Dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelen ‘Mülteci’ kavramına dikkat çekmek ve bazı biçimsel yapılandırmalar ile bu kavrama göndermeler yapmak amacıyla, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, ‘Sınırların Sınırsız Çığlığı’ isimli çalışmasını, Güzel Sanatlar Fakültesi yerleşim alanında gerçekleştirdi.
Dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelen ‘Mülteci’ kavramına dikkat çekmek ve bazı biçimsel yapılandırmalar ile bu kavrama göndermeler yapmak amacıyla, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, ‘Sınırların Sınırsız Çığlığı’ isimli çalışmasını, Güzel Sanatlar Fakültesi yerleşim alanında gerçekleştirdi.
Çalışmada Mülteci kavramı metaforik olarak korkuluk göndermeleri ile ifade ediliyor. Minare, çadır, saman ve ot balyaları gibi yaşamadair nesnelerin yer aldığı dramatik bir çalışma olan ‘Sınırların Sınırsız Çığlığı’ çalışması, mültecilerin yaşamları ve süregelen kültürleri ile ilgili,dinsel ve politik göndermeler ve kompozisyon içinde yer alan semboller ile biçimler, geçmişten günümüze kültürlerini dillendiriyor.
Yaptığı sanatsal çalışma hakkında bilgi veren Dekan Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, projede üzerinde durulan kavramlardan biri olan korkuluk kavramı ve korkan-korkutan ilişkisinin vurgulandığını belirterek şöyle devam etti: “Bu korku ve korkan-korkutan ilişkisi bütün kültürler için geçerlidir. Bu ilişki içerisindeki her kültür için de mültecilik bir ‘ötekilik’ içermektedir. Mülteci kavramındaki bu olumsuz durum korkuluklar buzlanarak, korkuluk kavramında var olan korkan ve korkutan yaklaşımı ile ortadan kaldırması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada, mülteciliğin insani, hukuki, etik (ahlaki) değerler üzerinden çözümlenmesi gereken bir sorun olduğunu ortaya koymak istedik. Projede yer alan ve içi ot balyaları ile doldurulmuş ters piramit, insanların hayatlarının ters-yüz oluşunu resmeder. Aynı zamanda evrenin temel biçimlerinden biri olan piramidin içine, yine temel yaşam objelerinden biri olan ot balyalarını yerleştirdik. Böylece ters-yüz olma durumuna yeni bir ifade biçimi oluşturmak istedik” dedi.
Kavukcu, son aşamada çeşitli renklerdeki boyaları, farklı figürleri veobjeleri kullanarak çalışmasını tamamladı.