Aanne ve babasını öldüren hemşire Seher Dadak’ın yargılanmasına başlandı. Hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet istenilen Dadak, ilk duruşmada anne ve babasını nasıl öldürdüğünü gözyaşları içinde anlattı.
6 Aralık 2015 günü, merkez Toroslar ilçesi Arpaçsakarlar Mahallesi’nde babası Fethi Korkmaz (57) ve annesi Aile Korkmaz’ı (55) öldürdüğü iddiasıyla yakalanarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanan hemşire Seher Dadak’ın (30) yargılanmasına başlandı.
“BAŞLARINA OTURUP AĞLADIM”
Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, sanık Seher Dadak hakkında ’canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme ve yağma’ gibi suçlardan hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenildi. Duruşmaya, Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan sanık, eşinden habersiz Mersin’deki ailesine sürekli maddi yardımlar yaptığını anlattı.
Anne ve babasına gönderdiği paralar nedeniyle kredi borcunu ödeyemez hale gelince, annesini arayarak kendisine ait altınları istediğini söyleyen Dadak, “Babam olumsuz yanıt verince, bilet alarak Mersin’e gittim ama geldiğimi söylemedim. Onlara sürpriz yapmak istiyordum. Annem geldiğimi pencereden görünce sevindi, ona ve babama sarıldım. Onlardan birikimlerimi alıp, borçlarımı kapatmayı istiyordum. Ama ilk 3 gün bunu söylemedim” dedi.
Kahvaltı esnasında babasına maddi problemlerinden bahsettiğini dile getiren Dadak, bundan sonraki konuşmasını ağlayarak sürdürerek şöyle devam etti:
“Babama maddi sıkıntılarımdan bahsedince bana ait birikimleri bozdurduklarını söyleyerek, olumsuz yanıt verdi. Ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. Benim çocuğum otizm hastası. Babam, ’namazsız, abdestsiz yaparsınız tabi çocuğunuz özürlü olur’ dedi. Bir anda gözüm dumanlandı, özürlü kelimesi kafamda döndü durdu. Benim oğlum özürlü değil, sadece otizm hastası. Cinnet getirerek, mutfaktan aldığım tahta sarımsak ezicisiyle babamın ensesine vurdum. Yere düştükten sonra kustu, ellerimle boğdum. Televizyonun sesi açıktı, içerideki annem duymadı. Oğlum özürlü olabilir ama ben bir anneyim, onu birikimlerimle otizm okuluna götürecektim. Sonra yatak odasına giderek altınları aramaya başladım. Çünkü bozdurduklarına inanamıyordum. Altınların bir kısmını buldum. Sonra annem yanıma gelerek ’ne yapıyorsun?’ diyip, boğazıma sarıldı. Babamla sözleşmişler gibi hakaretler etti, çocuğuma özürlü deyip durdu. Sonra içeri gidip babamın kafasına vurduğum sarımsak eziciyi alarak anneme vurdum. Tülbendini alıp boğazına doladım. Sonra göz göze geldik, ’Allah’ım ben ne yapıyorum’ dedim ama cinnet getiriyordum. Annem o esnada bana ’hakkını helal et’ dedi. İkisini de çok seviyordum, böyle bir şey olmasını istemezdim. Olaydan sonra başlarına oturup ağladım.”
“CEZAEVİNDE KENDİ HABERİNİ GÖRDÜM”
Dadak, cinayet sonrası kuyumcuda bozdurduğu altının, oğlunun doğumu için daha önceden verilen bir çeyrek altın olduğunu ileri sürerek, Muğla’ya dönerken bir komşusuna ailesinden haber alamadığı gerekçesiyle eve bakmalarını istediğini anlattı. Altınları evine bıraktıktan sonra yeniden Mersin’e dönerek poliste ifade verdiğini belirten Dadak, mahkemeye neden 25 sayfalık bir mektup yazdığına yönelik soru üzerine, “Koğuşa ilk girdiğimde televizyonda benim haberlerim vardı. Ağlamaya başladım. Oradaki mahkumlardan etkilenip bir mektup yazdım, ancak şu an yaptığım ifade geçerlidir” dedi.
Tanık olarak dinlenen sanığın kardeşi C.K. ise evliliğine kadar ailesine kendisinin yardım ettiğini, sonrasında kız kardeşi Seher Dadak’ın giderleri üstlendiğini söyledi. Yaşananlardan sonradan haberinin olduğunu belirten C.K., “Anne ve babamla, kız kardeşim arasında yaşanan diyalogları bilmiyorum. 2011’den beri ailemin yaşadığı ev, muazzam değişti. Yaptığım araştırmada 60 bin liralık bir harcama yapıldığını öğrendim. Babam bin 100 lira emekli aylığı alan birisi, yani bunları yapması imkansız. Sonrasında yeni bir araba aldı. Ben sıkıştıklarında yardımcı oluyordum ama evlendikten sonra hep Seher yardım etti. Şikayetçi değilim” diye konuştu.
Sanık avukatı da müvekkilinin kendisine ait birikimleri almak istediği için ’yağma’ suçlamasının doğru olmadığını savunarak, ağır tahrik indirimlerinin uygulanmasını istedi.
Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 22 Nisan tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
6 Aralık 2015 tarihinde, merkez Toroslar ilçesi Arpaçsakarlar Mahallesi’nde ikamet eden Fethi Korkmaz ve eşi Aile Korkmaz, evlerinde öldürülmüş olarak bulunmuş, kuvvetli cinayet şüphesiyle soruşturmayı yürüten Mersin Cinayet Büro Amirliği ekipleri, aileyi en son ziyaret edenin, Muğla’nın Milas ilçesinde hemşirelik yapan kızları Seher Dadak olduğunu tespit etmişti. Olayın duyulmasının ardından yeniden Mersin’e gelen Dadak, emniyetteki çelişkili ifadelerinin ardından ailesini öldürdüğünü itiraf edince, 9 Aralık’ta tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İki çocuk annesi Dadak’ın ailesindeki birikimlerini istediği, olumsuz yanıt alınca cinayeti işleyip, ailesinin evinden aldığı 7 bilezik, 1 altın zincir, 2 yüzük, 1 çeyrek altını beraberinde götürdüğü tespit edilmişti.