IV. Uluslararası Türk Şöleni Kapsamında Erzurum’da bulunan Çuvaşistan Türk Dünyası Kültür Merkezi Başkanı İlia İVANOV tarafından Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’a “Mitta Vasiley Şeref Madalyonu” takdim edildi.
IV. Uluslararası Türk Şöleni Kapsamında Erzurum’da bulunan Çuvaşistan Türk Dünyası Kültür Merkezi Başkanı İlia İVANOV tarafından Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’a “Mitta Vasiley Şeref Madalyonu” takdim edildi.
Türk Şöleni Etkinliklerine katılan İlia İvanov, Erzurum’da bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, Türk Dünyasının büyük yazarlarını, bilim adamlarını ve değerli şahsiyetlerini Erurum’da bir araya getiren Güneş Vakfı’na ve onun değerli başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’a şükran duyduklarını ifade etti. Güneş Vakfı başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan ise, ömrünü Çuvaş Türklüğüne adayan Mitta Vasilev madalyası ile onurlandırılmak beni fazlası ile duygulandırmıştır. Bundan dolayı o kadar yol kat ederek bizi kırmayıp buralara kadar gelen İlia İVANOV’A Erzurum adına teşekkürlerini sundu.
MİTTA VASİLEV KİMDİR.
Miletine Adanmış Kısa Bir Hayat: Mitta Vasiley, Çuvaş Türklerinin hürriyet sevdalısı şairi. Hayatını Çuvaş halkının bağımsızlığı ve Çuvaş kültürünün yaşaması uğrunda verdiği mücadeleyle geçirmiş. Şair 1908 yılında doğmuş. Lise öğrencisiyken, Çuvaş kültürünün yok olduğunu, Çuvaş dilinin öldüğünü ileri sürerek, Çuvaş dilinde eğitim istediği için okuldan atılır. Fakat Mitta, ideallerinden vazgeçmez. Çuvaş kültürünün yaşaması için mücadele etmeye devam eder. Stalin’in meşhur Sibirya sürgünleri sırasında Mitta da sürgünler listesindeki yerini alır ve 1937 yılında tutuklanarak Sibirya’ya gönderilir. Tam 11 yıl sürgünde kalır. Sibirya’ya gitmek üzere eşiyle birlikte tren istasyonuna vardığında, Sibirya’ya sürgüne giden kalabalıkta eşini kaybeder. 1948 yılına kadar, 11 yıl boyunca, eşini bir daha göremez. Bu tarihte ailesini görmeme kaydıyla serbest bırakılır ve Çuvaşistan’da bir köyde mecburi iskâna tâbi tutulur. 11 yıldır ailesini görmeyen Mitta, bir gece gizlice köyüne gider ve ailesiyle görüşür. Bunun duyulması üzerine bir yıl sonra, 1949’da yeniden Sibirya’ya sürgün edilir. Ömrünün beş yılı da bu sürgünde geçer. 1954 yılında bitkin bir vaziyette sürgünden döndüğünde, eşinin öldüğünü öğrenir. Kendisi de bir müddet sonra, 1957 yılında ölür. Mitta’yı karısının yanına gömerler. Şimdi Çuvaşistan’ın Aslı Arabuş Köyü’ne yakın bir yerde bulunan küçük bir orman arazisinde ağaçların altında iki mezar var. Biri Mitta’ya ait, diğeri de Mitta’nın karısına. 2002 yılının Temmuz ayında Mitta’yı mezarında ziyaret ettim. Ormanın koynunda, karısıyla yan yana serin bir ağaç gölgesinde, kuş sesleri içinde yatıyordu. Dostum İlya, onun Çuvaş halkına seslenen şiirlerini ezberden okudu. O, şiirinde, Çuvaş halkına, diline ve kültürüne sahip çıkmasını vasiyet ediyor, aksi takdirde yok olacağını öğütlüyordu.
“BİR İNSAN HAYATINI BOŞA HARCAMAZSA, O İNSAN ÖLDÜKTEN SONRA DA YAŞAMAYA DEVAM EDER”
05.06.2016 12:47:00