Adana'da 9 yıl önce dalak ve karaciğer büyümesi nedeniyle kızlarından birini 11 yaşındayken kaybeden Barık ailesi, biri 1,5 diğeri 7 yaşında iki çocuğu da aynı hastalığa yakalanınca evlatlarını kaybetme korkusuyla yaşıyor. Şule Barık, “Ben de ablam gibi ölmek istemiyorum” diyerek gözyaşları içinde yardım istiyor.
İnşaatlarda işçi olarak çalışan İbrahim Barık (37) bundan 21 yıl önce amcasının kızı Sevda Barık (40) ile evlendi. Bu evlilikten 1996 yılında Esra ismini verdikleri bir kız çocukları oldu. Ancak Esra’nın 9 yaşından sonra sürekli burnu kanamaya başladı. Barık ailesi kız çocuklarını doktora götürdüğünde dalak ve karaciğer büyümesi olduğunu öğrendi. Ancak geç başvurulduğu için hastalık ilerlediğinden kız çocuğu 2 yıl tedavi görmesine rağmen 11 yaşındayken 2007 yılında hayatını kaybetti.
Bu arada, Rabia (14), Suna (12), Şule (7) Esra (6) ve 1.5 yaşında İbrahim isimli çocukları olan Barık ailesi, kızlarının acısını unutmamışken 1 yıl önce kızları Şule’de de dalak ve karaciğer büyümesi olduğunu öğrendi. Bu hastalıktan ilk çocuğu hayatını kaybeden baba İbrahim Barık çalıştığı işten de ayrılarak kızının tedavisi için mücadele etmeye başladı. 1 yıldır çalışmayan baba Barık’ın ne maaşı ne de sigortası var. İki odalı üzeri çinko ile kaplı bazı pencerelerinde ise cam yerine naylon bulunan bir evde yaşam sürdürüyor. Buna rağmen kızının sağlığına kavuşması, ilk kızı gibi çocuk yaşta ölmemesi için mücadele ederken, 2 gün önce 5 kızdan sonra dünyaya gelen 1.5 yaşındaki oğlu da sürekli kaşınmaya başlayan aile çocuklarını doktora götürdü.
İbrahim’e de hayatını kaybeden ve hastalıkla mücadele eden ablasının hastalığı olan dalak ve karaciğer büyümesi teşhisi konuldu.
Aile bu haberle birlikte perişan oldu. Hem maddi imkansızlıkla hem de çocukların sağlık problemleriyle boğuşan aile bir taraftan çocuklarını tedavi ettirmeye çalışırken bir taraftan hastalığın diğer çocuklarında da çıkacağı korkusuyla yaşıyor. Doktorlar ise Barık ailesindeki çocuklarda neden dalak ve karaciğer büyümesi hastalığı çıktığını araştırmaya başladı. Çocuklardan örnekler alınarak Almanya’ya gönderildi. Doktorlar akraba evliliğinden şüpheleniyor.
“BU ÇOCUKLARIM DA ÖLÜRSE KENDİMİ ÖLDÜRÜRÜM”
Anne Sevda Barık, hayatını kaybeden kızının rahatsızlığının burun kanamasıyla başladığını söyleyerek, “Burnu kanadı devamlı hastaneye götürüyordum, tampon yaparak geri gönderiyorlardı. Bana kimse demedi özel hastane ya da başka bir yere götür diye, çocuğumun bütün organları bitmiş karaciğer, safra kesesi bitmiş ve dalağı büyüme yapmış. Bize karaciğer rahatsızlığı dediler sonra kızım öldü. Şu an 2 çocuğumda da bu hastalık çıktı. 7 yaşındaki kızımı 1 senedir tedavi ettiriyorum Allah’tan gelen bir şeydir dedim kurtulmasını isterken 1,5 yaşındaki küçük çocuğumda da çıktı. Onu da hastaneye götürdüm bana dediler ki bunda da aynı hastalık var, dünyam yıkıldı benim. Dayanacak gücüm kalmadı benim yetkililerden, Başbakanımdan yardım istiyorum. Bana yardım etsinler çocuklarım kurtulsun hastalığın neden kaynaklandığını bilmiyoruz bir türlü netice veremediler. Kalbim duracak dayanamıyorum Allah kimseye evlat acısı vermesin bunları da kaybedersem kendimi öldürürüm takatim kalmadı” diye gözyaşlarına boğuldu.
“DAYANACAK TAKATİM KALMADI”
Baba İbrahim Barık ise, şokta olduğunu belirterek, “Allah düşmanımın başına vermesin. Bir kızım öldü, 1 senedir şimdi diğer kızımla uğraşıyorum onda da karaciğer büyümesi çıktı. Bundan 2 gün önce oğlum İbrahim’i hastaneye götürdüm onda da karaciğer büyümesi çıktı. Ben Başbakanımızdan ve yetkililerden çocuklarımın iyileşmesi için yardım istiyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Ne emeklim ne de sigortam var, 3 çocuğumu okula gönderiyorum ne yapacağımı bilmiyorum. Çocuklarım gözümün önünde eriyor ben de eriyorum dayanamıyorum artık. Birini kaybettim ikincide alıştım şimdi üçüncüde çıktı. 5 kızdan sonra tek oğlum dünyaya geldi o da hastalandı dayanacak takatim kalmadı” diyerek gözyaşı döktü. Babanın ağlayarak feryat etmesi 5 çocuğu da gözyaşlarına boğdu.
“BEN DE ABLAM GİBİ ÖLMEK İSTEMİYORUM”
Hayatını kaybeden ablasıyla aynı hastalığa yakalandığını 6 yaşındayken öğrenen Şule Barık, hasta olmasına rağmen okula gittiğini belirterek, “Benim ablam hastalanıp öldü. Ben de bir yıl önce onun hastalığına yakalandım. Ama ben ölmek istemiyorum yaşamak istiyorum. Ne olur beni kurtarın” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
14 yaşındaki Rabi Barık ise Barık ailesinin çocukları olarak ölen ablasından sonra aynı hastalığın iki kardeşinde daha görüldüğünü hatırlatarak, “Aynı hastalık bizde de çıkacak mı diye çok korkuyoruz. İki kardeşim ablam gibi ölecek mi diye çok korkuyoruz. Onlara yardım yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.
21.03.2016 13:34:00