Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği kararı değerlendirerek, “Ben Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım ama onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 günlük Batı Afrika turu öncesinde Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Anayasa Mahkemesi’nin, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki tahliye kararını değerlendiren Erdoğan, “Bu olayın ifade özgürlüğü ile yakından uzaktan alakası yoktur. Bu bir casusluk davasıdır. Ve Cumhurbaşkanlığı sözcümüz bununla ilgili bazı açıklamaları yapmıştı. Biz defa biz şöyle bakar kör olmak durumunda değiliz. Bazı gerçekleri görmeliyiz. Bana göre medyanın sınırsız özgürlüğü olamaz. Dünyanın hiçbir yerinde de medyaya sınırsız özgürlük yoktur. Bu haberlerde bu ülkenin Başbakanına, Cumhurbaşkanı’na bugünkü göreviyle her türlü saldırı vardır. Basın mensubu kalkacak Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a istediği gibi saldıracak, biz buna seyirci kalacağız. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Anayasa mahkemesi bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım, onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum. Ortada bir gerçek var. Bu bir beraat kararı değildir, bu bir tahliye kararıdır. Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı Anayasa Mahkemesi’nin kararı boşa çıkacak, veyahut tahliye edilmiş bu kişiler AİHM’e gideceklerdi. AİHM’e gittiklerinde oradan alacakları netice bellidir. Bu süreç bu şekilde atılan adımlar bana göre doğru adımlar değil” ifadelerini kullandı.
13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde medyanın fikir ve düşünce özgürlüğü noktasında en ideal noktaya ulaştığını vurgulayan Erdoğan, “Bizim dönemlerimiz basın mensuplarının sürekli cezaevine doldurulduğu dönem değildir. Eğer samimilerse açsınlar o künyeleri baksınlar. Yüzlerce basın mensubunun cezaevine tıkıldığı dönem bizden önceki dönemlerdir. Bizden önceki o insanlar hangi suçlardan dolayı oralarda yatıyorlardı. Biz önlerini açtık yasal düzenlemeler yaptık. Biz bu yaptıklarımızda demek ki yanlış yaptık herhalde. Hala bize saldıranlar bunları görmezden geliyor. Tayip Erdoğan olarak ifade ve düşünce özgürlüğünün sonuna kadar yanındayım. Ama ifade ve düşünce özgürlüğü maskesi altında bu ülkeye saldırı hakkını kimseye tanınmasına taraftar değilim, çünkü bu bir casusluk. Hangi ülke olursa olsun istihbarat örgütleri herhangi bir savcının rahatlıkla müdahale edebileceği bir örgüt değildir. İstihbarat örgütlerinin adeta sınırsız yetkileri vardır. Zaten bu yetkiler olmazsa o devlet güçlü olamaz. Bayırbucak Türkmenlerine MİT yardım götürüyor. Bu yardım sebebiyle sen müdahale edeceksin. Oradaki şoförünü subayını hepsini yere yatıracaksın, onları adeta bir düşman ordusunun mensuplarını yakalamış, teröristleri yakalamış gibi yere yatıracaksın, silahları doğrultacaksın, bu ülkede yargı makamında olanlar o sürece yardım yataklık edenleri tahliye edecek. Kusura bakmayın. Ben bu kadar rahat onların yanında olamıyorum. Bu konuda inandığım doğrular neyse, sonuna kadar arkasında olduğumu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
BU ZİYARETLER, İŞBİRLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTASI OLACAK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Batı Afrika’ya yapacağı ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı’nda yatığı açıklamada, ”Ülkelerimiz arasındaki işbirliği açısından bir dönüm noktası olacaktır. Bu ziyaret sırasında birçok anlaşmaya da imza atacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Batı Afrika’ya gidiyor. Erdoğan 5 gün sürecek olan ziyaretiyle ilgili, Atatürk Havalimanı’na açıklamalarda bulundu. Erdoğan ziyaretin önemine değinerek, “Bu süreçte 12 Afrika büyük elçiliği olan Türkiye 39 büyükelçiliğine ulaşmış, bunu arttırma çalışmamız devam ediyor. Bu ziyaretin ilk ayağı Fildişi Sahili olacak. Aynı zamanda Türkiye’den Fildişi Sahili’ne Cumhurbaşkanı ziyaretinde ilk ziyaret olma özelliğine sahiptir. Ülkelerimiz arasındaki işbirliği açısından bir dönüm noktası olacaktır. Bu ziyaret sırasında birçok anlaşmaya da imza atacağız. Ziyaret programım çerçevesinde resmi görüşmelerin yanı sıra Türkiye Fildişi Sahili iş formuna katılacağım. Geçen yıl Fildişi Sahili ile ticaretimiz yüzde 17.5 artış göstermiştir. Geçen yıl yüzde 9.5 oranında bir büyüme oranı yakalamış bir ülke. Bu ziyaretimin ticaretten ekonomiye, eğitimden yatırıma kadar her alanda yeni fırsatlara imkan hazırlayacağına inanıyorum” dedi.
“GANA İLE İŞBİRLİĞİMİZ ARTTIRMAK İSTİYORUZ”
Erdoğan Fildişi Sahili ziyaretinin ardından Gana’ya gideceğini belirterek, “İnşallah fildişi ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra Gana’ya geçeceğiz. Gana demokrasisi siyasi istikrarı ile Batı Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri. Gana ile işbirliğimiz arttırmak istiyoruz. Sayın Abdullah Gül 23-24 mart tarihlerinde Gana’yı ziyaret etti. Gana Cumhurbaşkanı’nın ülkemize yaptığı ziyaret iki ülke ilişkilerine ivme kazandırdı. Niyetimiz bu ivmeyi bir üst aşamaya taşımaktır. Başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin yanında devlet başkanı John Dramani Mahama ile birlikte DEİK ve GANA Ticaret Sanayi Odası tarafından düzenlenecek iş formuna katılacağız. Gana ile ticaret hacmimiz 2003 yılında 132 milyon dolardı. Bu rakam 400 milyon dolara çıkmış bulunuyor 2015 yılında. Bu ikili ilişkiler güçlü şekilde devam ederse inanıyorum ki 2020’de 1 milyar dolara bunu yükseltebiliriz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
“3. Ziyaret Nijerya olacak. Bu ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim. Ziyaret vesilesi ile Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari ile bölgesel ve küresel gelişmeleri ele alarak, ikili ilişkileri geliştirme üzerinde duracağız. Ziyaret sırasında imzalayacağımız anlaşmaları büyük önem arz ediyor. Nijerya sadece sahra altının değil, Afrika kıtasının en önemli ülkelerinden biri. Nijerya terör eylemlerine maruz kalmıştır. Terörle mücadelede ve güvenlik işbirliği konularında neler yapabiliriz bunu da ele alacağız. Son durak Gine ziyareti olacak. Gine ile karşılıklı büyükelçiliklerimizi açtık. İki ülke arasında yüksek düzeyde ziyaret hiç düzenlenmemiştir. Geçtiğimiz 2 yıl sancılı bir dönem yaşadı. 2 bin 500 vatandaşını sadece ebola salgınında kaybetti. Bu konuda kendileri ile ciddi bir dayanışmamız olacak. Dünya sağlık örgütü Gine’de ebola salgınının sona erdiğini açıkladı. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Bu tür acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz. Bu ziyaretimizle hem işbirliği imkanlarımızı ele alacak, hem Gine halkı ile dayanışmamızı göstereceğiz. Batı Afrika seyahatimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.”