Üst düzey Dışişleri yetkilisi: 'Yunanistan'daki Lavrion Kampı, DHKP-C, PKK ve FETÖ'cülere ev sahipliği yapıyor'

Üst düzey Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Yunanistan'daki Lavrion Kampı’nın DHKP-C, PKK, FETÖ’cülere ev sahipliği yaptığını belirterek, Yunanistan’ın teröristlere Türklere karşı kullanmak için alan açtığını söyledi.

Üst düzey Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Yunanistan ile ilişkiler, adaların silahlandırılması ve yaşanan sorunlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Yetkili, Türkiye'nin Yunanistan ile iyi geçinme ihtiyacının Yunanistan'ın Türkiye ile iyi geçinme ihtiyacından hiçbir zaman fazla olmadığını söyledi.

Yunanistan'ın silahlanmasının ekonomik görüşten uzak olduğunu, Yunan şehirlerinde dükkanların boş olduğunu, böyle bir durumda 10 milyarlarca euronun savaş araç-gereklerine harcanmasının doğru olmadığını belirten Dışişleri yetkilisi, “Türk savunma sanayiinin ürettiği araç gereçlerin yüzde 80'i Türk ekonomisine geri dönüyor. Kendi silahlanmasını kendi temin eden bir Türkiye ile tamamen dışa bağımlı olan Yunanistan'ın silahlanma yarışında mantık görmüyorum. Kalktılar Fransa'dan fırkateyn aldılar. Ege'de şimdi dengeler mi değişecek? Türkiye'nin Yunanistan söz konusu olduğunda hiçbir endişemiz yok” diye konuştu.

“Yunanistan bir sarmalın içine girmiş durumda, oradan çıkamıyor”

Yetkili, Türkiye'nin ‘Egemenlik tartışmasını başlatırız' açıklamalarını Yunanistan'ın ‘Türkiye bize saldıracak' şeklinde abarttığını ifade ederek, "Caydırıcılık hedef aldığı, engellemeye çalıştığı hamleyi tetikliyorsa başarısız olmuştur. Bir çan eğrisi gibi azı az, çoğu çoktur. Caydırıcılık hamlelerinizi doğru bir yerde tutmak gerekir. Taciz boyutlarını doğru ayarlayamazsan, engellemeye çalıştığın şey başına gelir. Yunanistan provoke ediyor, 'Bak gördünüz mü, bunun için silahlanıyoruz' diyor. Yunanistan bir sarmalın içine girmiş durumda, oradan çıkamıyor. Ancak toplumsal düzeyde huzursuz bir ülke, millet söz konusu. Kendi kendilerini huzursuz ediyorlar” dedi.

“Yunanistan'daki Lavrion Kampı, DHKP-C, PKK ve FETÖ'cülere ev sahipliği yapıyor”

Yunanistan'daki Lavrion Kampı'nın terör örgütü DHKP-C, PKK ve FETÖ mensuplarına ev sahipliği yaptığını söyleyen yetkili, Yunanistan'ın teröristlere Türklere karşı kullanmak için alan açtığını söyledi. AB ülkesinin (Yunanistan) açık şekilde terörist beslediğine dikkati çeken yetkili, “Atina'da ne ararsanız var, DHKP-C, PKK, FETÖ'cü her şey var. Hepsinin de yeri belli. ‘Türklerin düşmanı demek ki iyi bir şey, ben onlara alan açayım, gelsinler besleyeyim, günün birinde Türklerin canını yakmak için kullanabilirim' diye düşünüyorlar. 21'inci yüzyıl, bir AB ülkesi açık seçik terörist besliyor. Düpedüz terörist besliyor. AB'nin de, ABD'nin de terörist olarak belirlediği bir gruptur PKK. Bunun başka bir izahı yok. Yunan zihniyetinde ‘bir gün belki işime yarar' diye beslediği gruplar bunlar. Yunanistan, transit ülke olmaktan çıktı, düpedüz hedef ülke konumunda. 8-10 bin FETÖ'cü var Yunanistan'da. 'Türkiye'yi rahatsız edeceğim' diye yapacağınız hamleler gün gelir Yunanistan'ı vurur” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletlere 3'üncü mektup

Yetkili, adaların silahlandırılması meselesinin Türkiye-Yunanistan arasında her zaman var olan bir konu olduğunu ama şimdi Yunanistan'ın kendisini silahlanmaya verdiğini dile getirdi. Dışişleri yetkilisi, Türkiye olarak adaların silahlandırılmasına müsaade etmenin mümkün olmadığını belirterek, bu konuda Türkiye'nin yeteri kadar hukuki dayanağı olduğunu ifade etti. Dışişleri yetkilisi, adaların silahlandırılması konusunda Türkiye'nin BM'ye göndereceği 3'üncü mektubun BM'nin dikkatini çekmek için doğru bir hamle olduğunu vurgulayarak, “Uluslararası ilişkilerde hamlelerin zamanlaması ve şekli çok önemli. Önce bir sorunu ortaya koymak ve üçüncü taraflar tarafından anlaşılmasını sağlamak önemli. BM'ye mektup gönderildiğinde etkisi yüksek olur. Yapılan hamle doğru” ifadelerini kullandı.

“Türkiye çıkarlarını savunan bir ülke olduğu için onu dahil etmediler”

Yetkili, Yunanistan'ın ülkesindeki ABD üstleri üzerinden tiyatro oynadığını söyleyerek, ABD'lilerin derdinin bir güney-kuzey hattı oluşturmak olduğu değerlendirmesinde bulundu. Yetkili, ABD'nin Ukrayna savaşından önce bu hattı oluşturmaya başladığını belirterek, “Amerikalılar orada bir şey çıkacağını biliyorlardı, batık gemileri çıkarttılar. Bulgaristan'dan giden tren hattını düzelttiler, oradan bir şeyler taşımaya başladılar. Yunanlılar da, ‘Beni savunmak için burada Amerikalılar var' diyor. Amerika'ya gidiyorsun, ‘Bunun Türkiye ile alakası yok' diyor. ABD açık açık bu hamlelerini Ruslara karşı yaptığını söylemiyor. Bunu söylerse Yunanistan'ın onlara üs vermeyeceğini biliyor. Bir oyun oynanıyor kısacası. Eastmed Boru Hattı da doğu-batı ekseniydi. ABD bir strateji oluşturdu. Yunanistan'dan yukarı çıkan bir hat; İsrail-Güney Kıbrıs, Yunanistan doğu-batı ekseni stratejisi oluşturdular. Türkiye çıkarlarını savunan bir ülke olduğu için onu dahil etmediler” dedi.

“Miçotakis'in amacı Türkiye'ye F-16 verilmesini engellemek”

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in İstanbul'da yaptığı görüşmeden 3-4 hafta sonra Türkiye'nin Dedeağaç'a 2,5 mil yaklaşmasıyla Yunan tarafının şikayette bulunduğunu, Türkiye'nin ise bunu doğrulamasının yanı sıra bir gün öncesinde Yunanistan'ın Dalaman, Didim ve Datça'nın üzerinde uçuş yaptığını kanıtladığını anlattı. Yetkili, Miçotakis'in buradaki amacının ABD'ye gitmeden önce ABD'nin Türkiye'ye F-16 vermesini engelleme çabası olduğu değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye, yaptırımlara katılmadığı için Yunanistan rahatsız”

Yetkili, Rusya ile Yunanistan arasındaki ilişkiye dair de şu değerlendirmede bulundu:

“Yunanlılar, Türkiye'den rahatsız; çünkü Türkiye kural koyan bir ülke. Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi gerektiğini söylüyor; çünkü Türkiye ticaret, turizm yapan bir ülke. Bölgesel istikrarsızlık Türkiye için değil, o yüzden savaşı bitirmeye çalışıyor. Türkiye, Rusya'ya başından beri yanlış yaptığını söylüyor. Ancak Rusya ile ilişkilerimiz var. Yaptırımlara katılmadığı için Türkiye, Yunanistan rahatsız. Yaptırımlar, BM yaptırımı değil. Türkiye, AB üyesi de değil. Türkiye'ye yaptırımlar formüle edilirken herhangi bir şey de sorulmadı.”
Türkiye'nin Yunanistan ile yaşanan tüm sorunlarla ilgili uluslararası mahkemeye gitmekten yana olduğunun altını çizen yetkili, Yunanistan'ın ise sadece kıta sahanlığı konusunda mahkemeye gitmeyi kabul ettiğini ifade ederek, “Kıta sahanlığı kara sularının ötesinde yer alıyor. 6 milden 12 mile çıkarttığı takdirde kıta sahanlığını götürsen ne olur götürmesen ne olur. 6 milken ortada kalan boşluk, uluslararası sular Ege'nin yarısına tekabül ediyor. 12 mile çıkarttığında hepsi onların oluyor. Yunanistan bunu kendinde hak görüyor. Bunu doğrulamasının yanı sıra bir gün öncesinde Yunanistan'ın Dalaman, Didim ve Datça'nın üzerinde uçuş yaptığını kanıtlamış” diye konuştu.

“Yunanistan ileri sürdükleri saçmalıkların ortaya çıkmasından korkuyor”

Türkiye'nin Yunanistan'la olan sorunlarını müzakere, kolaylaştırıcılık, hakemlik şeklinde çözmeye hazır olduğunu söyleyen yetkili, “Yunanistan sadece kıta sahanlığı konusunda mahkemeye gidelim diyor. İstikşafilerde önce bir konuşalım, mahkemeye ne götüreceğiz, sorunu tespit edelim. Sadece kıta sahanlığı gibi bir sorunumuz yok Yunanistan'la. Yunanistan, uluslararası hukuka başvurduğumuz takdirde bugüne kadar ileri sürdükleri birtakım şeylerin saçmalığının ortaya çıkmasından korkuyor. Onun için hiçbir Yunan iktidarı cesaret edemiyor” dedi.


12.08.2022 14:15:40