Modern Çağın Utancı; Hocalı Soykırımı

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, Hocalı soykırımının modern çağın utancı olduğunu söyledi.

936 kilometrekarelik alana sahip ve 2 bin 605 aileden ibaret 11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabasının, 26 Şubat 1992 tarihinde tehcire ve katliama maruz kaldığını ve kasaba tamamıyla yok edildiğini belirten Savaş Eğilmez, “Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildi ve tamamen savunmasız bir durumdaydı. Hocalı da dağınık halde elinde hafif silahlar bulunan 150 kişi bulunmaktaydı. Azerbaycan silahlı kuvvetleri Hocalı halkına yardım edemedi, hatta uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı” dedi.
Ermenilerin coğrafi konumu itibariyle bölge için stratejik önemi olan Hocalı kasabasını ele geçirmek için, 25 Şubat gecesi katliam gayesiyle harekete geçerek büyük bir kıyım gerçekleştirdiğini anlatan ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda hazırlanan raporlarda korkunç detaylar ortaya çıkmıştır. Buna göre 25 Şubat 1992 tarihinde saat 22:00 sularında ermeni güçleri Azerbaycan sınırını geçerek saldırıya başlamışlardır. Bu saldırıya Dağlık Karabağ’daki ermeni militanlarla beraber SSCB 366.alayı da katılmıştır. Hocalı kasabasına yapılan bu saldırıya 366. piyade alayının komutanı Zarvigorov Yuri Yuryeviç ve Binbaşı Ohanyan Seyran Muşegoviç’in komutanlığındaki birliğin 2. taburu, Nabokih Yevgeni Aleksandroviç’in komutanlığındaki 3. tabur, aynı zamanda 1. tabur komutanı Çitçiyan Valeriy İsaakoviç ile birlikte 50’den fazla Ermeni ve Rus subaylar da katılmıştır.
Bu saldırıda en az 90 tank, çok sayıda zırhlı araç, top, D-30 havanlar ve diğer teknik unsurla da kullanılmıştır. Hocalı kasabasına ilk olarak ağır topçu birlikler saldırmış ve hemen sonra zırhlı kuvvetler kasabaya girmişlerdir. Ve bütün bu askeri güç, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanlar üzerine ölüm kusmuşlardır. Kuşatmadan kurtulan Türkler yollarda, Ketik ormanında, Nahçivanik yolunda, Garayagaya çevresinde, Dehraz köyü yakınlarında, Şelli köyü istikametinde, Esgeran yolunun 86. kilometresinde ve diğer yerlerde vahşice katledildiler. Esir alınanlardan 18’i Esgeran Polis Şubesi’nde işkence edilerek öldürüldü. Saldırı sırasında sivillere işkenceler yapıldı, insanların başlarının derisi soyuldu, gözleri çıkarıldı. Kadınların karınları yarıldı, insanlar diri diri toprağa gömüldü veya yakıldı. Hocalı’dan kaçıp kurtulan siviller önceden hazırlanmış olan pusulara düşürülerek kurşuna dizildiler” diye konuştu.
Hocalı’nın 5 bin 379 sakininin mülteci durumuna düştüğünü, öldürülen 613 kişiden 63’ü çocuk, 106’sı kadındı. 8 aile tamamen yok edildiğini, 487 kişinin çeşitli yaralar aldığını, 1275 kişinin esir alındığını dile getiren Eğilmez, “Esir alınan 68 kadın ve 26 çocuk toplam 150 kişiden hala haber alınamıyor. Bu kadar vahşiliği yapan bir grubun, bu 150 kişiye neler yapabileceğini düşünmek bile insanın nefesini kesiyor.
Bu saldırı içerisinde bulunan Zori Balayan, yazdığı kitapta şunları aktarıyor: “Biz arkadaşımız Haçatur’la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü. Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türkle aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir Ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim. Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm.”
Bu anlatılar açıkça gösteriyor ki bunlar insandan çok birer vahşi hayvan durumundular. Önce Ermeni çeteciler, sonra Ermeni teröristler, sonra diasporanın kuklası Koçaryan’ın yönetimindeki Ermenistan, arkalarına başka güçleri alarak, 1850’den beri Türkleri vahşice öldürdüler. Şimdi ise masum ve mazlum rollerine bürünmeye çalışıyorlar. Biz bu katillerin gerçek yüzünü bütün dünyaya anlatmaya devam edeceğiz ve Hocalı da yapılan vahşilikleri asla unutturmayacağız.
Beş yıldır yaptığımız gibi, 4 dilde hazırladığımız kısa belgeselle, bu katillerin gerçek yüzünü bütün dünyaya yeniden anlatacağız. Bu belgeseli Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun 100 üyesine ve 435 temsilciler meclisi üyesine göndereceğiz. Ayrıca ABD’de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin 28 ine, yine ABD’nin önde gelen medya temsilcilerinin 15 ine ve Ermeni diasporası çatısı altında faaliyet gösteren 20 vakıf ve derneğe, Fransa, Almanya ve İngiltere’deki medya temsilcileri ve önde gelen sivil toplum örgütlerinden 100 tanesine göndereceğiz Böylelikle ilk aşamada 698 merkeze 26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı’da yaşanan insanlık dışı olayları yeniden anlatmış olacağız” şeklinde konuştu.


26.02.2020 13:24:59