİZ?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medeniyetler İttifakını kurarken, Türkiye olarak biz bu anlayışa bu işin içerisinde bulunduk. Biz o yavruların denizlerde ölerek sahile vurmalarını görmek istemiyoruz. Bizim en çok üzüldüğümüz, kahrolduğumuz an budur. Aylan bebeğin kumsala vurduğu zaman, insanlık ‘ne yapıyoruz’ demeye başladı. Peki, Aylan bebeğin o kumsala vurduğu ana kadar neredeydiniz? 6 yıldır Suriye’de bu insanlar ölüyor. Sadece Ege’de, Akdeniz’de denizden topladığımız insan sayısı bizim şu anda 100 bine ulaştı. Onları ölümden kurtarabilirdik” ifadelerini kullandı.
“BAL BAL DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ”
Cumhurbaşkanı Suriye ve Irak’tan olmak üzere 3 milyon mültecinin Türkiye’de olduğunu belirterek, “Sağ olsun bize dostalar geliyorlar ve teşekkür ediyorlar. Bizde bir söz var. ‘Bal bal demekle ağız tatlanmaz’. Balı yersen ağız tatlanır. bize teşekkür ediyorlar iyi güzel de bizim şu ana kadar faturalı olarak yaptığımız harcama 10 milyar doları aştı. STK’larımızın, belediyelerimizin yaptığı harcamaları söylemiyorum. Onlarla beraber ele alırsak 15, 20 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Kamplarımızda yaşayan insanların sayısı 280 bin. Ayıca şehirlerimize dağılmış olanlarla beraber 3 milyon insanı ülkemizde misafire ediyoruz. Hala kapılarımızı batı Batılı ülkeler gibi kapatmıyoruz. O bombalardan kaçıp gelenlere, yine açmaya devam edeceğiz. Çünkü biz o insanları ölüme terk edemeyiz” açıklamasını yaptı.