Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şuanda sadece Avrupa, Asya ve Amerika’nın parsellediği bir BM Güvenlik Konseyi var. Din olarak sadece Hristiyanlar'ın oluşturduğu bir konsey var. Ama biz bunu seslendirmeye devam edeceğiz. Bu çarpık düzen eninde sonunda çökecektir” dedi.
Çekmeköy Belediyesi tarafından düzenlenen “Merhamet ve Adalet” konulu kısa film yarışması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde yapılan gala gecesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, AK Parti İstanbul Milletvekili Mehdi Eker, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve davetliler katıldı.
Kur’an-i Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz yaptı. Anneler Günü’nün önemine değinen Poyraz, “Öncelikle ‘Vatan sağ olsun’ diyen, ‘Ne mutlu bana ki, benim de bir şehidim var diyen’ yiğit anneler olmak üzere tüm annelerin ellerini saygıyla öpüyor, Anneler Günü’nü tebrik ediyorum. Adalet ve merhamet insanı insan yapan en yüce değerdir. Eşrefi mahlukat olmanın gerekçesi, Peygamber Efendimizin en başta gelen özelliğidir. Kainatın kuruluşunun temelindeki en büyük sırdır adalet ve merhamet. Yüce Yaradan’ın merhametinin gazabından daha büyük olması, yüce adaletinin sonsuz oluşu biz insanlara en büyük ibrettir” diye konuştu.
Başkan Poyraz’ın ardından kürsüye davet edilen AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ise, Çekmeköy’ün uluslararası bir çalışmaya imza attığını ifade etti. Temurci, “Değerli başkanıma ve ekibine gerçekten yürekten teşekkür ediyorum. Hz. Peygamberimizin bize bırakmış olduğu bütün emanetlerin hayatımıza ışık tutmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Necip Fazıl üstadın mısraları aklıma geldi. Gerçekten adaleti ve merhameti konuştuğumuzda, karşımızda da kurucu lider Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğunu gördüğümüzde saygı değer Cumhurbaşkanımız dünya 5’ten büyüktür diyor. Dünyada adaletin ne anlama geldiğini bu şekilde seslendiren bir liderin, bir kurucu liderin İstanbul’da il başkanı olarak bugün burada ‘Adalet ve Merhamet’ temalı bu çalışmanın çok çok önemli bir çalışma olduğunu tekrar ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
BAKAN ÜNAL: “BİZİM SANATIMIZ EŞYAYI HAKİKİ KILMA ÇABASI DEĞİLDİR”
Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, ‘Anneler Günü’nü tebrik ederek sözlerine başladı. Ünal, “Bir annenin bir çocuktan Kudüs yapması, aynı zamanda Medine yapması, İstanbul yapmasıdır. Çünkü bizim medeniyet tasavvurumuzun, bizim idrakimizin şehre yansıması, çamurun Adem olması, bizim inancımız, hayata dair algımız, kimliğimiz hasılı bizi biz yapan her şeydir. Çünkü bizim için şehir yaşam biçimimizin bizim emniyette ve güvende olduğumuz merhametin, adaletin, vicdanın, iyiliğin tebessüm ettiği yerdir. Çekmeköy Belediyemizin merhamet ve adalet konulu kısa film ödül yarışması Kültür ve Turizm Bakanlığı için de önemliydi ve ciddi anlamda destek sağlamaya gayret ettik. Çünkü bizim sanatı hafızamız ile yeniden kavramamız, kimliğimiz ile tasavvurumuz ile yeniden kavramamız ve biz kimiz sorusunun cevabının bulduğu temel alanlardan bir tanesi sinemanın dili. İnsan aslında eşyanın kendisine çarpması ile birlikte eşyayı nasıl anladığını, nasıl yorumladığını, eşya ile nasıl ilişki kurduğunu sanat ile anlatır. Sanatın estetiği ile sitilize ederek yeni bir dil ile anlatır. Sinemanın ayrı bir dili, tiyatronun ayrı bir dili vardır. İnsan sanat ile kendisini ifade eder. Bizim sanatımız eşyayı hakiki kılma çabası değil, bizim çabamız aslında eşyadaki faniliği ve baki olanın da ne olduğunu anlatma gayretidir” diye konuştu.
ERDOĞAN: “DERECEYE GİREN ESERLERİN SAHİPLERİNİ AYRICA KUTLUYORUM”
Daha sonra kürsüye davet edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine Anneler Günü’nü tebrik ederek başladı. Erdoğan, “Gençlerimizi tebrik ediyorum. Yarışmada ön seçici kurul ve jüri tarafından başarılı bulunarak bugün gösterimi yapılacak olan ve dereceye giren eserlerin sahiplerini ayrıca kutluyorum. Bu güzel programı düzenledikleri için Çekmeköy Belediye Başkanımıza ve ekibine şükranlarımızı sunuyorum. Geçtiğimiz yıl Çekmekey Belediyemizin Siyer-i Nebi Yarışması ödül törenine katılmıştık. Bugün de yine medeniyetimizin çok önemli iki kavramı olan adalet ve merhamet temasıyla düzenlenen kısa film yarışması ödül töreni vesilesiyle sizlerle birlikteyiz” dedi.
“365 GÜNÜN TAMAMI HER AN ANNELER GÜNÜ’DÜR”
Merhamet denilince akla ilk gelen şeyin anneler olduğunu ifade eden Erdoğan, “Merhamet deyince ister istemez akla önce anneler geliyor. Dünyada bir annenin evladına olan merhameti ile mukayese edilebilecek pek az insani bir duygu olabileceğine inanıyorum. Her yıl Mayıs ayının ikinci pazarı yani bugün tüm dünyada anneler günü olarak kutlanıyor. Hangi yaşta olursa tüm annelerin bu güzel gününü kutluyorum. Anneler Günü için bir günün yeteceğine inanan birisi değilim. Anneler Günü itibariyle 365 günün tamamı her an Anneler Günü’dür. Terörle mücadele sırasında evlatları şehitlik mertebesine ulaşan annelerin bu anlamda günde ayrıca tebrik ediyorum. Dün Malatya’da bazı şehitlerimizin anneleri ile bir arada olduk. Fakat onların vakarına ve vakur duruşuna hayran olmamak mümkün değildir. Bu anneler evlatları şehit oldu. Ama onlar yine dimdik ayaktaydı. Allah onlardan razı olsun” diye konuştu.
“SİNEMA ALANINDA ARZU ETTİĞİMİZ SEVİYENİN OLDUKÇA GERİSİNDEYİZ
Sinema ve kültürel alandaki yapıtlar bakımından arzu edilen seviyeye ulaşılamadığına dikkat çeken Erdoğan, “Tabi burada pek çok ilkleri içinde barındıran bu yarışmaya 20 farklı ülkeden 500’ü aşkın başvurunun yapılmış olması başlı başına projenin başarısına işarettir. Amatör ve profesyonel yarışmacıların ‘adalet ve merhamet’ temalı böyle bir yarışma için harekete geçmiş olmaları doğrusu beni heyecanlandırdı ve mutlu etti. Açık konuşmak gerekirse sinema kendi medeniyet ve kültür dünyamıza uygun ürünler bakımından çok da verimli bir alan değil. Elbette bir kısmı burada olan kıymetli sinemacılarımız büyük mücadeleler ve emeklerle ciddi ürünlerin ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Ama sektörün büyüklüğü ve etki alanını dikkate aldığımızda yapılanların yapılması gerekenlere göre çok az olduğunu görüyorum, sıkıntı bu. Son yıllarda bu doğrultuda bir takım ümit verici gelişmelere şahit oluyorsak da henüz arzu ettiğimiz seviyenin oldukça gerisindeyiz” şeklinde konuştu.
“KÜLTÜR BAKANLIĞIMIZ YENİ BİR ATAĞIN YENİ BİR HAMLENİN İÇERİSİNDEDİR”
Kültür Bakanlığı’nın bu konuda atağa geçtiğine dikkat çeken Erdoğan, “Şimdi Kültür Bakanlığımız sinema dünyası ile ilgili yeni bir atağın, yeni bir hamlenin içerisindedir. Temennim odur ki bu geri kalmışlığımızı süratle başarır ve burada da dünya ile bir rekabet içerisine girmiş oluruz. Kültür ve sanat alanında söz sahibi olmayan bir düşüncenin, bir mücadelenin kalıcı başarıyı yakalaması oldukça güçtür. Siyasi iktidar önemlidir, ekonomik iktidar önemlidir ama sosyal iktidarla taçlandırmadığınızda buralarda elde ettiğiniz başarıları sürdürülebilir kılamazsınız. Onun için kültür, onun için sanat çok çok önemlidir. Çekmeköy Belediyemizin bu projeleriyle diğer belediyelerimize de örnek olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
“ÜLKEMİZDE ŞUANDA OBEZLİKTE HATIRI SAYILIR BİR KONUMA GELMİŞ VAZİYETTEDİR”
Dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğine ve obezite sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın bir köşesinde masum insanlar katledilirken, dünyanın diğer tarafından milyarlarca kişi yürekleri acıtan kayıtsızlık içerisinde kendi konforunu yükseltmenin peşinde koşuyor. Zalim diktatörlerin, acımasız terör tehditlerinden kaçan biçare kadınlar ve çocuklar karşılarında şefkatle açılmış kollar değil, kapatılmış kapılar, duvarlarla örülmüş sınırlarda. Afrika’da, Asya’da sayıları milyarları bulan insanlar açlık tehdidi altında yaşarken, Batı’da obezlik giderek bir sorun haline geliyor. Bakın şunu söyleyeyim; bizim ülkemizde şuanda obezlikte hatırı sayılır bir konuma gelmiş vaziyettedir. Bir obezlik tehdidi altındayız Türkiye olarak. Dünyamızın uzaydan çekilen görüntülerinde geceleri belli bölgeleri ışıl ışıl iken, diğer bazı bölgelerin derin bir karanlığa gömülü olduğu net bir şekilde seçilebiliyor. Velhasıl adaletsizlik ve merhametsizlik her tarafı sarmış durumda. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, hemen yanı başımızdaki Suriye’de altı yıldır yaşananlar karşısında insanlık çok kötü bir sınav vermiştir. Türkiye gönlünü ve sınırlarını mazlumlara açarken üç maymunu oynayanlar konu kendileri olunca ilk iş kapıları kapattılar. İşte bunlarda merhamet yok, işte bunlarda adalet yok. Bunlarda diktatörlük var, zulüm var. Biz meseleyi kaynağında çözmeyi Suriye’de güvenli bölge oluşturarak insanları göç etmeye iten sebepleri ortadan kaldırmayı teklif ettiğimiz halde meseleyi ısrarla başka yönlere çekmeyi sürdürüyorlar” dedi.
“CANIMIZI YAKAN BU ÖRGÜTE (DEAŞ) KARŞI MÜCADELEMİZDE BİZİ YALNIZ BIRAKTILAR”
DEAŞ terör örgütüne yönelik mücadelede Türkiye’nin yalnız bırakıldığını ifade eden Erdoğan, “Suriye’de DEAŞ terör örgütleriyle mücadele ettiklerini söyleyenlerin hiçbiri ne bizim kadar örgüte zayiat verdirmişlerdir ne de bizim kadar bedel ödemişlerdir. Bir yandan canlı bombalarla, diğer yandan Kilis’e yönelik saldırılarla canımızı yakan bu örgüte karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar. Ankara ve İstanbul’da teröre veriler tepkilerle Paris’te, Brüksel’de yapılan eylemlere verilen tepkiler arasında adaletsizliğin somutlaşmış halinden başka bir şey değildir. Türkiye 3 milyon göçmeni topraklarında barındırırken 300 bin göçmene tahammül edememek. İşte örnek veriyorum; merhametsizlik” diye konuştu.
“ŞUANDA SADECE AVRUPA, ASYA VE AMERİKA’NIN PARSELLEDİĞİ BİR BM GÜVENLİK KONSEYİ VAR”
Dünyadaki uluslararası kuruluşların adaletsizliği adeta ödüllendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası kuruluşların yapısı ve işleyişi adaletsizliği derinleştiren, merhametsizliği ödüllendiren bir pratiğe sahiptir. Biz, dünya 5’ten büyüktür derken BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı nezdinde işte bu çarpıklığa karşı itirazımızı da dile getiriyoruz. Adalet var mı? Yok. 5 tane daimi üye dünyanın kaderini belirliyor. Adaletsizlik bir defa orada tamamen pekişmiş vaziyettedir. İşlerine geliyor mu? Gelmiyor. Şuanda sadece Avrupa, Asya ve Amerika’nın parsellediği bir BM Güvenlik Konseyi var. Din olarak sadece Hristiyanlar’ın oluşturduğu bir konsey var. Ama biz bunu seslendirmeye devam edeceğiz. Söyleye söyleye, anlata anlata, konuş konuşa er veya geç bu ülkede 5 ülkenin dışındaki 190 ülkenin de orada temsilini sağlayacağız, sağlamamız lazım. Bu çarpık düzen eninde sonunda çökecektir. İşte o gün bugün kendi çıkarları için her türlü haksızlığa göz yumanlar kendileri de adalete ve merhamete muhtaç hale gelecekler. Biz insanlık böyle bir felakete mariz kalmadan harekete geçilmesini, adım atılmasını istiyoruz. Çağrımızda, çırpınışımız da bunun içindir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından ödüle layık görülen eserler ve proje sahipleri sahneye davet edilerek tek tek ödülleri takdim edildi. Gecede Erdoğan’a da katılımlarından dolayı plaket takdim edildi.