Erzurum’da tarihe meraklı üç genç 15 yıllık bir araştırma sonucu kent çevresinde Urartu’dan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ait taş eser belirledi. Hazırladıkları projeye kimse sahip çıkmayınca Dünya’nın en büyük taş eserler müzesi hayalleri suya düştü.
Erzurum’da tarihe meraklı üç genç 15 yıllık bir araştırma sonucu kent çevresinde Urartu’dan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ait taş eser belirledi. Hazırladıkları projeye kimse sahip çıkmayınca Dünya’nın en büyük taş eserler müzesi hayalleri suya düştü.
Erzurumlu Uzman Dr. Muhammet Ahmet Karakaya, Ziraat Mühendisi Memet Solak ve tarih öğrencisi Oğuzhan Türk, medeniyetlerin Erzurum ve çevresine bıraktığı izleri araştırdı. Tarih meraklısı üç genç, sanat tarihçileri ve arkeologlar ile de paylaştıkları yıllar süren araştırmalarının sonunda bölgede İskitlerden Selçukluya, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ait olan taş eserlerin yerlerini belirledi. Arazi de buldukları yüzlerce tarihi eserin oldukları yerde korunamadığını ve sık sık definecilerin saldırılarına uğradığını söyleyen gençler, taş eserler müzesi için bir proje hazırladı.
KİMSE İLGİLENMEDİ
Sanat tarihçileri arasında büyük heyecan uyandıran projelerini Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’ne bildiren gençler bu girişimlerinden sonuç alamayınca Cumhurbaşkanlığı’na e-mail gönderdi. Cumhurbaşkanlığı’nın ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletildi’ mesajından sonra Müze Müdürlüğü ile de bağlantıya geçen gençler çalmadık kapı bırakmadı. Hiçbir sonuç alamayan Muhammet Ahmet Karakaya, Memet Solak ve Oğuzhan Türk, Erzurum’a dünyanın en büyük taş eserleri müzesini kazandırmayı amaçladıklarını söyledi.
“BİLİM ADAMLARI ŞAŞIRIYOR”
Buldukları ve yerlerini tespit ettikleri eserlerin fotoğraflarını çekerek sanat tarihçileriyle paylaştıklarını belirten tarih öğrencisi Oğuzhan Türk, “Taş eserleri gören her bilim adamı şaşkınlığını gizleyemiyor. Araştırma yapmak istiyor ve bölgede mutlaka başka eserlerin de olabileceğini söylüyorlar. Ancak her bir taşın bulunduğu yerde arkeolojik kazı yapmak mümkün değil ya da her bir eserin başına bir bekçi de konulamaz. Biz bu nedenle hepsini bir çatı altında toplamak istedik. Çünkü defineciler bu eserlere büyük zarar veriyorlar. Bunun önüne geçmek ve dünyanın en büyük taş eserler müzesini kurmak için yıllardır çabalayıp duruyoruz” dedi.
“TURİZM PALANDÖKEN’DEN İBARET DEĞİL”
Dünya’da Kıbrıs, Çin ve Moğolistan’da taş eserleri müzesi olduğunu ancak çeşit sorunu yaşadıklarını anlatan Mehmet Solak da birçok medeniyeti aynı çatı altında toplamayı amaçladıklarını kaydetti. Solak, “Erzurum’a çok büyük bir prestij kazandıracak bu projemiz ne yazık ki kimsenin ilgisini çekmedi. Halbuki, turizm açısından bu çok önemli bir çalışma. Turizm sadece Palandöken’den ya da taşınmaz varlıklarımızdan oluşmuyor. Biz bu projemizle tüm bu eserleri kayıt altına alacak, teşhir edecek ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacaktık. Ama çaldığımız her kapı yüzümüze kapandı. Çok üzgünüz” diye konuştu.
15.12.2015 15:54:00