11 yıl önce Meclis’in yetkisine müdahale edip 367 krizini çıkaran Anayasa Mahkemesi, Alpay ve Altan kararıyla da hakimlerin takdir salâhiyetini elinden aldı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) FETÖ’den tutuklu gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tahliye edilmesine yönelik kararı, hukukçular tarafından ‘yetki gasbı’ olarak değerlendirildi.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin gerekçeli kararına rağmen, Altan ve Alpay’ın tahliye taleplerini ikinci defa reddederek tutukluluklarının devamına karar verdi. Mahkeme kararında, AYM’nin ‘yetki gasbı’ yaptığı dile getirilirken, hukukçular AYM’nin bu kararını 11 yıl önce cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik aldığı 367 kararına benzetti. 2007 yılında Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM’de yapılan oylamada en az 367 milletvekillinin Genel Kurul’da bulunmasına yönelik AYM karar almış ve Meclis’teki seçimleri iptal etmişti. O dönemde de AYM’nin bu yetkisinin olmadığına dair tartışmalar yapılmıştı.
AK Parti’nin ceza hukukçusu milletvekili Hakkı Köylü, AYM’nin hak ihlali kararı verebileceğini ancak, tahliye yönünde karar alma yetkisinin bulunmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “AYM, 367 krizinde de yanlış bir şey yaptı. Şekil açısından incelemesi gereken bir konuyu esasa girerek karar verdi. O dönem Meclis’in yetkisine müdahale etmişti, şimdi yerel mahkemenin yetkisine müdahale ediyor. Devam eden bir davaya doğrudan bir müdahale ediyor. Aşağıdaki hakimlerin takdir hakkını ortadan kaldırıyor. Dosya şimdi 14. Ağır Ceza’ya gitti. Bu mahkeme de isterse AYM’nin kararına uyar, isterse uymaz. Onun takdirindedir.”
AK Parti’nin hukukçularından Grup Başkanvekili Bülent Turan ise AYM’nin, bu kararıyla adeta “ben bir süper üst mahkemeyim, her olaya müdahil olurum” dediğini belirtti. Turan, “Bu da bir görev gasbıdır. Görev yerel mahkemenin olduğu için tahliye kararını verecek olan yerel mahkemedir. Bunu yaparken de Anayasa Mahkemesi’ni temyiz mercii olarak görüp hareket etme zorunluluğu yoktur” görüşünü dile getirdi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da AYM’nin sadece hak ihlali olup olmadığını tespitle yetineceğini, onun ötesine geçemeyeceğini belirterek, “Bu kararlar, hak ihlali değil, bir beraat kararıdır. AYM’nin beraat kararı verme hak ve yetkisi yoktur” diye konuştu.