Beş yıl boyunca çalıştığı özel hastaneden kıdem ve ihbar tazminatını tahsil etmek için İş Mahkemesi’nin kapısını çalan genel cerrah, iddialarını ispatlamak için bilirkişi raporu talep etti.
Mahkeme, bilirkişi ücretinin ödenmesi için doktora 2 haftalık süre tanıdı. Mahkeme; belirtilen süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmayan doktoru hatalı buldu.
Doktor mahkeme kararını temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Delil avansının yatırılmaması halinde ilgili tarafın ‘o’ delilden vazgeçmiş sayılacağına hükmetti.
Kararda şöyle denildi:
“Mahkemece davacı vekiline, dayandığı bilirkişi delili için gerekli masrafı yatırması için 2 haftalık kesin süre verdiği, ancak belirlenen süre içerisinde masrafı yatırmadığı ve yatırılması istenilen bu masrafın ise delil avansı niteliğinde olduğu sabittir. Konuya ilişkin Yargıtay içtihatları göz önüne alındığında, taraflardan herhangi biri bir delile dayanıyor ise onun masrafını karşılaması zorunlu olup, davacının dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayandığından buna ilişkin yargılama giderlerini yatırmakla zorunlu olduğu ortadadır., Tarafların bilirkişi deliline dayanması halinde mahkemenin resen bilirkişi incelemesi yaptıramayacağı, resen bir yargılama giderinin karşılanabilmesi için ancak tarafların dayandıkları delil dışında mahkemece resen toplanması gereken bir delille başvurulması halinde, suç üstü ödeneğinden o masrafın karşılanabileceği yasalarda mevcuttur. Somut olayda bilirkişi incelemesi deliline dayanan davacının yargılamanın diğer aşamalarında da yine bu talebini tekrarlamakla bu delile ilişkin yargılama giderlerini karşılaması gerekirken verilen kesin süre içerisinde bu delil masrafının karşılanmaması nedeniyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerekeceğinin sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş, 6100 davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği kabul edilip, mevcut delil durumuna göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinden ibaret iken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir”