Psikiyatrist Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, Türkiye'de her 5 evlilikten 2'sinin ilk beş yılda boşandığına dikkat çekerek, evliliği bitiren sebepler konusunda uyardı.
Evliliğin iki farklı kişinin aile kurmak üzere, kanunların uygun gördüğü şekilde, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürdürülmesi planlanarak bir araya gelmesi olduğunu anlatan Yrd.Doç.Dr.Rdvan Üney, “İki kişi heyecanla “evet” der ve hikâye başlar. 2014 yılında Türkiye’de 600 bin evlilik gerçekleşirken, aynı yıl 130 bin boşanma gerçekleşmiştir. Bu durum her 4-5 evlilikten biri ayrılıkla sonuçlanıyor. Evliliği yapmak kadar yaşatmak ve devam ettirmek de çok önemli olduğunu bu rakamlar gösteriyor. Ülkemizde her 5 evlilikten 2’si ilk beş yılda boşanıyor. Araştırmalar Türkiye’de boşanmanın en önemli nedenlerinin geçimsizlik, aldatma-aldatılma, şiddet ve terk edilme olduğunu gösteriyor” dedi.
Yrd.Doç.Dr.Rdvan Üney, boşanmanın en sık 10 nedenini ise şöyle açıkladı:
“Yalan söylemek: Her ilişki gibi güven zedelenirse, bir süre sonra eşler birbirine karşı şüpheci olurlar. Zor kurulan ama kolay yıkılan güvenin tamiri zordur.
Ekonomik sıkıntılar: Baştan olan ve devam eden ekonomik sıkıntılar olabileceği gibi, evlilik sırasında işini kaybetme ya da iflas ve bunun sonucu oluşan borçlar, kredi kartı borçları, icralar gibi bir sürü olumsuzluklar.
Şiddet, aşağılama ve eleştiri: Evlilikte kişiler olumlu duygular yaşamak isterler. Ancak sürekli eleştiri, aşağılamalar ve şiddetin devreye girmesi boşanma olmasa bile evliliği kâğıt üzerinde kalan bir durum haline sokar.
Aldatma: Aldatmada kusur aldatılanın değil aldatanındır. Ancak aldatılan kişi kendisini yetersiz görür. Aldatanı affetmek bu davranışın devamını sağlar. Güvensizlik başladıktan sonra evlilik çekilmez bir hal alır.
Karşı tarafı değiştirmeye kalkmak: Kişinin bugüne kadar olan bilgisi ve hayat görüşü kolayca değişmez.
Tartışmak; aksine inatçı bir tutum oluşturur. Kişiler birbirlerinden istedikleri şeyi açıklıkla ve duygularını katarak ifade etmezlerse ilişki tıkanır.
Kalabalık yaşamlar: Ülkemizde bir kısım çiftler aile büyükleri ile birlikte yaşamaktadırlar, ya da aileler ilişkiye müdahale etmektedirler. Evlilikte herkes kendi ailesinden sorumlu olmalıdır. Eşini ailesiyle karşı karşıya getirmek ve bunu görmezden gelmek kişilerin birbirlerine inançlarını ve güvenlerini kaybetmelerine neden olmaktadır.
Birbirinden uzaklaşmak: Çoğu çift evlilikleri esnasında gerek iş hayatının stresi gerekse çocukların ihtiyaçları nedeniyle birbirlerine zaman ayıramaz hale gelirler. Bir süre sonra bu ihmal nedeniyle birbirlerine yabancılaşırlar.
Sorunları çözmeden yola devam etmek: Evlilikte zaman zaman tıkanıklıklar oluşur. Çiftlerden biri ya da her ikisi de bunu görmezden gelirse, giderek krizler artar ve bu birikim sonunda patlamalara neden olur. Sorunun çözümünü bulmak için kişiler nereden başlayacaklarını da bilemezler.
Cinsel sorunlar: Başlangıçta iyi olan cinsel yaşantı bazen giderek yaşam şartlarının yoğunluğu, ekonomik sorunlar, aile bireylerinin sorunları nedeniyle giderek önemini yitirir. Kişilere bir süre sonra ya karşı taraftan cinsel olarak soğur ya da kendisinin beğenilmediği duygusuna kapılır.
Alkol, kumar ve psikolojik sorunlar: Bu tip sorunlar başladığında öncelikle kişiler birbirlerini idare etmeye başlarlar. Ancak sonunda ilişki zora girer. Aile ihmal edilmeye başlanır. Bu tip sorunları fark eder etmez profesyonel destek almaktan çekinilmemelidir.”