İslami direniş hareketi Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, BM'nin Filistin topraklarındaki İsrail işgaline ilişkin kararının İsrail Başbakanı Netanyahu'yu çıldırttığını belirterek, söz konusu kararın Filistin halkına iade-i itibar sayıldığını söyledi.
İslami direniş hareketi Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, Yedi Hilal Derneğinin “Uluslarüstü İstanbul Konuşmaları” adı ile Haliç Kongre Merkezinde organize ettiği “Filistin” konulu konferansta konuştu. Salonda bulunan kalabalığa seslenen Meşal, “Davanın özü işgal edilen toprakların özgürleştirilmesi burada yaşayan halkın gelmesi ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne kavuşmasıdır” dedi.
“Bu davanın özeti işgalciyi buradan çıkarmak”
15 Temmuz Darbe girişiminin püskürtülmesine değinen Meşal, “Ey büyük milletin büyük çocukları siz nasıl bir gecede darbeyi durdurduysanız, yendiyseniz bizler de Filistin’de Siyonizm’i inşallah yeneceğiz. Filistin davasının özü nedir? İşin özeti bir işgalci var. Bu işgalci bizim kutsal topraklarımız işgal etti bu düşman ve buradan yaşayan halkı da buradan sürdü. Bu davanın özeti önce bu işgalciyi buradan çıkarmak, vatanı kurtarmak buranın sahiplerine toprakları iade etmektir. Bütün topraklar, o topraklarda yaşayanlar için önemlidir. Bir vatan düşmanlar tarafından işgal edilince o topraklarda yaşayanlar hep beraber ayağa kalkar ve o toprakları savunmaya çalışırlar” diye konuştu.
“Ana davamız Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek”
Filistin topraklarının kutsal toprakları olduğunu vurgulayan Halid Meşal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Filistin toprakları İsra ve Miraç olaylarının gerçekleştiği topraklardır. Filistin toprakları Kudüs, Müslümanların ilk kıblesinin olduğu yerdir. Filistin davası demek Mescid-i Aksa demektir. Mescid-i Aksa demek hepimizin peygamberi Hz. Muhammed sav’in namaz kıldığı mescittir. Bundan dolayı Siyonizm’le mücadelemizin ana cevheri budur. Ana davamızda Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmektir. Hiçbir proje hiçbir girişim eğer bize Filistin topraklarını iade etmiyorsa bu bizim projemiz olamaz. Filistin davasının başkenti olan Kudüs’ü bize geri vermeyen hiçbir çözüm bizim projemiz bizim çözümümüz olmaz. Tekrar söylemek gerekirse davanın özü işgal edilen toprakların özgürleştirilmesi burada yaşan halkın gelmesi ve Mescidi Aksanın özgürlüğüne kavuşmasıdır.”