Dört bir yanı sarmıştı zulüm
İnsanlar birbirini öldürürken vicdanlar soğumuş
Git gide yalnızlık, salkımını salmıştı gövdesinden hüznün
Yağmurla karışmıştı toprak, bulanmış birer çamurdu etten kemiğe ulaşan
Gözlerindeki yaş yerine, oluk oluk akıtılan kanlardı masumların içinde
Bir bakış ta derin ormanlar yanıyordu, küçücük çocuğun ruhunda
Sarılmaz da artık kapanmayan yaralar almıştı
Top, mermi, tüfek hepsi parçalamıştı hayallerini umutlarını
Çalınmıştı çocukluğu yırtık bir ayakkabı geride bıraktığı bir de o son bakışı
Nasıl da konmuştu içime bir ağrı
Çok vicdansızdı, dünya dediğimiz aslında bizlerin batırdığı bu gemiydi
Susmuştuk, şükrü bilmemiştik, yetinmek nedir bilmeden
Nefisimize yenildik ve gurur yine ön planda nefrete döndü
Kırıntılar misali tek bir parçaya muhtaç hale düştük yine de akıllanmadık hani
Canımızı yakanlara karşı can yaktık
İnsanlığımızdan soyulduk, cahillikle sınandık
Gariptir ki hep yanan yine o masumlar oldu
Aklı henüz ermemiş, beşikte son nefesini kapatan, mermiyle hayata veda eden bebeğin bakışı
Annesinin kucağında can veren çocuğun son sözleri
Saçları örgülü babasının dizinde uykuya dalmaya çalışan çocuğun sıcaklığını çaldık
Hepsi ne uğruna birkaç kuruş nefis uğruna
Vurulup atılan mermi tanesinde kaç can alındı kim bilir görmelerin diyarında
Kimin umurunda
O kadar acınası haldeyiz ki
Rabbim gaflet uykusundan uyandır
Bizi acılarla imtihan edip cahillikle koyma
Senin kapında merhametine sığındık bizleri affet
Sen bağışlayansın sen sesimizi duyansın
Ne olur bu masumları sen kurtar
TWTHAT