Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faize dayalı bankacılık sistemini ve yüksek reel faizleri eleştirerek, “Kişisel olarak piyasaya siyaseten ve kamu gücü ile müdahaleyi doğru bulmuyorum ama piyasanın da kendisine müdahale yollarını açmayacak bir tutarlılıkla yoluna devam etmesi gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası arasında imzalanan “Stratejik İş Birliği İçin Mutabakat Zaptı Gong Töreni” ne katıldı.
“Faize dayalı bankacılık sistemi çıkmazın içindedir”
Törende konuşan Erdoğan, iki kurum arasındaki işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İhtiyaçların çok fazla, kaynakların ise sınırlı olduğu dünyada, alternatif finans ihtiyacının da daha önemli bir hal aldığını vurgulayan Erdoğan, “Faize dayalı bankacılık sistemi ciddi bir çıkmazın içindedir. 2008 finans krizinde bozulan dengeler yerine oturmuş değildir, yakın zamanda da böyle bir ihtimal gözükmemektedir. Faize daima olumsuz yaklaşmış bir kişi olarak bu kriz karşısında çok da şaşırmadığımı ifade etmek istiyorum. Emekle, alın teriyle, bilgiyle, ticaretle para kazanmayı esas alan bir finans sistemine yönelmeliyiz” diye konuştu.
Osmanlı’nın ilk kez 1854 yılından dış borç aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tarihten itibaren yıllarca bankalar, bankerler, tefeciler tarafından adeta iliği sömürülmüş bir ülkenin üzülerek söyleyeceğim Osmanlı’nın mirasçısıyız. Osmanlı’ya yüzde 900 oranında faizin uygulandığı dönemler olmuştur. Cumhuriyet döneminde de bu faiz illetinden yakamızı sıyıramadık. Gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere çıktığı günleri hatırlayın. Vergi gelirlerinin faiz ödemelerini dahi karşılayamadığı yıllar oldu. Bugün elbette böyle vahim bir manzara ile karşı karşıya değiliz. Haklılığımız da ortaya çıkıyor. Hala dünyanın en yüksek reel faizini ödeyen ülkelerden biri olmamız, açıkçası bunun bir ispatıdır. Bundan kurtulabilir miyiz, kurtuluruz. Bu benim ağırıma gidiyor. Türkiye’ye yönetme sorumluluğunu üstlendiğim son 14 yılda sadece birkaç konuda arzu ettiğim mesafeyi kat edemedik. Bunlar arasında eğitim ve kültür politikalarındaki eksikliklere ve reel faizlerin düşürülememesi en başta yer alır. Bu bir öz eleştiri” dedi.
“Faizleri lütfen makul seviyelere çekin”
Merkez Bankası’na yüksek faiz eleştirisinde bulunan Erdoğan, “Yıllarca bu yüzden merkez bankasını eleştirmek zorunda kaldım. Hala da eleştiriyorum. Tabii dediler ki ‘merkez bankası bağımsızdır. O yine bağımsızlığını oynasın, ben siyasetçiyim. Benim ona resmen müdahale yetkim yok ama böyle bir şey varsa bende eleştirimi yapacağım. Çünkü halkımın karşısında tokadı yiyen benim, başındaki bürokrat değil. Öyleyse uyarımı yapacağım, o da çözüm yolu bulsun. Tokadı ben yiyeyim, sefayı o sürsün yok böyle bir şey. Merkez bankasının bağımsızlığına sözüm yok ama milletim hakkının yüksek reel faiz yoluyla heba edilmesine ben rıza gösteremem. Bir kez daha bankacılık sektörüne sesleniyorum. Faizleri lütfen makul seviyelere çekin” ifadelerini kullandı.
“Piyasaya müdahaleyi doğru bulmuyorum ama piyasanın da müdahale yollarını açmaması lazım”
Türkiye’de işsizliğin yüzde 11’in üzerinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu ülke bu hale düşmeli mi? Eğer bu hale düşmemesini istiyorsak öyleyse bize lazım olan yatırımdır, üretim, istihdam, rekabettir. Yatırım olabilmesi için girişimcinin imkanları yakalaması lazım. Ama paradan para kazanmaya alışmış bankacılık sistemi, kredi noktasında gerekli desteği vermiyor. Veriyorsa çok yüksek faizle veriyor ve girişimci adımını atamıyor. Girmişse bakıyorsunuz kısa süre sonra ödemeler yapılamayınca hemen geri çağırmalar başlıyor. Böyle kalkınabilir miyiz? Eğer bunlar adil, usulüne uygun bir şeklide yapılırsa millet inanıyorum ki buradan fırsatı yakalar ve ayağa kalkar. Yapılmazsa, haksızlığa da eninde sonunda isyan eder. O zaman milletin temsilcileri olan bizleri gerekirse acı ilaç mahiyetinde önlemleri alması kaçınılmaz hale gelir. Kişisel olarak piyasaya siyaseten ve kamu gücü ile müdahaleyi doğru bulmuyorum ama piyasanın da kendisine müdahale yollarını açmayacak bir tutarlılıkla yoluna devam etmesi gerekiyor. Türkiye büyük hedefleri olan bir ülke. Diğer birçok sıkıntı ile birlikte uluslararası alanda finans kaynaklarına erişimimiz zorlaştırılarak, yatırımlarımız engellenmeye çalışılıyor. Pek çok projede bu sorunu yaşadık. Dışarıda böyle ciddi sıkıntılar yaşarken bir de kendi bankacılık sistemimiz ayağımıza pranga vurmaya kalkarsa bu olmaz. En kısa zamanda bu konuda orta yolu bulacağımıza inanıyorum.”