• Şenyurt inşaat
Kategoriler Haber Girişi : 14 Nisan 2016 16:55

Prof Dr Bahattin Türetken kartv.net te İlk Yazısını Yazdı

Prof Dr Bahattin Türetken kartv.net te İlk Yazısını Yazdı

Prof Dr Bahattin Türetken kartv.net te İlk Yazısını Yazdı. İşte Erzurumlu Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr Bahattin Türetkenin ilk yazısı.

Haydi Gençler

Kartv Yönetim kurulu başkanı sayın Salih Yalçın bey benden yazı yazmam konusunda talepte bulundu. Yapmış olduğu milli haberlerle ülkemizde gündem oluşturan Erzurum sevdalısı ‘dadaşı’ kıramazdım. İnşaallah ‘Bismillah’ diyerek siz değerli okuyucularımızla bu köşede zaman zaman buluşacağız.

Ülkemizin son on beş yılına tanıklık edenler bilirler ki, ciddi bir değişim sürecinden geçtik. Bu değişim süreci her alanda değişik biçimlerde tezahür etti. Genelde olumlu algılanan bu süreç bazı kesimlerden de oldukça eleştiriler aldı. Eleştiriler, yapıcı , yönlendirici olduğu müddetçe   yeni fikir ve oluşumların başlamasına da sebep olmaktadır. Diğer türlü ise yıkıcı, kırıcı veya yokedici olarak iyi bir süreci etkileyebilir. Bunların hepsi bir sorumluluk gerektirir.

Son yıllara bakıldığında teknolojik atılımların daha belirgin olarak kendini gösterdiğine şahit oluyoruz. Ülkemiz daha önceleri yurtdışından temin ettiği sivil ve askeri alanındaki birçok sistemi artık kendi bünyesinde milli imkanlarla geliştirir hale geldi. Bu hızlı geçiş ‘teknoloji transferi’ adıyla zikredilmektedir. Teknoloji alanında bir atılım yapmak için, beş ana başlığı bünyenizde bulundurmanız gerekmektedir. Bunlar;

  • İnsan (liyakatlı ve ahlaklı, vatansever)
  • Bütçe
  • Net hedef (yenilenebilir )
  • Motivasyon
  • Güçlü bir Lider

Türkiye 2002 yılında işe buradan başladı. Öncelikle Bilimve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) aktif hale getirildi. 1983 yılında kurulan bu kurul 2004 yılına kadar 42 kez toplanması gerekirken sadece 9 kez toplanmış. Ama 2004-2014 arası ise 18 kez toplanmış. Bu kurulun kararları Türkiye’ deki teknolojik atılımların başlamasına vesile oldu. Bugün Türkiye, kendi gemisini, uçağını, füzesini ve tüfeğini yapar hale gelmiştir. Bunun yanında kritik teknolojileride bünyesinde oluşturur hal almıştır. Kritik teknoloji nedir sorusunun cevabı ‘ihtiyaç duyduğunuzu anda değeri 1 USD olan bir ürünü 1 milyon USD versenizde alamayacağınız ürün ve teknoloji’ olarak söylüyorum. Beklemediğiniz bir zamanda yüzünüze kapanan kapıların olacağını düşünerek kendi teknolojinizi oluşturmanız gerekmektedir.

Yukarda saydığım en temel beş ögenin en önemlisi insandır. İnsan olmazsa diğerlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Yetişmiş insan. Her yönüyle. Teknik ve ahlaki olarak. Malesef ülkemizinde en büyük sorunu bu. İnsan kalitemiz beklenen seviye de değil. Birde buna adam kayırmacılık girdiği zaman kalite yerlerde.  Liyakat ve ahlak esasına göre seçim yok. Geçenlerde MKE müdürü ‘Mustafa Tanrıverdi’ MP-5 ve MPT-76 model silahlarımızın çizim ve üretim planlarını satarken yakalandı. Herkes çok şaşırdı.  Bu kadar kritik bir kurumun başına böyle vatansevgisi olmayan bir adam nasıl konabilir. Burası Türkiye..Malesef konabiliyor. Bunu düşünürken aklıma gelen bir hatıramı affınıza sığınarak paylaşmak istiyorum.

Erzurumlu bir genç 1998 yılı Temmuz ayı TÜBİTAK’ tan iş teklifi alır. Yeni başlayan milli bir projede çalışmak için. Teklifi kabul eder,  lakin güvenlik soruşturmasının tamamlanması gerekir. Çünkü kritik projelerde çalışmak için bu esastır.  Bu esnada o genç,  İstanbul Teknik Üniversitesi’nde doktora çalışması yapıyor. Güvenlik soruşturması için iki sivil memur gencin yaşlı annesinin kapısını çalıyorlar. Tamda namaz vakti. Erzurum lular bilir namaz örtüsü vardır, genelde yaşlıların kullandığı. Annemiz başında namaz örtüsü ile kapıyı açar.

-‘Buyrun Evladım’  der..

-oğlunuzu sormuştuk derler. Annemiz korkar, endişelenir..

-hayırdır..

-yok birşey teyze derler…bir takım sorular sorduktan sonra ‘oğlunuz da namazını kılarmı’ diye sorarlar. Annemizde ,

-Allah’ ın izniyle ..

ve sonrası, işe kabul edilir. Benim devletim,  bu genci  işe alıp kritik bir projede çalıştırırken ‘namaz kılıp kılmadığını’ bir kriter olarak mı benimsemişti o yıllarda onu bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey vardı ki, dindar olmak olumlu manada bir ayrıcalık değildi.Olmadıda..tersi durumlarda yaşanmadı değil.. Dindar olmak veya olmamak kişinin özelidir. Tercih sebebi kişinin liyakatı ve ahlakı olmalıdır.

Şimdi yıl 2016 ve şunu düşündüm. Acaba MKE müdürü o göreve getirilirken onun annesinide ziyaret eden birileri oldu mu?  Ve nasıl kanaat getirildi bu kişinin öyle bir kritik göreve getirilmesi. Referansları kim?

Türkiye 2023, 2053 vizyonu olan nadir ülkelerden biridir. Bu hedeflerine ulaşması için tek umudu teknolojidir. Bunun için ise yetişmiş insan gücüne ihtiyacı vardır. Liyakat ve ahlak ilkesi gözardı edilmeden vatansever bilgili gençlerin önünün açılması zaruridir. Gruplaşma, hizipleşme, adam kayırma, fikriyatı ön planda tutarak vizyonsuz, liyakatsız ve ahlaksız  insanlara devletimizin güzide kurumları teslim edilmemeli.

Ey güzel ahlaklı genç kardeşlerim, sizede çalışmak çalışmak çalışmak  düşüyor. Bu milletin geleceği sizlersiniz.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.