İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya Belek’te katıldığı Afet ve Acil Durum Müdürleri Türkiye Afet Müdahale Planı Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. 81 ilden gelen AFAD temsilcilerinin yer aldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Soylu, Brüksel merkezli uluslararası bir afet kuruluşunun verilerine göre 2018’de dünyada meydana gelen 315 doğal afetten 68 milyon kişinin etkilendiğini, yaklaşık 12 bin insanın da hayatını kaybettiğini aktardı. Soylu, öldürücülükte depremlerin birinci, selin ise ikinci sırada yer aldığını belirtti. Doğal afetlerin giderek arttığını dile getiren Soylu, afet yönetimiyle ilgili bilinçlenmenin kayıpları önleyeceğini ifade etti.
“Popüler kültür gibi pop siyasetçiler de var”
Türkiye’nin 1999 depreminden çok önemli dersler çıkardığını belirten Bakan Soylu, afetler bittikten sonra yaşananların unutulduğunu ifade ederek, “Sadece bir afete odaklanıyoruz. Afetlerle yaşayan, afetlerle karşı karşıya kalan insanları da tek başına bırakıyoruz. O yaşadığı tramvayı yaşamaya devam ediyor, biz de hiç yaşanmayacak gibi onunla paylaşmıyoruz. İşte bundan tam bir ay önce tek gündemimiz depremdi. Popüler kültür gibi pop siyasetçiler de var. En temel meselelerden biri ‘bundan nasıl kendime rant elde edebilirim, gelir elde edebilirim’ idi. 5.8’lik depremden sonraki günlerde deprem uzmanları da ekranlardaydı, haberler tamamen bu konuyla ilgiliydi, siyasetin gündemi bile bu konuya odaklanmıştı. Hatta buradan bile siyasi pozisyon devşirmeye çalışanlar vardı. Sadece 10 gün sürdü, şu anda herkes unuttu, sanki bir daha deprem olmayacakmış gibi. Afet kavramına bakışımızı, afet bilincimizi, haliyle de tedbirlerimizi geniş tutmak durumundayız” diye konuştu.
AFAD çalışanlarına kırmızı alarm verdi
AFAD çalışanlarına hitap eden Soylu, afetlerin topluma hatırlatılması gerektiğini belirterek, “Önümüzdeki 27 Ekim’e kadar AFAD’ın bütün il müdürlerine, çalışanlarına kırmızı alarm veriyoruz. Hiç durmak yok, yola devam. 27 Ekim’de deprem var, büyük bir afet var, ne kurtarabilirsek kardır, ne kadar can, mal, ülkemizin bir varlığını kurtarabilirsek kardır psikolojisine girmemiz lazım. Aksi takdirde benden sonra gelen yapar gibi bir anlayışla karşı karşıya kalırsanız hepimiz yanarız” mesajını verdi.
Dizileri eleştirdi
Her kurumun kendi adına üretmesi gereken tedbirler, atması gereken adımlar olduğunun altını çizen Soylu, iki diziyi de eleştirerek, “İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık. Bu iki dizi çocuklarımızı zehirliyor. İnsanımızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor. Ben de hayretle bakıyorum üniversite hocaları ne işe yarıyor diye, bu işle ilgili kültür adamları ne yapıyorlar diye. Özellikle bu dizilerle alakalı ne ortaya koyuyorlar? Bizim çocuklara öğretmemiz gereken bambaşka bir şeyken, çocuklarımızı birileri zehirliyor. Buna maalesef bakıyoruz. Çocuklarımız ve gençlerimizin yönünü hayra, doğru işlere döndürmeliyiz. Beş vakit namazda okunan gibi sırat-ı müstakime döndürmeliyiz” şeklinden konuştu.