İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, içimizdeki sessiz düşman iltihap konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, “Bu duyabileceğin en yaygın sağlık sorunudur ve bedenini yıllar boyunca içten içe yer” dedi.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, içimizdeki sessiz düşman iltihap konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, “Bu duyabileceğin en yaygın sağlık sorunudur ve bedenini yıllar boyunca içten içe yer” dedi.
İltihap’ın kelime olarak Arapçadan köken aldığını, an sık duyup, en çabuk öğrendiğimiz sağlık ile ilgili kelimelerden birisi olduğunu anlatan Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, “İngilizcedeki karşılığı “İnflammation” yani kızarma, alevlenme, tutuşma anlamı taşır. Bu sözcük size, muhtemelen “koşarken düşüp dizini yaraladığın” zamanları ya da “yüzünde kabaran sivilceleri” hatırlatabilir. Bunlar büyüklerimizin yardımıyla geçebilen yaygın sorunlar olabilir. Bedenimiz, varlığını içerden ve dışarıdan tehdit eden durumlara karşı kendini savunan bir sistemle korunur. Bu sistem “Bağışıklık Sistemidir”.İlk koruyucu kalkanlar deri ve ağız içi gibi dış teması olan bölgeleri döşeyen “Mukoza” dediğimiz dokudur. Ardından, sebep ne olursa olsun canlı veya cansız yabancı maddeleri durdurmaya çalışan “Akyuvar” ve “İltihap=İnflamasyon” sistemidir. Ve eğer sebepler uzun sürerse 3. adımdaki koruma sistemimiz Lenfosit ve Antikor sistemi’dir” diye konuştu.
İltihabın çok özel bir çeşidi olan kronik iltihabın yavaş ve sessiz şekilde ilerler ve sebepler ortadan kaldırılamazsa asla durmadığını belirten Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, “İçinizde an be an ilerler. Buna rağmen, günümüzde tıpta hastalıkların en önemli süreçlerinden biri olduğu kabul edilmiş durumda: Giderek daha fazla araştırma sonucu gösteriyor ki kronik iltihap ilerleyici ve ağır hastalıklara yol açabiliyor. Pek çok hastalığın altında yatan neden bu. İltihap sadece mikroplarla ortaya çıkan bir durum değildir. Mikropsuzda iltihap olabilir” dedi.
Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, bilim insanlarının hala iltihaplanmanın tam olarak nasıl işlediği konusunu çözmeye çalıştığını belirterek, “”Her şey, herhangi bir zarara karşı bedenin ilk savunma hattı olan bağışıklık sistemiyle başlıyor. Yaralandığında veya hasta olduğunda, kemik iliği beyaz kan hücrelerini bölgeye gönderiyor. Bunlar hastalığın kökünü kurutup iyileşme işlemini başlatıyor. Hastalığı başlatan neden “Bağışıklık Sistemi’nin” çalışmasını farklı etkiliyor. Bağışıklık sisteminin bedeni savunmak için yaptıkları “Bedene zarar verir” hale geliyor. Gerek bağışıklık sisteminin doğrudan etkileri, gerekse dolaylı etkileri ile beden kendi kendine zarar veriyor. Sonuç olarak; “Kendi Savunma Sistemimiz” “İçimizdeki Düşman” haline geliyor.” diye konuştu.
Dr. M. Nafiz Karagözoğlu, iltihaplanmanın ana sebeplerinin Kanser, Romatizmal Hastalıklar, Kalp Hastalıkları, Diyabetes Mellitus (Şeker Hastalığı), Otoimmün Hastalıklar ve Alerjik Hastalıklar olabileceğini anlatarak daha sonra şunları söyledi; “Neyse ki, Kronik İltihaplanmayı önlemek ve gidermek için bir şeyler yapmak mümkün.
Öncelikle bu konunun da tek bir “Sihirli İlacı” yok. Doğallık en büyük güçtür. Doğru ve dengeli beslenme, bedenin her konuda sınırlarının zorlanmaması iltihap sürecinin başlamasını engellenmesinde altın kuraldır. Doğallıktan uzaklaştıkça hastalığa yaklaşırız.
BAŞLICA İLTİHAP TETİKLEYİCİLER
Hareket etmede azalma. Günlük hayatta yaptığımız hareket sayısının azalması, uzaktan kumandalı araç ve gereçlerin artması, ulaşımın araçlarla sağlanmasının artması dolaşım sisteminin ve bağışıklık sisteminin çalışmasını farklı kılar. Olumsuz yönde beden etkilenir. “Egzersiz” yapmak için yeterince zaman ayrılmaması iltihap ve hastalıklara kapı açar.
Sanayi tipi hazır beslenme ve hızlı tüketilen hazır gıdalar: Gerek koruyucu maddelerin, gerekse un-tuz-şeker karışımlı gıdaların doymuş yağ ve trans yağ içerikleri bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Şişmanlık da bağışıklık sisteminin çalışması etkilenir. Hastalıklara ve kronik iltihaplara yatkınlık artar.
Hava Kirliliği: Özellikle sanayini arttığı bölgelerdeki hava içeriğinin çeşitli gaz ve metallerle kirlenmesi solunum ve cilt yoluyla giren maddeler bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Teknolojinin hediyesi “Bedava Radyasyon”: Radyasyon üreten her türlü teknoloji ürünü araç, bedenler için tehdit olabiliyor. Bağışıklık sisteminin olumsuz etkilenerek kronik iltihabi hastalıkların gelişimine çanak tutabiliyorlar.
Stres: Yüksek derecede kaygı ve bunalım yaşamak bağışıklık sisteminin çalışmasını bozar. İltihaplanma genel olarak stres altındayken yükselişe geçer. Son zamanlarda yapılan diğer araştırmalar ise uzun süreli endişe ve depresyon yaşayan kişilerin iltihaplanmaya yatkınlığının artabileceğini gösteriyor.
Sigara, Alkol, Bağımlılık yapan maddeler: Bağışıklık sistemine en büyük zararı veren maddelerin başında keyif verici madde tüketimleri gelmektedir. Doğal olmayan bu maddeler bağışıklık sisteminin çökmesine bile neden olabilecek zararları beraberinde getiriyor.”