Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Covid-19 aşılamasındaki süreci anlattı. Prof. Dr. İlhan, aşılamanın salgın zincirinin kırılması açısından hayati öneme sahip olduğunu ve vatandaşların sırası geldiğinde aşı olmalarının gerektiğini belirtti. Bilim Kurulu Üyesi İlhan, ilk doz aşılamalarda 1 milyon kişinin geçildiğini, ilerleyen süreçte gelen aşılar ile birlikte peyderpey aşılama takviminin devam edeceğini kaydetti.
“Kısa zaman içerisinde de daha yüksek rakamlara ulaşacağımız gözüküyor”
Aşılamanın ilk dozunda dün itibariyle 1 milyon kişinin geçildiği ve bunların da 800 bin kadarının sağlık çalışanlarından oluştuğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Biliyorsunuz ki ilk aşamada sağlık çalışanları, bununla birlikte huzur evleri ve bakım evlerinde kalan büyüklerimiz ve onun yanında da 65 yaş üzeri büyüklerimiz yer alıyordu. Tabi burada kendi içinde bir algoritma var. Öncelikle en büyüklerden başlamak gerekiyor. Zira biliyorsunuz koronavirüs hastalığı söz konuş olduğunda öncelikle en çok etkilenenlerin aşılanması gerekiyor, en çok vefat edenlerin, en çok ağır hasta olanların; bunlar da büyüklerimiz. Biliyorsunuz 90 yaş üzeri aşılandı. Bugün itibariyle 85’e düştü. Sonra 80 üzeri diye devam edecek, aşağı doğru peyderpey 65 yaş üzerine kadar gelecek. Tabi bunun algoritmal yapılmasının nedeni kalabalığı engellemek. Biliyorsunuz 90’larda daha az vatandaşımız var. 85 üzerinde biraz daha çok. Aşağı doğru nüfus artıyor. Bunlar da kısa zaman içerisinde, birkaç gün içerisinde tamamlanarak, aşağı doğru buradan ikinci gruba gelmek buradaki temel hedef. Yine ikinci grupta da 50-64 yaş arası olan vatandaşlarımız. Yine toplumda hizmet önceliği olan gruplarımız, askerlerimiz, polislerimiz, öğretmenlerimiz ve belediye hizmet sektörü çalışanları gibi gruplarımız yer alıyor. Tabi bununla beraber de toplumun büyük bir kesiminin aşılanması söz konusu olacak. Sistem tam böyle gidiyor. Kısa zaman içerisinde de daha yüksek rakamlara ulaşacağımız gözüküyor” şeklinde konuştu.
“Bu işte sürdürülebilirlik esas açıkçası”
İkinci parti geldiği zaman da aşılamanın peyderpey devam edeceğini vurgulayan Bilim Kurulu Üyesi İlhan, “Sınır nerede kaldıysa oradan devam edecek. Bu işte sürdürülebilirlik esas açıkçası. Aşı ne zaman geldiyse diğer aşı tamamlanmak üzereyken onun üzerinden devam etmek gerekiyor. Örneğin buradaki 3 milyon dozun aşılanması bitmeden önce, o geldiği zaman hemen akabinde onun devamı, o geldikten sonra 30 milyon doz onun devamı gibi gidecek. Tabi burada yine sıranın bozuk olmaması çok çok önemli. Belli bir sınır tarihinde vatandaşlar randevu alıp, randevularına giderlerse ve aynı zamanda da kendilerine en yakın sağlık kuruluşuna giderlerse ki biliyorsunuz Türkiye’de aşı ücretsiz. Sağlık Bakanlığı hastaneleri, üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve aile sağlık merkezlerinde yapılıyor. Peyderpey bu sıra kendilerine geldiklerinde, aşının geldiği oranda da aşının yapılacağını söylemek mümkün” diye konuştu.
“Aşılamada en kuvvetli antikor düzeyi, ikinci aşıdan 3 hafta sonra”
Covid-19 aşılamasından sonra antikor düzeyinin belli bir süre sonra oluştuğunun altını çizen İlhan şunları kaydetti:
“Aşılar yapılmaya başlandıktan sonra evet vücutta antikor oluşma söz konusu olabiliyor ama en kuvvetli antikor düzeyi, ikinci aşıdan 3 hafta sonra. Kabaca ilk aşıdan 7 hafta sonra. Biraz daha genelleştirirsek, birinci aşıdan 2 ay sonra yüksek seviyede bir antikor olduğunu söylemek mümkün. İlk aşıdan sağlık çalışanlarını hesaplarsak, Mart 15 gibi gözüküyor. Büyüklerimiz de şimdi aşılanıyor. Normal hayatımıza dönüşü peyderpey tabii ki başlatmak mümkün. Ama bunun zamanlamasını söylemek için biraz daha erken gibi geliyor bana. Tabi yine normale dönüşte de kısıtlamalar biliyorsunuz saat olarak var. Çeşitli fiziksel mekanlarının kısıtlaması var. Yine nasıl kapandıysa aynı sıra dahilinde peyderpey açılması doğru olacaktır. Ama bunları biraz daha Mart başında konuşmak daha doğru olacak gibi gözüküyor. Şu anda iyi bir noktadayız. İyi bir seviyedeyiz. Çok zor bir Haziran-Temmuz deneyimi yaşadık. Sonra ardı sıra bayram sonrası süreçleri hatırlarsak Eylül, Ekim, Kasım, Aralık’ı rakamlarımızda 700’lere kadar düşmüştük biliyorsunuz. Ondan sonra açılmayla birlikte toplumun ve işletmelerin kurallara uyumda sorun yaşadığını gözlemledik. Bu nedenle aniden hasta sayımız, vaka sayımız yükselerek devam etmişti ve çok zor bir 6-7 aylık süreç yaşadık. O yüzden açılmada erken davranmamak gerekiyor. Biraz daha süreci izlemek daha doğru olacaktır. Hazır aşıyı yakalamışken, aşıda belirli bir noktaya gelmişken en azından büyüklerimizin aşılanıp antikor düzeyi belirli bir seviyeye gelmişken normal yaşama dönmek daha doğru olacaktır kuşkusuz.”