Erzurum’da Osmanlı mimarisinin nadide özelliklerine sahip olan tarihi Caferiye Camii, yüzyıllardır tarihi yapısını koruyarak, adeta yıllara meydan okuyor.
Osmanlı döneminde inşa edilen ve Erzurum’un en eski camileri arasında bulunan Caferiye Camii geçmişten bugüne yapısını koruyarak, ibadet etmek isteyen vatandaşların sıkça uğradığı noktalardan biri. Yakutiye ilçesinde bulunan ve 1645’ten beri varlığını sürdüren cami, ziyarete gelenlerin zihninde tarihten izler bırakıyor.
Yüzyıllardır ayakta...
Şehir hafızasını canlı tutmak amacıyla Erzurum Valiliğinin paylaştığı anekdotta caminin tarihine ilişkin şu ifadelere yer verildi; “Caferiye Camii, Erzurum’un önde gelen şahsiyetlerinden alimliği ve hayırseverliği ile tanınmış olan hazine memuru Cafer Efendi tarafından Sultan İbrahim döneminde 1645 yılında yaptırılmıştır.
Osmanlı mimarisinin nadide özelliklerine sahip olan tarihi camii; ilk inşasında bir külliye olarak düzenlenmiştir. Cami, çilehane, medrese, mektep, hamam, hazire, dokuz lüleli çeşmeden teşekkül olan külliyeden sadece cami, mektep, çilehane ve çeşmelerden biri günümüze ulaşmıştır. Camii'nin bahçesinde türbe mevcuttur. Caminin mimari özelliklerine bakıldığında tek kubbeli, kare planlı ve son cemaat yerinin bulunduğu görülmektedir.
Kubbe bölümüne dışarıdan bakıldığında üç kademeden oluşan bir kasnak üzerinde oturduğu görülen caminin içerisi altta dikdörtgen iki pencere, üstte ise yuvarlak kemerli bir pencere kullanılarak aydınlatılmıştır. Caminin minaresinin kare kaide üzerinde yükselen silindirik bir gövdesi bulunmaktadır. Minare tuğla malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Caminin kıble duvarının içerisinde bulunan taş mihrap mukarnas kavsaralı olacak şekilde düzenlenmiştir.”
Nesrin DEMİR