Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Törenine katıldı. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına kısa bir ara vererek, 39 ilçeden partiye yeni üye olan kişiler arasında rastgele isim çekerek arayıp tebrik etti.
“Öylesine büyük bir kuşatma ve saldırı altındayız ki, tam manasıyla Çanakkale’deki gibi 7 düvele karşı duruyoruz desek yeridir”
Siyasetin gönüllü bir uğraş olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Siyaset gönüllü bir uğraştır. AK Parti de siyaset kapıları amacı ülkesine ve millete hizmet etmek olan herkese her kademede sonuna kadar açıktır. Üyelikten teşkilat yönetimine kadar AK Parti’de yer alan bütün kardeşlerimizin gece gündüz çalışacaklarına inanıyorum. AK Parti güçlü olursa Türkiye de güçlü olur. Bunun için ülkemizi hedef alanlar aynı zamanda AK Parti’ye de saldırıyor. Bize diz çöktürürlerse milletimizin direncini kırıp Türkiye’yi istedikleri istikamete yönlendirebileceklerini biliyorlar. Bu bakımdan AK Parti’de görev üstlenmek millete hizmetin yanı sıra vatan müdafaasında en ön safta yer almak demektir. Bugün Türkiye en az Cumhuriyetimizin kuruluş dönemindeki kadar kritik, sonuçları en az o dönemdeki kadar büyük olacak bir mücadelenin içindedir. Siyasi, ekonomik, askeri olarak öylesine büyük bir kuşatma ve saldırı altındayız ki, tam manasıyla Çanakkale’deki gibi 7 düvele karşı duruyoruz desek yeridir. Mücadelenin büyüklüğü öncelikle bizlerin milletimizin ülkeyi yönetme sorumluğumuzu verdiği kadroların sağlam durmasını, safları sıkı tutmasını gerekiyor. Bir siyasi parti olarak saflarımızın sıklığının somut işareti kadrolarımız ve milletimizden aldığımız destek oranıdır” dedi.
“Ölenler öldü kalan sağlar bizimdir, bir ölür bin diriliriz”
İstifa edenlerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurulduğumuz günden bu yana girdiğimiz her mücadelede yanımızda yer alan, desteğini bizden esirgemeyen milletimizin gönlünün bizimle olduğunu biliyoruz. AK Parti teşkilatında özellikle bize düşen görev gönül kırgınlığını telafi etmek bununla beraber yeni gönüller kazanmaktır. Bir ay içerisinde 45 bin üye. Bazıları istifa ediyor diyorlar. Edebilir. Ama bakın bir ayda 45 bin geldi. Bizim için bu noktada söylenmez ama mecburen söylüyorum. Ölenler öldü kalan sağlar bizimdir. Yani bir ölür bin diriliriz var ya bu da budur. Onun için üzülmeye gerek yok. Yeter ki teşkilatımız bir olsun çalışsın ve üye kayıtlarında yoğun bir şekilde çalışmaya devam edelim. Gitmişler hayır olmuş. Demek ki onlar kendileri için burada beklediklerini bulamadılar. Şu andan itibaren de biz aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Ama yeter ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
“Suriye’de rejim diye karşımıza çıkartılan yapı suni olarak hayata tutulan siyasi bir mevtadır”
Suriye’deki gelişmelerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki gelişmeler ülkemizin geleceği için hayati öneme sahiptir. Buradan bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye’nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak gibi bir niyeti asla söz konusu değildir. Tam tersine Suriye topraklarının ilhak ve işgalinin önüne geçme gayreti içindeyiz. Suriye topraklarının neredeyse üçte birlik bölümü PKK terör örgütünün ve destekleyen ne yazık ki Amerika’nın işgali altındadır. Aynı şekilde Suriye topraklarında Rusya’sından İran’ına kimi Avrupa ve körfez ülkelerine kadar pek çok devlet faaliyet yürütüyor. Suriye’de halkın en azından büyük bir bölümünü muhatap alınacak meşru bir yönetim bulunmuyor. Suriye’de halk ‘Türkiye Türkiye’ diyor. Suriye’de halk ellerinde Türkiye bayrağıyla sokaklarda dolaşıyor. Suriye’de rejim diye karşımıza çıkartılan yapı halkıyla kavgalı, bir takım devletlerin destekleriyle suni olarak hayata tutulan siyasi bir mevtadır” şeklinde konuştu.
“Biz bir Esed, bu noktada olamayız. Onda acıma duygusu kalmış değil”
“Türkiye’nin Suriye’deki varlığına itiraz edenlerin öncelikle şu sorulara cevap vermesi lazımdır” diyerek sorular yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK terör örgütü, onu destekleyen Amerika dururken niçin 4 milyona yakın Suriyeliye kendi topraklarında bundan çok daha fazlasına Suriye içinde insani destek veren Türkiye hedef alınıyor? Ülkemizin güneyindeki şehirler terör örgütünün saldırıları altındayken sesleri çıkmayanlar Türkiye tüm sınır hattı boyunca güvenli bölge oluşturmaya çalışınca niçin birdenbire Suriye sevdalısı kesiliyorlar? Şu anda bizde 3,5 milyon Suriyeli var. Ama yeni İdlib’den sadece şu anda 4 milyona yakın insan ülkemize gelme arzusunda. Biz bunlar için de İdlib’de güvenli bölge oluşturuyoruz. Onun için yoğun bir şekilde briket barınaklar oluşturmaya başladık. Bu barınakları yapıyoruz. Buralarda o kardeşlerimizi daha konforlu bir yapıda barındıralım. Onun çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Muhacir ensar anlayışımız var. Biz onlara bırakın vursunlar, varil bombalarını indirsinler mi diyelim. Buna mı eyvallah edelim? Edemeyiz. Biz bir Esed, bu noktada olamayız. Onda acıma duygusu kalmış değil. Onun için biz merhamet sahibi bir millet olarak gayret gösteriyoruz. Rejim kendi halkını kadın çocuk demeden uçaklarla, toplarla helikopterle bombalayarak gözü dönmüş katil sürüleriyle katlederek ilerlerken Türkiye’nin bu insanları kurtarma çalışmalarına bu kadar niçin bu derece karşı çıkılıyor” dedi.
“Rejim güçleri Soçi sınırlarına çekilene kadar İdlib’deki sorun çözülmeyecektir”
İdlib’le ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Suriye’de davetsiz misafir olduğunu öne sürenler, acaba kendilerinin dünyanın dört bir yanında davetsiz bir şekilde yürüttükleri faaliyetleri aynı şekilde tarif edebilecekler mi? Onlara davet var mı, yok. Davetli olanlar da orada ne yapıyorlar. Bunları değerlendirmemiz lazım. Biz Adana Mutabakatı ile Suriye’ye davetliyiz. Davetsiz misafir olduğunu iddia edenler Türkiye’ye yönelik saldırılara hak verenler aynı zamanda dünyanın dört bir yanında kendileri için de benzer bir yolu açtığının farkındalar mı? Suriye halkının canını ve onurunu korumak için yürüttüğü mücadeleye destek vermek üzere davet ettiği Türkiye’nin buradaki varlığı rejimin davetinden daha mı az meşrudur. İdlib’den ülkemize yönelen 1 milyon kişilik göç dalgasını umursamadan kimseye gücü yetmeyen ama kendi halkına saldırmakta pek bir şahin kesilen zalim rejime kol kenet gerenler Türkiye’nin bu çarpık denklemi bozmakta kararlı olduğunu hala görmüyorlar mı? Bugün İdlib’de yaşanan insani trajediye sırf Türkiye güç durumda kalacak diye seyirci kalan uluslararası toplumla yarın yıkılan bir bentten akan seller gibi üzerine çullanacak yükü karşılamaya hazır mı? Bu soruları daha epeyce uzatmak mümkündür. Buradan bir kez daha Suriye’deki zulmü durdurma sınırlarımızın ve kardeşlerimizin güvenliğini sağlama kararlığımızı tekrarlıyorum. Rejim güçleri Soçi muhtırasının sınırlarına çekilene kadar İdlib’deki sorun çözülmeyecektir. İdlib’deki sorun çözülmedikçe de buradan sınırlarımıza yönelen kitlelerin ne de ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşü mümkün olmayacaktır. Rejimin saldırıya geçtiği her yerde insanlar diğer bölgelere değil Türkiye’ye yöneliyor. Çünkü güven bölgesi burası. Çünkü bu insanlar rejimin hakim olduğu yerlerde canlarının mallarının güvende olmayacağını biliyorlar” ifadelerini kullandı.
“Şubat ayı bitmeden biz bu işi yapacağız. Bunu dostlarımızın desteğiyle gerçekleştirebilirsek memnuniyet duyarız”
“Rusya’nın kendi halkına düşman bir rejime toprak kazandırma çabası suni solunumla onun ömrünü uzatma gayretinden başka bir şey değildir” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir süre sonra suni solunum da işe yaramayacak rejim tümüyle bir celsede inşallah cesede dönüşecektir. Bizim tüm çabamız bu süreçte olabildiği kadar az can kaybı yaşanmasıdır. Suriye’yi kendi siyasi ve askeri hesaplarının bilek güreşi alanına çevirmeye çalışanların umurunda olmayabilir. Bu topraklarda yiten her can bizim yüreğimizi yakıyor. Bu insanlar bizim hem tarihi, hem coğrafi hem de dini olarak kardeşimizdir. Kardeşlerimizi zalimlerin insafına terk etmeyecek, sınırlarımızda terör örgütlerinin ve meşruiyetini yitirmiş rejimin tehdidiyle inşallah onların yaşamına terk etmeyeceğiz. Biz bu yolda gerekirse ölmeyi göze aldık. Varsa aynı fedakarlığı göze alan hodri meydan diyoruz. İdlib’deki çözüm, rejimin saldırganlığının bir an önce durdurulması ve daha önce varılan anlaşmalardaki sınırlara çekilmesidir. Aksi takdirde Şubat ayı bitmeden biz bu işi yapacağız. Bunu dostlarımızın desteğiyle gerçekleştirebilirsek memnuniyet duyarız. Yok bu işi zor yoldan yapmamız gerekiyorsa biz ona da varız. İşte bu kadar açık ve net ifade ediyorum. Suriye’yi terör örgütlerinden ve rejimin zulmünden temizlemeden bize huzurla uyumak haramdır. Mademki 81 vilayeti ve 83 milyon vatandaşıyla Türkiye’nin güvenliği buradan geçiyor öyleyse ne yapıp edip bunu başaracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Törenine katıldı. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına kısa bir ara vererek, 39 ilçeden partiye yeni üye olan kişiler arasında rastgele isim çekerek arayıp tebrik etti.
“AK Parti 10 buçuk milyona yakın Türkiye’nin en fazla üyeye sahip partisidir, bu dünyada da böyledir”
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üye sayımız artıyor ailemiz büyüyor. Bu çalışmanın önümüzdeki aylarda aynen devam edeceğine inanıyorum siyasi partilerde üye çalışmaları zordur. Büyük emek ve azim ister. Gençlik kollarında aktif siyasete başladığım 1976’dan bu yana bu çalışmaların zahmetine yakinen şahidim. Üye sayısının bir partinin gerçek gücünü yansıttığını da biliyorum. Bunun için AK Partiyi kurduğumuzdan bu yana teşkilatlarımızdan bu noktada asla taviz vermediğimiz en önemli faaliyet üye sayısını artırma çalışmasıdır. Bugün AK Parti 10 buçuk milyona yakın Türkiye’nin en fazla üyeye sahip partisidir. Bu dünyada da böyledir. Örneği yok. Kime bunu söylersek hepsi şaşırıyor. Aynı şekilde bir milyonu aşan genç ve 4 milyon 700 bini aşan kadın üye sayısıyla bu alanda da rakipsiz durumdayız. Üye sayımız toplam seçmenin yüzde 19 gibi önemli bir oranına ulaşıyor. Bu önemli ama bize göre yeterli olmayan bir orandır. Türkiye’nin önceki yıl 82 milyon nüfusu 57 milyon seçmeni vardı. Geçtiğimiz yıl nüfus 83 milyonu aştı. Amacımız 83 milyon insanımızın her bir ferdini bu büyük ailenin bir parçası haline getirmektir. Bu ülkede herkesin gönlünü kazanmadan orada kalıcı hale gelmeden kendimizi görevimizi yerine getirmiş sayamayız. AK Parti kurulduğu günden bu yana seçimlerde istisnasız birinci çıkmasının bu anlayışla çalışmasına borçludur. Türkiye’nin en çok oy alan ve 17 yılı aşkın süredir iktidarda bulunan partinin genel başkanı olarak milletimizle buluşuyoruz. Partimizin her kademesindeki kardeşimden aynı gayreti bekliyorum. Mahalle temsilcimiz mahallesine, il teşkilatımız iline, merkez karar yönetim kurulu üyelerimiz sorumluluk alanlarındaki yerlere genel merkezimizi bütün Türkiye’ye bu şekilde sahip çıktığı sürece Allah’ın izniyle AK Parti’nin sırtını yere getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” dedi.
“AK Parti ulusal bir coğrafyaya değil uluslararası bir coğrafyaya hitap eden bir partidir”
Üye çalışmalarının sürmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gece Pakistan’dan döndüm. Bu çalışmaları orada da yaptık. Çünkü AK Parti ulusal bir coğrafyaya değil uluslararası bir coğrafyaya hitap eden bir partidir. Öyleyse bunun için çalışmalarımızı yapacağız. Bu sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Bu sorumlulukla biz aynı zamanda o kadim tarihimizden aldığımızı mesuliyetle bu yola devam edeceğiz. AK Parti milletin partisidir. İsminden, programından başlayacak her şeyiyle milletimize hizmetkar olacak bir anlayışıyla inşa ettik. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Burada kibir yok. Birileri afra tafra yapabilir, gurur satabilir. İnsanlara tebessümü kendi nezdinde haram görebilir. Ama biz bunu asla yapamayız. Bizim için tebessüm bir sadakadır, bunu böyle bilip yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’de kuruluşu tepeden tabana doğru değil, tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek parti AK Partidir. Bunun için diğer faaliyetlerimizle birlikte üye çalışmalarımızı aksamaya, gevşemeye göz boyamaya meydan vermeden samimi bir şekilde sürdürmeliyiz. Üye çalışmaları aynı zamanda kapı kapı dolaşmak, sıkılmadık el dokunmadık gönül bırakmamak anlamına geliyor. Seçimden seçime milleti hatırlayanların yıllardır oy oranlarını 1 puan dahi artıramamış olmaları bizim için önemlidir. AK Parti’nin olması gereken yer yüzde 50’lerin çok üzeridir. İnşallah yeni üye çalışmaları ve kongre sürecinde yürüteceğiz çalışmalarla bunu sağlayacağız. Her üye adeta birer çarpan olarak artacak” diye konuştu.