• Şenyurt inşaat
Şehir GündemiHaber Girişi : 22 Ağustos 2023 09:58

Geleceğimiz betona gömülüyor! Bostana ektim bina!

Geleceğimiz betona gömülüyor! Bostana ektim bina!
Verimli tarlaların tek tek imara açıldığı Erzurum’da birkaç yıl öncesine kadar işlenen tarım arazileri binlerce hektar azaldı.

Ekim yapılan verimli arazilerin inşaat şantiyesine döndüğünü söyleyen Erzurum Sebze Üreticileri Derneği eski başkanı Necati Yıldızer, üretim alanlarının göz göre göre yok olduğunu söyledi.

 

Kombina Caddesi mevkiinde çekilen bu fotoğraf karesi, tarım arazilerinin nasıl yok edildiğini gözler önüne seriyor. Sebze üretimi açısından oldukça verimli olan arazilerde yükselen beton binalar, dünya gıda krizinin yaşandığı günümüzde geleceğimiz için endişe veriyor. Kentleşme başta olmak üzere birçok sektör tarım topraklarını adeta yutuyor.

Erzurum’da üç yıl önce 480 bin hektar işlenen tarım arazisi bulunuyordu. Bu rakam yıllar içinde 60 bin hektar eriyerek Tarım ve Orman İl Müdürlüğü verilerine göre 420 bin hektara düştü. 

 

Verimli arazilerimiz yok oluyor

Erzurum Sebze Üreticileri Derneği eski başkanı ve üretici Necati Yıldızer, “Bu toprağı bir daha bulamayız. Bizim en büyük sorunumuz imarın bizi sıkıştırması. İmara açılmasın diye bu yüzden diretmekteyiz. Şu anda bulunduğumuz, üzerinde üretim yaptığımız arazinin yapısı sebze yetiştirmeye son derece elverişli.  Burası gibi verimli başka bir alan yok, toprak yapısı humuslu, dolayısıyla verim açısından çok yüksek. Bunun yanı sıra bu bölgenin taban suyu çok yüksek. İnşaatlar yükseliyor ama temel açısından çok tehlikeli. Bina yapımına uygun araziler değil. Dolayısıyla üretim noktasında diretiyoruz, yetkililerimiz bize yardımcı olsun. Bizlere bir alternatif gösterilsin. Burnumuzun dibine de girseniz, inadına üretim diyoruz” dedi.  

İmar bizi sıkıştırıyor

Arazilerin imara açılmasıyla üretimin düştüğünü söyleyen Yıldızer, “Bizim en büyük sorunumuz imarın bizi sıkıştırması. Yıllardır toplantılar yaptık, bürokratlarla görüştük fakat hiçbir çözüm bulunamadı. Deyim yerindeyse imar geldi ağzımıza kadar girdi. Bundan sonra gideceğimiz bir yer yok. Bundan sonra bizim mesleğimizi, yani seracılığı yapacak kimse de yok. Bilemiyorum bu şehir ne yiyecek, ne ile beslenecek? Ürettiğimiz ürünlerin hemen hemen yarısından fazlasını çevre illere satmaktayız. Burada bir ekonomi var.  Burada her şeyden önemlisi üretim var. Görünen o ki burada bulunan çiftçi grubunu gözden çıkarmışlar. Bizi görmüyorlar, üretim varmış, yokmuş kimsenin umurunda değil.  İmar bizi sıkıştırdıkça Dadaşköy’e doğru gidiyoruz. Dadaşköy ile üniversite arasında sıkıştık kaldık. Gidebileceğimiz başka bir yer yok” diye konuştu.

Üretim alanlarımız eriyor

Tarım yapılan arazilerdeki su hatlarının dahi inşaat alanları içinde kaldığını belirten Yıldızer, “Bakıldığı zaman bu bölge genel olarak tarım arazisiydi. Yaklaşık 4 bin dekar alanda ekim, üretim yapılıyordu. Şu anda bunun 2 bin dönümü imara açıldı, binalar, evler yapıldı ve hala da inşaatlar devam ediyor, hala daha binalar yükseliyor. Tarım alanı iyice kısıtlandı. Su hatlarımız imar alanlarının, inşaat alanlarının içinde kaldı. Yapılan inşaatlardan, yol çalışmalarından dolayı buradaki su hatlarımız çakışıyor. Bu da seralarımız için sıkıntı oluşturuyor. Tarım yapılan alanlar ile inşaatlar dip dibe olduğu için toz, kum, hafriyat bunlar da üretimi olumsuz etkiliyor. Örneğin inşaatta özenli bir çalışma olmadığı için çimento, kireç torbaları atılıyor. Ürünlerin üzerine gelen toz, kireç bunlar da böceklenme yapıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen o tarladan başararak ürün alacağız. Bizleri bir an evvel uygun bir yere taşımazlarsa hepimiz pasifize olacağız. Biz eleman bulamazken, elde bulunan mevcut kalifiye elemanlar yani bizler pasif duruma düşeceğiz. Üretim alanlarımız, imara açılarak sürekli eriyor” ifadelerini kullandı.

Nesrin Demir/Pusula