Migren tedavisinde psikoterapi yöntemi

Migren; baş ağrısı, ses, ışık, kokulara karşı hassasiyet, bulantı, kusma ve görme bozuklukları gibi daha birçok belirtilere de neden olabilen bir hastalık. Cerrahi ve ilaçlarla tedavisi olan hastalıktan kurtulmak psikolojik destek ile de mümkün.

Migren; baş ağrısı, ses, ışık, kokulara karşı hassasiyet, bulantı, kusma ve görme bozuklukları gibi daha birçok belirtilere de neden olabilen bir hastalık. Cerrahi ve ilaçlarla tedavisi olan hastalıktan kurtulmak psikolojik destek ile de mümkün.

Pandomim Psikoterapi ve Danışmanlık Merkezi’nde migren hastalarına uygulanan psikolojik destek ile hastalıktan kurtulma başarısı yüzde 90’a kadar çıkabiliyor. Pandomim Psikoterapi ve Danışmanlık Merkezi Psikologu Bayram Duysak, “Birçok psikoterapi yöntemi var, biz aslında hepsini birlikte kullanıyoruz ama daha çok terapi yöntemleri kullanıyoruz. Hastalar bize gelmeden önce ilaç tedavisi, akupunktur, hacamat gibi yöntemler veya sülük gibi yöntemleri kullanmış oluyor. Psikoterapi süreçlerine başladıklarında migren tedavisinin ilaç, iğne, hacamat gibi veya sülük gibi herhangi bir fiziksel tedavi olmadan tedavi edilebildiğini görüyorlar. Bizim burada herhangi bir fiziksel tedavimiz yok. Başarı oranımız kişiden kişiye değişiyor. İki seansta biten hastalarımız da var. 5-6 seans devam edip ama sonuca çok yaklaştığımız hastalarımız da var. Genellikle yüzde 90 oranında çok iyi sonuçlar alıyoruz. O yüzde onluk dilimde de halen hastamızın tetikleyicisi devam ediyorsa örnek veriyorum, kişi yıllar önce babasını kaybetmiştir ve bundan kaynaklı yatkınlığı da varsa migren ağrısı baş dönmesi başlamıştır ama bu günlerde de diyelim annesini kaybetmiştir burada bu ağır tetikleyici olmuştur. O zaman sadece migren ağrılarının ataklarının sayısını düşürebiliyoruz. Örnek veriyorum ayda 10 kere oluyorsa seanslarımızdan sonra bu 2’ye düşüyor. Normal bir insanın başı nasıl ağrıyorsa aynen o şekilde kişilerin başı ağrımaya başlıyor” dedi.

“İlaçsız tedavi hastaları şaşırtıyor”
Migren hastalarının psikoterapiye ilgisini aktaran Psikolog Duysak, “Konyalı kardeşlerimiz buna çok ilgi duyuyor çünkü migren hastaları çok iyi bilir. Çok büyük problemlerle geliyorlar buraya. Atak geçirdiğinde duvara başını vuranlar var, acıdan bayılanlar var, hastanelere, acil servislere kaldırılanlar var. Hastalar, psikoterapi ile ilerlendiği zaman ilaçsız bir tedavi gördüklerinde çok şaşırıyorlar” diye konuştu.
Migren hastalarına tavsiyelerde bulunan Bayram Duysak, “Migreni spot lambaları, ağır parfüm kokuları, yüksek ses tetikliyor. Bazı hastalar kolonya kokusunun migreni tetiklediğini söylüyor. Hastaların bunların bir listesini yapmasını istiyoruz. Bize geldiklerinde ilaç kullanıp kullanmadıkları çok önemli değil. İlaçla devam edip sonunda ilacı bırakan hastalarımız da var. Normalde daha önceden ilaç kullanıp ve şu anda ilaçsız bir şekilde devam edip terapiyi sonlandırdığımız hastalarımız da var” şeklinde konuştu.

Tedavinin ilk seansta etkisini gösterdiğini belirten Duysak, “Bizim buraya gelen hastalarımız daha ilk seansta şunu görüyorlar. Yoğun ağrı şikayetiyle gelen bir hastamız ağrı şiddeti 10 üzerinden 8 ise bunun 3’e ya da 4’e düştüğünü fark ediyor. Çok rahatlıkla ağrının geçtiğini gözlemleyebiliyor” ifadelerini kullandı.
Migrenin daha çok kadınlarda görüldüğünü dile getiren Psikolog Duysak, “Migren atakları kadınlarda daha fazla görülüyor. Kadınların yüzde 22’sinde görülürken erkeklerin yaklaşık yüzde 10’unda görülüyor. Bunda tabi hormonel bazı etkiler var kadınlarda. Bazı dönemlerde onların ataklarının daha fazlası olmasına neden oluyor. İlaç kullanımına gelecek olursak da ortalama aylık 140 iken migren hastalarının kullandığı ilaç sayısı bizim seanslarımızın sonunda bu 10-15’e kadar düşüyor. Bu da normal bir insan nasıl baş ağrısı çekerse ve ağrı kesici kullanıyorsa, oralara kadar düşüyor” dedi.  


29.01.2017 20:39:00