Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Avrupa’nın terörle imtihan verdiğini ifade ederek, “22 Mart’ta Avrupa’nın kalbi Brüksel, terörün korkunç yüzünü ilk kez kendi coğrafyasında yaşayarak, hep medyadan izledikleri ölümlerin aslında nasıl büyük bir acı verdiğini ilk defa hissettiler.” dedi.
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Avrupa’nın terörle imtihan verdiğini ifade ederek, “22 Mart’ta Avrupa’nın kalbi Brüksel, terörün korkunç yüzünü ilk kez kendi coğrafyasında yaşayarak, hep medyadan izledikleri ölümlerin aslında nasıl büyük bir acı verdiğini ilk defa hissettiler.” dedi.
Avrupa Birliği’nin Paris terör saldırısının sersemliğini üzerinden atmaya uğraşıp, bir taraftan da mülteci sorununu çözmeye çalışırken Brüksel’deki saldırıyla bu defa tam kalbinden vurulduğunu belirten Dr. Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
“22 Mart’ta Avrupa’nın kalbi Brüksel, terörün korkunç yüzünü ilk kez kendi coğrafyasında yaşayarak, hep medyadan izledikleri ölümlerin aslında nasıl büyük bir acı verdiğini ilk defa hissettiler. Ve o panik halinde ard arda radikal kararlar almaya başladılar. Daha da önemlisi ulusal güçler, serbest dolaşımı savunan ve sınır kontrollerini esneten Schengen Antlaşması’nın ana prensiplerine meydan okumaya başladılar. Hiç şüphe yok ki, bu şüphe ve korku atmosferi, kıtanın yaşadığı sosyal, ekonomik ve siyasal krizi daha da kötü duruma getirecektir. Brüksel saldırısının ilk sonucu, AB’nin sınır kontrolü üzerindeki zaten var olan çekişmeleri artıracaktır. Schengen Antlaşması, 2015’in başlarında başlayan mülteci krizinde sarsılmaya başladı. Paris saldırısı, Fransa ve Belçika arasındaki suçlu hareketi nedeniyle ihtilafları yükseltti. Sonuç olarak Fransa ve diğer ülkeler sınır kontrollerini artırdılar. Avrupa komisyonu 2016’da Schengen bölgesindeki bütün sınır kontrollerinin kaldırılmasını istemiş olsa da, son saldırılar ve muhtemel olabilecek yeni saldırılar bu durumun gerçekleşmesini oldukça zora sokmuştur. Batı Avrupa ‘da bazı ülkeler, Kuzey Afrika ve Orta Doğuda ki çatışmalardan dönen savaşçıları kontrol etmek amacıyla, yeni güvenlik uygulamaları ilan ederken, komşularıyla istihbarat paylaşımını artıracağını belirtti. Avrupa Birliği üyeleri, Libya ve Suriye gibi sorunlu ülkelerde kaynak bulan terörizm ile nasıl en iyi şekilde savaşabilecekleri konusunu müzakere etmeye başladılar bile. Avrupalılar her zamanki çifte standardı devreye sokup, PYD terör örgütünü de DAİŞ ile müzakere bahanesiyle desteklemeye daha etkin bir şekilde devam ederek ölümcül bir hataya sürükleniyorlar. Avrupa DAİŞ’in, kıtada kollanan ve desteklenen PKK ve PYD üzerinden, tekrar Batıyı vurabileceğini mutlaka önlemler paketinin ilk sırasına yazmalı. Bugüne kadar Türkiye’yi vuran teröre beşik olan Avrupa, Türkiye’nin ikaz ve uyarılarına kulak tıkamasının bedelini vatandaşlarının hayatıyla ödedi. 2016 başında Avrupa’da planlanan terör saldırıları MİT’in uyarıları ve istihbarat paylaşımıyla önlendiğini Alman basınından öğrenmiştik. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla ortaya çıktı ki; Brüksel bombacıları içinde Türk istihbaratı dikkate alınsaydı bugün bu saldırılar olmayacaktı. Bu saldırının diğer bir etkisi de Türkiye ve Avrupa Birliği arasında yapılan mülteciler konusundaki anlaşma üzerinde olacaktır. Saldırılar, kıtada İslamifobiyi artıracak ve Müslüman bir ülke olan Türkiye ile yapılan anlaşmayla Türk vatandaşlarının Avrupa’da vizesiz dolaşmasına itirazları güçlendirecektir. Diğer taraftan Ankara ise Avrupa’nın mülteci korkusunun sonlandırılması için vizesiz ulaşım hakkından vazgeçmeyecektir. Bu da yeni bir krizin doğmasına neden olabilecek hassas bir dönemi başlatabilir. Brüksel saldırısı, Avrupa ekonomisine de zarar verecektir. Belçika ve diğer Batı Avrupa ülkelerindeki insanlar seyahatlerini iptal etmeye başladılar. Terör korkusundan alışveriş merkezlerine gitmeme durumları devam ederse, ekonomi büyük bir darbe alacaktır. Önümüzdeki aylarda turizm sektörünün de terör korkusundan olumsuz yönde etkilenmesi bekleniyor. Avrupa en kısa süre içinde, kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı pkk-pyd militanlarını beslemekten ve korumaktan vazgeçmelidir. Avrupa terörle ilgili şu iki maddeyi her gün kendi kendine tekrarlamalı; “Biri çıkar daha çok para verir, teröristin elindeki silahın hedefinde sen olursun ve çok acı çekersin.” “İyi terörist kötü terörist yoktur. Hiçbir değere ve inanca sahip olmayan terör eninde sonunda efendisini değiştirir.”