Doğuştan kolları olmayan ve iki bacağında da platin bulunan 32 yaşındaki Birgül Aran, azmiyle tüm engelleri aştı. Üç üniversiteyi tamamlayan ve 4’üncüsünü okuyan Aran, tam bir kitap kurdu.
Bingöl’de doğuştan iki kolu olmayan ve iki bacağında platin bulunan Birgül Aran, azmiyle eğitim alanında birçok başarıya imza attı. İlk ve orta dereceli eğitimini çok zor şartlar altında tamamlayan Aran, “İlkokulu, ortaokulu ve liseyi örgün öğretimde zor şartlar altında okudum. Başarılı bir öğrenciydim, bütün sınıfları liseye kadar takdirle bitirdim. Lisede merdiven sorunu yaşıyordum, asansör yoktu. Buna rağmen hiç devamsızlık yapmadım ve bundan dolayı ödül aldım” dedi.
Liseden sonra merkezi Hollanda olan Avrupa İslam Üniversitesinin İstanbul şubesinde İslami İlimler Fakültesine kayıt yaptırarak iki yıl okuduğunu belirten Aran, “Daha sonra Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde ön lisans ilahiyat bölümünü bitirdim ve aynı üniversitede sosyoloji okudum. Şimdi de sosyal hizmetler bölümüne kaydımı yaptırdım ve birincisi sınıf öğrencisiyim. Aile danışmanlığı ve psikoloji sertifikam var. Psikoloji üzerine Bingöl Devlet Hastanesinde staj gördüm. Arapça 1 ve 2 dil belgelerim var” diye konuştu.
KİTAP KURDU
Boş zamanlarını Bingöl İl Halk Kütüphanesinde geçiren Aran, kitap okumanın insan hayatındaki birçok şeyi değiştirdiğini söyledi. Aran, kitap okuduktan sonra hayatında çok şey değiştiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayata bakış açımı, düşüncelerimi, ideolojilerimi değiştirdi ve ayakta dik durmamı sağladı. Kitap okumayı bilgi edinme amaçlı değil, kendimi gerçekleştirmek için okuyorum. Cemil Meriç’in bir sözü var, ‘Ben kitaptaki insanları, sokaktaki insanlardan daha çok seviyorum’ diyor. Başka bir söz daha var dikkatimi çeken, ‘Kitap hiçbir geminin götüremediği limana insanları götürür.’ Ben gücün fizikten ve insandan ziyade bilgide olduğuna inanıyorum. Bilgi insanlara büyük bir güç, kişilik ve şahsiyet katıyor. Lisede okuduğum bir yazarın şu sözü çok dikkatimi çekmişti, İnsanlık el, ayak, göz ve burunda olmuş olsaydı bizim ile duvardaki resim arasında bir fark olmazdı.”
“ENGELLİLİK BİZİM TERCİH ETMEDİĞİMİZ BİR ELBİSEDİR”
Toplumun engelliye bakışının çok farklı olduğunu anlatan Aran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Engellilerin daha ikinci plana itilme durumu var. Engellilere edilgen, yardıma muhtaç, acınacak durumda bakılıyor. Aslında engellilerde çok yüksek potansiyel var. Engelliler bir işi yaptıklarında sağlam bir insandan daha özverilidir. Engellilik bizim tercih etmediğimiz bir elbisedir. Ben engelliliğinin de insana çok şey kattığına inanıyorum. Engellilere gerekli ilgi alaka gösterilir ve gereken ortam sağlanırsa, inanıyorum ki bir engelli de en az bir sağlam kadar hem verimli olur, hem kendisini ifade eder hem de topluma faydalı olur.”