Sosyal medyadan tanıştığı 3 kişi tarafından kaçırıldıktan sonra defalarca tecavüze uğrayan ve ardından öldürülen 15 yaşındaki genç kızın ailesinin çabaları 7 yıl sonra sonuç verdi. Isparta’da cesedi bulunduktan sonra hayat kadını olduğu sanılarak kimsesizler mezarlığına gömülen 15 yaşındaki Sezgi’nin yaşadıkları yıllar sonra yargıya taşındı.
Antalya’da yaşanan insanlık dışı dram, 15 yaşındaki Sezgi K’nın sosyal medyadan tanıştığı kişilerle buluşması ile başladı. Sezgi’yi bir eve götüren 3 kişi, gece boyunca 15 yaşındaki Sezgi’ye tecavüz etti. Bu saldırıya dayanamayan genç kız, evde hayatını kaybetti. Sezgi’nin cesedinden kurtulmak isteyen 3 zanlı, Sezgi’nin bedeninde delil bırakmamak için yıkadıktan sonra kiraladıkları araçla Isparta’ya götürerek bir araziye attı. Burada olaydan 32 saat sonra bulunan Sezgi’inin cesedi yapılan incelemelerin ardından kimsesizler mezarlığına gömüldü.
Sezgi K’nın kaybolması ile harekete geçen aile, DNA testinin ardından kızlarının Isparta’da kimsesizler mezarlığında toprağa verilen kişi olduğunu tespit etti. Tutulan avukatın ardından ise bir hukuk mücadelesi başladı. O mücadeleyi sürdüren ailenin avukatı Sibel Önder, “Kızımız 15 yaşında, körpecik bir kız çocuğu. Hayatının henüz çok başında. Sosyal medyanın kurbanı. Sosyal medya üzerinden tanışmış olduğu kişiler, tabi katili olduğunu bilmiyordu. Bunlarla iletişime geçer. İletişime geçmesinin akabinde bunlar tarafından kaçırılır. Kaçırıldıktan sonra bir gece sabaha kadar tecavüze uğrar. Uyuşturucu verilir, alkol verilir ve daha önce bünyesi bunlara alışık olmadığı için kalp atışları hızlanır, sabaha kadar da tecavüzü kaldıramadığı için ölür. Ve sabah kalkıp baktıklarında yanlarındaki küçücük kızın ölü bedenleri ile karşılaşırlar. Vücudundaki sperm örneklerini yok edebilmek amacıyla yıkarlar, arkasından da valize koyarlar ve Isparta’ya atıyorlar” şeklinde konuştu.
Sezgi’nin cesedinin bulunduğu sırada o bölgede bir hayat kadının kaybolduğu ihbarının yapıldığı ve bu nedenle bir hayat kadını diyerek cesedin üstün körü incelendiğini belirten Avukat Önder, “Yargılama süreci başladığı zaman tabi ki çok ciddi anlamda ağırlığımızı verdik. Öncelikli Adli Tıp tarafından hazırlanan raporda ölüm nedeninin tespit edilmediği yönündeydi. Arkasından bununla ilgili yapılan otopsinin daha öncesinden Sezgi’nin kaybolduğu tarihlerde bir hayat kadınının kaybolduğu ihbarının gelmesi üzerine açıkçası üstün körü bir inceleme yapıldığına kanaatindeydik ki, zaten tezimizde de haklı çıktık. Bu süre zarfında Adli Tıp’a tam 7 yıl boyunca bir şair gibi, ozan gibi atıştık durduk. Yargılamanın sürecini etkileyen en büyük etkenlerden bir tanesiydi. Şahsı ikrarları da vardı ancak delil yetersizliği sebebiyle sadece birer gün tutuklu kalıp tahliye edildiler” diye konuştu.
Şuan yapılan çalışmaların ardından zanlıların 13 Temmuz’da adalet önüne çıkarılacağını ifade eden Önder, “Adalet Sezgi için, tüm katledilen kadınlar için tecelli edecek. Sanıkların beyanlarında Sezgi’ye uyuşturucu verdikleri, alkol verdikleri yazmasına rağmen, Sezgi’nin bedeninde yapılan incelemelerde hiçbir şekilde ne uyuşturucuya, ne de alkole rastlanmadı. Sezgi Isparta’ya atıldıktan sonra yaklaşık 32 saat sonra bulundu. 32 saat sonra Jandarma tarafından olay yeri inceleme ekipleri çağrılarak geldi. Savcı incelemesini tamamladıktan sonra kimsesiz diye kimsesizler mezarlığına gömülür. Ailesinin özellikle de ablasının çabası ile DNA tespitinden sonra kimlik tespiti yapıldı” dedi.
Yarın başlayacak davaya da değinen Önder, “Dava yarın başlayacak. Toplam 4 sanık var, Üçü erkek biri kadın. Sanıklardan bir tanesi geçen sene kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor. Bir tanesi uyuşturucudan dolayı şuan tutuklu, diğeri ise kayıp” ifadelerini kullandı.