Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Vilayetler Birliği tesislerinde 3 gün boyunca devam edecek olan Suriye Görev Gücü Değerlendirme Çalıştayı başladı. Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye için güvenliğin şifrelerinden biri, Ortadoğu’da istikrardır. İşte sınır ötesinde bunu sağlamaya çalışıyoruz. Terör örgütleriyle petrol pazarlığı yapılan dünyada, biz hayatın normalleşmesine çalışıyoruz. Türkiye’nin güvenliği için, bizim Suriye ve Irak’ta hayatın tam normalleşmesi şarttır. Suriye’de DEAŞ’ın boşalttığı bütün yerler, bugün YPG’nin elinde. Burada bir devlet otoritesinden söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla en azından sınırımıza yakın yerlerde normal hayat düzenini tesis etmek durumundayız. Bizim, o bölgenin hiçbir varlığına ihtiyacımız yoktur. Ne petrolüne ne de başka bir doğal zenginliğine. Bizim oralarla bir kültür bütünlüğümüz var” dedi.
Dünyada terör örgütlerinin dizaynına bakmak isteyenlerin gözünü okyanusun ötesine çevirmesini isteyen Bakan Soylu, “Avrupa yumuşaktır. Siyasetin zihne tahkimatını yapmak görevlendirilmiştir. Bir de kendi milli gelirlerinden kazandıklarını okyanus ötesinin talimatı ile istikrarsızlaştırmak istenen bölgelere para aktarmakla mükelleftir. Bugün birçok belâ, birçok musibetten Cenab-ı Allah bizi kurtarıyorsa bilmenizi isterim ki Türkiye’nin hiçbir hesap içerisinde olmadan sadece dininin kendine emrettiği, geleneğin, göreneğin kendisine buyurduğu ve anasından babasından, atasından öğrendiklerini hiç sulandırmadan ortaya koymasındandır. Bildiğiniz gibi terör örgütlerinin, bizim 3 operasyonla huzur getirdiğimiz bölgelerde yaptığı sadece fizikî yıkım değil, aynı zamanda toplumsal ve kurumsal hafızayı yok etmektir. İlk tahrip edilen binaların tapu kayıtlarının tutulduğu binalar olması tesadüf değildir. Aynı şekilde göç ve terör sebebiyle eğitimsiz, hatta ailesiz kalan milyonlarca çocuk ve genç var. İdlib merkez ve kırsalında savaş öncesi 1,5 milyon insan yaşıyordu. Savaş süresince de yaklaşık 3,8 milyon kişi İdlib’e sığındı. 1 Aralık 2019 tarihinden bugünlere kadar da 1 milyondan fazla kişi İdlib’i terk etmeye mecbur kaldı. Bunların yüzde 81’i kadın ve çocuklardır. İnanç, tarih ve akrabalık ilişkilerimiz var. Dolayısıyla orada yapılanlara hem güvenlik, hem de kültürel açıdan bigane kalamayız. Birilerinin oradaki demografiyi değiştirmesine, hatta kendilerine yakın olmayan Kürt aşiretleri bile sürmesine göz yumamayız” diye konuştu.
Türkiye’den 414 bin 61 Suriyelinin gönüllü olarak yaşadığı yere geri döndüğünü belirten Soylu, “Ayrıca, yaptığımız üç büyük operasyonun hemen akabinde, o bölgelerde hayatın normalleşmesi ve istikrarın kalıcılığı için de çalışmalarımıza başladık ve devam ediyoruz. Bu kapsamda yollar, okullar, sağlık ocakları, hastaneler, ziraî faaliyet alanları inşa ettik. İnsanlar ilk zamanlar sadece güvenlik beklentisi içindeydi. Şimdi normal şekilde ticarî ve ekonomik faaliyet beklentisi içindeler ve bunu karşılıyoruz. Güvenlik konusunda da her türlü teknolojik imkanı kullanıyoruz. Kamera sistemleri kurduk. Allah hiçbir riski gözetmeden ailenizle ve çocuğunuzla her an vedalaşma hissiyatı içinde bulunup orada görev yapan devletimizden, milletimizden ve evlatlarından razı olsun. Oradaki sivil toplum örgütlerinden razı olsun. Bu şeref bize yeter. Bu onur bize yeter. Bu insanlık bize yeter. Bu insanlık gelecek nesillerimize yeter. Allah bize fırsat verdi, zenginlik bizi şımartmadı. Beraber, şurada hemen yanı başımızda Çanakkale’de, bu coğrafyanın başı derde düştüğü her yerde bizimle omuz omuza olan o insanları yalnız bıraktırmadı. Günü sadece bugün zannedenler yanılmaktadırlar, yanılacaktırlar. Gün, sadece bugün değildir. Bugün dündür, bugün yarındır, bugün evveldir, bugün ahirdir. Eğer bu bilinirse, yapacağımız işi Allah nasip eder. Bunu hiç unutmayalım” şeklinde konuştu.
“Oxford Üniversitesi ders vermek istiyorsa Türkiye’nin Ortadoğu’da ne yaptığına bakması gerekir” diyen Bakan Soylu, “Amerika’daki anlı şanlı üniversiteler ders vermek istiyorlarsa, Türkiye’nin burada ne yaptığına baksınlar. Nasıl bir süreç yönettiğine baksınlar. Türkiye’nin büyüklüğünü tartışanlar, Türkiye’nin büyüklüğünü ve geleceğini siyasetine meze yapanlara sesleniyorum. Kafanızı biraz o bölgeye çevirin de biraz bakın. Sizin ülkeniz Fransa gibi sömürücü mü? Bakın bakalım, her yerde yere vurmaya çalıştığınız bu ülke, Amerika’nın gittiği yerlerde petrol, silah ve sömürme hesabı mı yapıyor? Şu yapılanların hangi birini tam 20 yıldır Afganistan’da işgalci olan Amerika mı yapıyor? Hâlâ insanlar sokaklara çıkamıyor. İnsanlar su bulamıyor. Seçim yapsanız ne olacak, yapmasanız ne olacak? Demokrasiyi bir Truva atı olarak değerlendirdiğinizi bütün dünya biliyor. Geçmiş dönemde yapılan denizlerden karalara, korsanlıkla işgal hareketlerinin bugün vekalet savaşlarıyla yapıldığını tarih yazıyor. Ne ortaya koyarsanız koyun. Sıfatınız insan, gerisi yok” şeklinde konuştu.
Çalıştaya İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Hatay Valisi Rahmi Doğan, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Gaziantep Valisi Davut Gül, Kilis Valisi Recep Soytürk, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü Şefik Aygöl, İller İdaresi Genel Müdürü Kürşat Kırbıyık ve Göç İdaresi Genel Müdürü Savaş Ünlü katıldı.