Son zamanlarda dilimizden düşmeyen o cümle: "Gençlik nereye gidiyor?" Sokaklarda artan şiddet olayları, akran zorbalığı, gençlerin işsizlikle depresyona sürüklendiği bir dönem… Bilginin unutulduğu, teknolojinin kurbanı olan bir nesil… Aileleri, toplumu, hepimizi tedirgin eden bir süreçten geçiyoruz.
Gelecek kaygısı bir yandan, ekonomik kriz bir yandan derken mahalle kültürü bozuldu, güven duygusu yok oldu, gençlik şiddete meyilli bir hale geldi. Doğru kelimelerin yerini yalanlar aldı, dürüstlük yerine kurnazlık ödüllendirilmeye başlandı. İçinde bulunduğumuz tablo, bir yıkımın ortasında hissettiriyor, adeta toplumsal bir cehennemin içinde gibiyiz.
Zor şartlara rağmen okuyup çabalayan, yıllarca emek vererek atanma hayali kuran gençlerimiz, umutsuzluk içinde tükeniyor. Atanamadıklarında büyük bir hayal kırıklığı ve depresyon yaşıyorlar. O kadar ki bazen bu çıkışsızlık intihara kadar sürükleyebiliyor. Peki, buraya kadar nasıl geldik? Daha da önemlisi buradan nasıl çıkacağız?
Çözüm Var mı?
Artık "Gençlik nereye gidiyor?" diye sormaktan öte, bir çözüm üretmenin zamanı geldi. Çünkü sokaklarda korkar hale geldik. "Kim vuracak, kim öldürecek, kim laf atacak?" diye düşünerek yaşamak istemiyoruz. Dahası, bunları yapanların ceza almadığı bir ülkede, aileler çocuklarını nasıl güven içinde büyütebilir?
Sorunun temelinde birçok etken var ama en önemlileri şunlar:
1. Eğitim ve İstihdam: Gençlerin umutsuzluğa sürüklenmemesi için eğitim politikaları iyileştirilmeli, liyakat esas alınmalı, torpil düzenine son verilmeli. Hak edenin hakkını aldığı bir sistem inşa edilmeli.
2. Akran Zorbalığıyla Mücadele: Okullarda empati ve hoşgörü kültürü oluşturulmalı. Zorbalığın önüne geçecek bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı.
3. Adalet ve Güvenlik: Suç işleyenler hak ettiği cezayı almalı. Suçun cezasız kaldığı bir toplumda şiddetin önüne geçmek mümkün değildir.
4. Teknoloji ve Bilinç: Teknolojiyi bilinçli kullanmayı öğrenmeli, gençleri bağımlılıktan kurtaracak projeler üretilmeli. Gerçek bilgiye ulaşma, kültür ve tarih bilinci artırılmalı.
Eğer bugün çözüm üretmezsek, yarın çok daha büyük bir kayıp yaşayacağız. Ziyan olan bir nesil, çiçekleri solan bir toplum ve umutları tükenmiş bir gelecek…
Şimdi birbirimize soralım: Gençlik gerçekten nereye gidiyor? Ve biz onları kurtarmak için ne yapıyoruz?
Belki de ilk adım, bu sorulara samimi cevaplar vermekle başlar.
Hatice Y.