Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi 2018-2919 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 90 bin öğrencisiyle faaliyet gösteren Dokuz Eylül Üniversitesinin başarısını daha ileriye taşıyacağına inandığını belirtti.
Konuşmasına hayatını kaybeden 3 ismi anarak başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son günlerde her biri kendi alanlarındaki birikimleri, eserleriyle gençlerimize örnek olan kayıp yaşadık. Bunlardan biri fotoğraf sanatçısı Ara Güler’dir. Dünyanın son yarım asrına damga vuruş büyük ustayı yad ediyoruz. Kendisiyle ve objektifiyle ailecek tanışma imkanı bulduğumuz büyük usta, ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil etmiştir. İkinci olarak ıhlamurların çiçek açtığı mevsimlerin şairi Bahattin Karakoç. Her ölüm hüzünlüdür. Şaire yakışır şekilde şiirleriyle yad etmektir bize düşen. Üçüncü kaybımız siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerdeki akademik çalışmaları yanında siyasetçi kimliği ile tanıdığımız Prof. Dr. Oya Akgönenç hocamıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Bu 3 isim gençlerimizi çok iyi tanımaları ve örnek almaları gereken şahsiyetlerdir. Başarı hangi işi değil işinizi nasıl yaptığınızla ilgilidir. Örencilerimizden de eğitimlerine aynı anlayışla ve dört elle sarılmalarını bekliyoruz” dedi.
“Ocağın ateşi harlayınca ortaya güzel sonuçlar çıkıyor”
Türkiye’nin kadim bir devlete ve medeniyete sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu kadim tarihte çok büyük mücadeleler, emekler vardır. Sadece Anadolu’daki varlığımız korumak için verdiğimiz mücadelenin her biri dahi tek başına destandır. Malazgirt’ten başlayıp 15 Temmuz’a şanlı zaferler silsilesinden bahsetmiyorum. Mesela yüksek öğretim kurumlarımız dünyanın eski öğretim kurumlarının mirasçılarıdır. Şanlıurfa’da dünyaca ünlü Harran Okulu dünyanın en eski üniversitelerinde kabul edilir. Yine Ege Bölgemizdeki binlerce yılık geçmişe sahip şehirlerimiz, aynı zamanda kültür ve bilim yuvasıdır. Nice şehirlerimiz asırlar boyunca sadece bölgemizin değil dünyanın en önemli kütür ve bilim merkezidir. Böylesine mirasa sahip Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor. Demek ki bir yerde sıkıntı var, bir şeyleri ihmal ettik. Yitik kaybedildiği yerde bulunur. Madem cevher bu topraklarda saklı öyleyse sorunun çözümü de burada arayacağız. Türkiye’nin son 17 yılda kat ettiği mesafe ocağın ateşi harlayınca ortaya güzel sonuçlar çıkabileceğini gösteriyor” dedi.
“Üniversitelerimizden reformlarımıza destek bekliyoruz”
Eğitim ve öğretime yatırım yaptıklarını ancak gerekli sonuçları elde edemediklerini aktaran Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı ile istişare yaptıklarını ve istişare sonrası umudunun arttığını belirterek, “Atacağımız adımlarla yeni bir çıkış, diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum. Alt yapı ve kapasite bakımında büyük mesafe kat etmemize rağmen içerik ve sistem konusunda sıkıntı var. Eğitim standardını sınavlara ihtiyaç duymadan dikey geçiş ile ne yazık ki zorlanıyoruz. Öncelikli hedefimiz eğitime hem içerik hem sistem olarak katkı sağlayacak seviyeye çıkarmaktır. Okul öncesinden iş hayatına uzanan tüm alanlarda eğitime bakış açımızı uygulamamız ve ülke ihtiyaçlarına göre geliştireceğiz. Bu meseleyi çözmeden diğer alanda istediğimiz sonuçlara ulaşamayız. Üniversitelerimizden kendi alanlarındaki reformlarımıza destek bekliyoruz. Bu konuda hocalarımız bizim için önemli rehberler. Kendi bireysel çekişmelerinin ideolojik saplantılarının, kariyer hırsıyla dolu kadroların bunu gerçekleştirmesi mümkün değil” dedi.
“Hep birlikte el ele vererek Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız”
Almanya Şansölyesi ile görüşmesi sırasında Almanya’daki üniversitelerde 3 milyon civarında bir rakamdan bahsedildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizimse şu anda 8 milyon öğrencimiz bulunuyor. Demek ki biz şu anda iyiyiz. Nitelik noktasında sıkıntılarımız olabilir ama önümüz açık. 10 yıl sonra yapacağımız çalışalar inanıyorum ki sizi değerli hocalarımız sayesinde bu gençlik çok daha farklı şekilde yetişecek ve diğer ülkeleri aşacağız ve geçeceğiz. Önümüzdeki dönemde bizi akademik olarak özel sektörü de zorlu bir süreç bekliyor. Organize sanayi bölgeleriyle okullar iç içe geçirmekte kararlıyız. Teorik ve pratik buluşmasını buralarda sağlayacağız. Hep birlikte el ele vererek Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bölgemizde son çeyrek asırda yaşananlar bilhassa yakın tarihte şahit olduğumuz olaylar bir gerçeği hatırlatıyor. Bu gerçek; bu gölgede hayatınızı sürdürmek için güçlü ekonomiye, bağımsız ekonomiye sahip olacaksınız. Ayrıca tasarlayan, üreten, ihraç eden sanayiniz olacak. İlaveten bunları bilimle destekleyecek akademiye sahip olacaksınız. Bunlar yoksa size hayat hakkı tanımıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı”
Türkiye’nin yıllarca ordusundan ekonomisine her alanda oyalandığını, geriletildiği, hedeflerinden uzaklaştırıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte 2002 sonunda göreve geldiğimizde milli savunmamızın veya ordumuzun yüzde 20 ihtiyacını karşılar durumdaydık. Ama şimdi biz bunu yüzde 65’e çıkarmış durumdayız. Bugüne kadar kapılarına gidip alamadığımız savunmaya ve taarruza yönelik ihtiyaçlarımızda söyledikleri kongreden izin çıkmıyor. Şimdi o izin çıkmıyor dedikleri, kötü komşular bizi ev sahibi yaptı ve biz bunları öğretir hale geldik. Devam edeceğiz diğer eksiklerimizi de inşallah gidereceğiz. Yılarca kendi iç kavgalarımızla o kadar çok enerji tükettik ki dışarıyı takip edecek takatimiz kalmadı. Ülkemize en büyük katkımız, bu tuzaktan milletimizi uzak tutmak olmuştur. Sınırlarımızda ne yaşarsak yaşayalım asıl hedeflerimizden kopmadık. Başımıza hangi bela musallat edilirse edilsin yolumuzdan sapmadık, gözümüzü o menzilden ayırmadık” diye konuştu.
“Biz elimizi çekmeyeceğiz, büyük devlet olmak lafla olmuyor, icraatla oluyor”
Moldova ziyaretiyle ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlara yardım elimizi uzatıyoruz, hastanelerde kültür evlerine varıncaya kadar. Hafif bir el dokunması bile o insanları öyle mutlu ediyor ki. Yaklaşık 15 bin kişi meydanı doldurdu ben Türkçe hitap ediyorum ve onlar da anlıyor. Bu güzellikle oralarda bazı adımları atmamız gerektiğini bizzat yerinde görme fırsatı bulduk. Nerelerden nerelere uzanmışız. Biz elimizi buralardan çekmeyeceğiz. Büyük devlet olmak lafla olmuyor, icraatla oluyor. Buralara elimizin uzanması mutluluklarını artırıyor. Daha düne kadar teröristlerle kendi sınırlarımızda baş etmekte zorlanırken, bugün Irak’tan Suriye’ye teröristlere hayatı zindan ediyoruz. İnlerine gireceğiz dedik ve inlerine girdik. Şu anda artık kaçacak delik arıyorlar. İnsansız hava araçlarımızla (İHA) bütün koordinatlarımız belirleniyor, F16lar gereğini yapıyor. Bazen İHA’lar işi bitiyor ve bunlar yerli. Türkiye’de üretiliyor. Nerden nereye geldik. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır. Düne kadar ekonomik şantajlarla siyasi irademize ipotek konulmasına rıza gösterirken bugün en zor şartlarda bile kendi yol haritamızı takip edebiliyoruz. Şu anda dünyanın 10 yatırımından 6’sına ev sahipliği yapıyoruz. Güvenliğimiz için sınır ötesi operasyonlarımızın yanında insani duruşumuzla dünyanın takdirini kazanıyoruz. Herkesin sırtını döndüğü Suriye’de umutlar hala canlıysa bunda en büyük pay Türkiye’ye aittir. İdlib, Afrin, Cerablus’ta da durum böyledir. 3,5 milyon Suriyeliye, 500 bin Iraklı’ya ev sahipliği yapıyoruz. Bütün bunları insani ve vicdani görevimiz olarak yapıyoruz” dedi.
“Ellerini ovuşturanlar da her zaman ki gibi hüsrana uğradı”
Ekonomiyle ilgili söylentilerle ilgili de konuşan Erdoğan, “Son yıllarda döviz kuru yükseldi, enflasyon kıpırdadı diye birileri hemen ellerini ovuşturmaya başladı. Biz gereken tedbirleri alıp rota ve uzun vadeli programlarla yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca ellerini ovuşturanlar da her zaman ki gibi hüsrana uğradı. İnşallah Türkiye bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak yatırım ve gelişmesine devam edecektir. Dünyanın 10 ekonomisinde biri olma hedefimizden taviz vermedik vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi milletimizle son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Bu süreçte bizi en mutlu eden Azerbaycan gibi dostlarımızın hep yanımıza görmemizdir” dedi.
Binali Yıldırım’dan gençlere tavsiyeler
TBMM Başkanı Binali Yıldırım ise, “Rektörümüz üniversitenin ilk öğrencilerinden. Belki de öğrenci olarak okuyup rektör olan ilk akademisyen. Üniversite evrensel şehir anlamına gelir. Buralar bilgi ve düşünde üretim merkezidir. Fikirler tehdit altında asla olmamalıdır. Güvenlik ve özgürlük ortamında her fikir konuşulmalı ve tartışılmalıdır. Öğretim üyesi ve görevlisi olmak kendini ilme adamak demektir. Nasıl ki her eline fırça alana ressam olmayacağı gibi her önüne gelen de öğretim görevlisi olamaz. Bunun dışına çıkılan zamanlar oldu. Gençlerimiz zekaları ile değil kılık kıyafetleri ile değerlendirildi. Birçok gencimiz okulunda bu sebeple uzaklaşmak zorunda kaldı. Biz ilme ve alime hürmet etmek mecburiyetindeyiz. Eğitim ve öğretimin yaşı yoktur. Her yaşta her zaman eğitime ihtiyaç vardır. Beyniniz bir değirmen gibi gıdası öğrenmektir. İnsan öğrendikçe gelişir” dedi.
Gençlere seslenerek tavsiyelerde de bulunan TBMM Başkanı Yıldırım, “Gençler, ilkokuldan itibaren eğitim öğretim sürecinden geçiyorsunuz. Bu süreç hayatınız boyunca devam edecek. Öğrenmek hiç bitmeyecek. Bu sıralar sizin için fırsattır, kendiniz çok yönlü yetiştirin. Çünkü işsizlik gençlerde dünyanın en büyük sorunu hale geliyor. Gençlerde Afrika’da yüzde 4, Ortadoğu’da yüzde 42, Avrupa ülkelerinde yüzde 24-34 arasında değişiyor. İyilerin arasında yer alabilmemiz için teknolojinin gerisinde kalmamamız gerekiyor. Her aşamada faydalanın ancak esiri olmayın. Zaman öldürme aracına dönüşmemeli. Bilgi artık çok değerli hale geldi. Büyük veri, akıllı yazılımlar, robot teknolojileri, yapay zeka, endüstri 4.0 gibi kavramlar hayatımıza giriyor. Son yıllarda dünyanın en fazla ciro yapan şirketleri 150 yıllık geçmişe sahip şirketler değil, 20 yıllık geçmişi olan iletişim ve teknoloji şirketleridir. Sizler de ağın gerisinde kalmamak için okumalı ve öğrenmelisiniz. Öğrenmeyi bıraktığınız gün yaşlanacaksınız. Hayata olaylara mutlu ve umutlu bakın” şeklinde konuştu.
“Birçok alanda hızla yol aldık”
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 36 yıldır Türkiye’ye, bilim dünyasına ve insanlığa hizmet verdiğini belirterek, “Ulusal ve uluslararası alanlardaki başarılarıyla ülkemizi gururlandıran; köklü geçmişi ve nitelikli altyapısıyla 90 bin kişilik bir aile olan üniversitemiz, özgün akademik çalışmaların yapıldığı müstesna bir kurumdur. Burada aklını ve önsezilerini kullanabilen; milli ve manevi değerlere sahip bireyler yetiştirme misyonuyla hareket edilmektedir. Hızla büyüyen ve gelişen Türkiye’nin nitelikli insan gücünün karşılanmasında, ihtiyaç duyulan alanlarda ve sektörel çalışmalarda ciddi sorumluğu ve katkısı bulunan üniversitemiz, önümüzdeki dönemde yeni bir vizyon ile hareket edecektir. Bu yol haritasının temelinde ise yapay zekadan artırılmış gerçekliğe; nesnelerin internetinden otonom robotlara kadar Endüstri 4.0’ın bütün argümanları ve dijital dünyanın bileşenleri öncelikle yer alacaktır. Bu temellere bağlı olarak genetik, nanoteknoji, enerji, sağlık, çevre ve dijital dünya gibi gelecek gördüğümüz stratejik alanlara odaklanarak milli ve yerli politikaların geliştirilmesine destek olacağız. Ülkemizin bu alanlardaki yatırımlarına öncülük ederek, tematik projelerin ve bilimsel işbirliklerinin yapılmasını sağlayacağız. Bu ana eksenimize bağlı olarak da; dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında yer almak için çalışacağız” dedi.
Göreve geldiği günden bu yana yaptıkları birçok başarılı projeleri de anlatan Hotar, sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanım sizin insan sağlığına verdiğiniz değeri ve hassasiyetinizi biliyoruz. Bizler de işçi güvenliği ve meslek hastalıkları konusunda Sayın Meclis Başkanımızın, her konuda olduğu gibi bu konuda da desteklerini alarak bir proje başlattık. İnşallah, önümüzdeki dönemde İzmir’de ihtisaslaşmış bir Meslek Hastalıkları Hastanesi’ni sizin teşriflerinizle açacağız. Gördüğünüz üzere; mensuplarımızla birlikte birçok alanda hızla yol almaya gayret ettik. Önümüzdeki dönemde ise daha farklı projeleri hayata geçirmek için çalışacağız. Depreme dayanıksız bina ve yurtlarımızla ilgili yenileme çalışmalarımızı hızla başlattık. Alsancak Stadyumunun yanındaki yerimizde Etnografya müzesi kuracak; Anadolu tarihinin zenginliklerini burada muhafaza edeceğiz. Büyük Deney Hayvanları Laboratuvarı projesini hayata geçirecek; bilimsel araştırmaları yeni bir düzeye taşıyacağız. Yine çeşitli yarışma ve müsabakalarda ödül alan öğrencilerimizi desteklemeye devam edeceğiz.”
Erdoğan’ın sevdiği şarkılar seslendirildi
Törende Dokuz Eylül Üniversitesi Orkestrası tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sevdiği ‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda’ ile ‘Nazende’ şarkıları seslendirilirken, Erdoğan orkestraya eşlik ederek ayakta alkışladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin ardından Aliağa’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte açılışını yapacağı Star Rafinelerine hareket etti.