Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bir dizi ziyarette bulunmak üzere geldiği Kocaeli'nde önemli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, “Silopi’de, Cizre’de parantez kapanıyor. Aynı şekilde Sur'da ve diğer yerlerde de bunu yapacağız” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bir dizi programa katılmak üzere Kocaeli’ne geldi. İlk olarak AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Kurtulmuş, burada gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“KARŞIMIZDA GÖRDÜĞÜMÜZ SADECE PKK’NIN ÇUKUR KAZAN ELEMANLARI DEĞİL”
Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini ifade eden Kurtulmuş, “Ancak bu süreçte milletimizin 1 Kasım kararı çerçevesinde Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarı sağlamış bulunuyor. Milletimiz 1 Kasım’da üzerine düşeni yaptı. Yeni Türkiye yolunda yapması gereken reformları işaret etti. Nasıl milletimiz güçlü, yeni ve büyük bir Türkiye’den yana kararını koyuyorsa düşmanlar da Türkiye’nin ayağına çelme takmaya devam ediyor. 20 Temmuz’dan itibaren Türkiye’de çok zamanlı ve çok yönlü başlatılan terör saldırıları bunan dolayıdır. Türkiye de kararlılıkla 20 Temmuz’dan itibaren yoluna devam ediyor. İnşallah açılan çukurların hepsi tek tek kapatılıyor ve tek tek terör odakları bertaraf ediliyor. Ancak karşımızda gördüğümüz şey sadece PKK’nın çukur kazan elemanları değildir. Bu örgütlerin arkasında siyasi, mali birçok destek vardır. Bu her zaman böyle olmuştur. Ancak bu örgütler çöp gibi bir köşeye atılmaya mahkumdur. Zaman içerisinde terör örgütlerinin adı değişebilir, Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin planları değişebilir” dedi.
Milletin bugün karşılaşılan fitne fesadı geride bırakacağını belirten Numan Kurtulmuş, “Biz Türkler ve Kürtler tesadüfen bir arada değiliz. Bu memlekette Selahaddin Eyyubi’nin, Kılıç Arslan’ın çocukları olarak bin küsur senedir komşuyuz, akrabayız, hepimiz aynı kültürün içerisinden insanlarız. Bu memleketteki insanlarımızın hepsi biliyor ki; hiçbir etnik kökenin farklı bir geleceği, istikbali yoktur. Biz kardeş, dost, akraba olarak kıyamete kadar birlikte yaşayacağız. Fitne fesatçılar yaptıkları işlere devam edecekler. Türkiye bu badireyi atlatacak ve yoluna devam edecektir. Bizler bu siyasi kararlılıktan hiç vazgeçmeyeceğiz. Silopi’de, Cizre’de parantez kapanıyor. Aynı şekilde Sur’da ve diğer yerlerde de bunu yapacağız. Şimdi zaman Türkiye’de terör örgütünün ortaya çıkarttığı tüm kayıpları, tüm yaraları beraber sarmaktır. Kimsenin Türkiye’yi Ortadoğu’daki ülkelere benzetmeye gücü yetmeyecektir. Bunların tüm sebebi de Türkiye’nin bu coğrafyanın kilit taşı olmasıdır. Biz buna müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
“HİÇBİR SIKINTIYI ÇÖZEMEYEN BM İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş AK Parti’nin ardından Beytülkebap Restoran’da sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. ‘Türkiye’de siyasi ve ekonomik reform adımları atılırken, bunun ortaya çıkaracağı olumlu havada milletimizin el ele yürümesi beklenirken terör ortaya çıktı’ ifadelerini kullanan Kurtulmuş, “Türkiye ne zaman güçlense, önüne birileri engeller koyuyor. Çelmeler takıyor. Bunu geçmişte çok yaşadık. Aynı şeyler şu anda bile uluslararası planın parçası olarak önümüze koyuluyor. Geçtiğimiz 5-6 senede Suriye’deki iç savaş vekalet savaşı haline gelmiş. Şimdi de neredeyse dünyanın bütün orduları Suriye’yi bahane ederek körfeze gelmişlerdir. Maalesef bugün dünyada hiçbir sorunu çözemeyen bir BM ile karşı karşıyayız. Ukrayna, Yemen, Rusya krizlerini çözemiyor. Hiçbir sorunu çözemeyen bir BM daha çok sorunun ortaya çıkmasına sebep oluyor. BM’ye, ‘Suriye krizi’ diyorsun, otel lobilerinde yapılan toplantılarda BM’nin çözüm önerisi yok. Dünyanın bu bölgesinde oluk oluk Müslüman kanı akıyor. İşte tam da böyle bir noktada, 1990’larda Sovyetler Birliği ve batıyı ayıran Berlin duvarının yıkılmasıyla başlayan süreçte Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu çok derin tartışmaların içerisine girdi. Bazı ülkeler paramparça oldu. Pratik olarak Irak 3’e bölündü. Suriye belki 33’e bölündü. Libya ikiye bölündü. Yemen ikiye bölündü. Bütün bölge ülkelerinde siyasi yönetilememezlik söz konusu. Bazı ülkelerde darbeler oldu. Bu süre içerisinde Türkiye, özellikle 2002 sonrasındaki sürede siyasi ve iktisadi istikrarıyla yoluna devam etti” şeklinde konuştu.
“CÜMLE ALEM BİLSİN Kİ BU TERÖR AYGITLARI KULLANILAMAZ HALE GELENE KADAR TERÖRLE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
Bütün ülkelerde sosyolojik fay hatları ortaya çıkarken, Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde yoluna devam ettiğini kaydeden Kurtulmuş, “İşte çekemedikleri budur. Türkiye 20 Temmuz’dan sonra bir taraftan DAEŞ, diğer tarafta PKK, DHKP-C ve diğer taraftan başka ülkelerin terör örgütleriyle karşı karşıya kaldı. Nasıl olsa geçici bir hükümet diye bu teröre mağlup olurlar diye düşünüp yanıldılarsa, şimdi de cümle alem bilsin ki bu terör aygıtları kullanılamaz hale gelene kadar terörle mücadelemiz devam edecek. Türkiye Gezi gibi, 17-25 Aralık gibi olaylarla başka badirelerin içerisine sokulmaya çalışıldı. AK Parti yüzde 49 buçukla iki vatandaşımızdan birinin oyunu aldı. Çok şükür ki sandık var. Sandık olduğu için Türkiye tek partili dönemden sonra yolunu açtı yürüdü. Eğer Türkiye bir Mısır olmadıysa demokrasinin her şeye rağmen iyi bir şekilde işlemesinden ötürüdür. Bu milletin böyle bir feraseti var. Şimdi oyunuza başvurma imkanımız yok. Ama her zaman fikirleriniz ve çalışmalarınız bizim için değerlidir. Biz fildişi kulede oturup siyaset yapan bir kadro değiliz. Bütün kadromuz sahada sizinle beraberdir. Kimin ne fikri varsa bunu bize duyurmasını bekliyoruz. Bu millet çok büyük tarihi sorumlulukları yerine getirdiği gibi bugün de çok büyük potansiyeli olan bir millettir. Bir asır geçti üzerinden. Herkesin işi gücü Türkiye’nin dünyada değerleri değiştiren bir ülke olmamasıdır. O Cizre’de çukurları açıp içine bomba koyan, o beyni yıkanmış çocuk kendi başına hareket etmiyor. Onu kullanarak bir asır öncesinin hesabını görüyorlar. Kimsenin dinine, diline, ırkına bakmadan asırlarca yaşamış Balkanlar’dan belki de 20 tane ülke çıktı. Aynı şekilde Arap yarımadası da 20 yıl içerisinde bertaraf edildi. Şimdi ancak ve ancak bir büyük kültürün sahibi olan insanlar bu kalkınmayı sağlayabilir. Bu coğrafyanın insanlarının bir asır evle aralarında bu suni sınırlar yoktu. Bugün de gönül coğrafyamızdan bu suni sınırları kaldırmak bizim görevimizdir. Biz bu sınırları kaldırmak için üzerimize düşeni yapacağız” ifadelerini kullandı.
“ŞİMDİ TÜRK’LE KÜRT’ÜN ARASINA SINIR KOYMAYA ÇALIŞIYORLAR. AVUÇLARINI YALARLAR”
Onlara önce sınırları böldüklerini, sonra zihinleri bölmeye çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, “Bizse önce zihinleri birleştireceğiz sonra sınırları birleştireceğiz. Şimdi Türk’le Kürt’ün arasına sınır koymaya çalışıyorlar. Avuçlarını yalarlar. Türkün Kürt’ten başka kaderi yoktur. Bu halklar burada vardır ve kıyamete kadar var olmaya devam edecektir. Bu coğrafyayı bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Güçlü Türkiye’den kastımız sadece ekonomik olarak güçlü Türkiye değildir. Iraklılarla beraber toplarsanız 3 milyon mülteci aldık. Şimdi bize diyorlar ki; ‘3 milyon verelim size, siz de bunları burada tutun.’ Bizim kimseden para istediğimiz yok. Şimdiye kadar bu millet yaklaşık 8 milyar dolar gibi bir parayı sadece mültecilere harcadı. Bu devletin değil milletin gücüdür. Güçlü devletten kastımız budur. Bizim gönlümüz onlardan daha zengin. Onların bütçeleri, ekonomileri ne kadar güçlü olursa olsun. Asla gönülleri ve zihinleri bizim kadar güçlü olmuyor. Bizim güçlü Türkiye kastımız sadece askeri gücü olan bir Türkiye değildir. Diğerlerini görüyorsunuz. İşte dünyanın dört bir tarafına işgal gücü olarak gidiyorlar, yüz binlerce insanın ölmesine sebep oluyorlar. Bunları hangi gerekçeyle yapıyorlar. Atom bombaları bile var. Belki daha henüz dünyanın bilmediği nice ölüm makineleri var. Ama askeri güç, adaletin denetiminde olmazsa yeryüzünde zulme dönüşüyor. Eğer askeri güç adaletin yanında olursa yeryüzünde nerede mazlum varsa siz orada olursunuz. İşte biz bu yüzden her yönden güçlü ama en önemlisi toplum olarak güçlü bir Türkiye istiyoruz. Halkın devlet deyince köydeki jandarmayı, şehirdeki polisi gördüğü bir Türkiye’yi hatırlıyoruz. Çok şükür devletle milletin başka telden çaldığı dönemler geride kaldı. Şimdi bizim güçlü Türkiye dediğimiz devletle milletin iç içe geçtiği bir Türkiye’dir. Devlet dediğimiz şey bizatihi milletin kendisidir. Aslolan devlet değil millettir. Millette ne varsa devlette de o olacaktır. Bu birliği bütünlüğü sağladığımız takdirde Türkiye’nin önünü kesecek kimse yoktur. Nihayetinde söz de karar da milletin kendisindedir” dedi.