Kritik toplantı sonucu terörle mücadele vurgusu

Başbakan Binali Yıldırım Bakanlar Kurulu toplantı sonrası yaptığı açıklamada terörle mücadele vurgusu yaparak, 'Bölge insanının terör örgütünden beklentisi yok.Vatandaşlarımız bizi bunlardan kurtarın diyor.Türkiye'nin önünde güzel günler var' dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Yıldırım, Gaziantep’teki terör saldırısına ilişkin, “Bir kez daha terörü, teröristleri ve terörizmi lanetliyorum. Bu terör saldırısında çocuk olan, 29 tane çocuk, neyin ne olduğunu bilmeyen daha hayatının baharına bile gelmemiş çocukları kullanarak katleden o alçak terör örgütlerini en ağır kelimeyle lanetliyoruz. Vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz, milletimizin acısını paylaşıyoruz. Bu sabah resmi konutta CHP ve MHP Genel Başkanları ile bir araya geldik. 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sürecinde başlattığımız dayanışma ve işbirliğinin ülke menfaatleri, Türkiye’nin geleceği konusunda o günden bugüne kadar büyük bir kararlılıkla iyi niyetle devam ediyoruz. Yenikapı’da yaşanan ve Türkiye’ye yeni kapılar açan birlik, uzlaşma ruhunu devam ettirmek, ülkemizin terörle mücadelesinde, iç ve dış sorunlarını kolayca aşmasında beraber hareket etmek, tabiatıyla milletimize ve ülkemize büyük bir katkı sağlıyor. Bu sabahki toplantıda sayın genel başkanlara ülkemizin başını ağrıtan birkaç temel konuda bilgi verme fırsatı bulduk. Özellikle uzun süreden beri devam etmekte olan PKK terörüyle yaptığımız mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonraki hareket tarzımızı anlatma fırsatı bulduk ve bazı detayları da kendileriyle paylaştık” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bunun yanısıra Türkiye, Suriye ve Irak’ta uzun süreden beri devam eden istikrarsızlık nedeniyle büyük bir zorlukla karşı karşıya. Bin 200 kilometrenin üzerinde Irak ve Suriye’yle ortak sınırımız var. Buradaki istikrarsızlığın Türkiye’ye taşınması anlamında yaşanan gelişmeler var. Bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk. Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunduk.”

“Suriye bugün bir iç savaşla enerjisini günden güne kaybediyor” diyen Yıldırım, 500 bin civarında masum insanın anlamsız iç savaşta hayatını kaybettiğini, artık akan kanın daha fazla sürmemesi, Suriye’de huzur ve istikrarın sağlanmasının bölge için yapılacak önemli işler arasında yerini aldığını söyledi. Burada tarafların olduğunu, rejimin ve Suriye muhaliflerin ve bir de terör gruplarının olduğunu belirten Yıldırım, “Koalisyon güçleri var ve rejimin davet ettiği Rusya var. Tüm bu tarafların aklı selimde bir araya gelip, tekrar bütün Suriyelilerin temsil edileceği yönetişim şeklinin oluşturulması esastır. Bizim önemle üzerinde durduğumuz konu, Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi. Herhangi bir etnik gruba avantaj sağlayacak yeni bir yapılaşmaya izin verilmemesi. Bazı gayretler var, Türkiye’nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirmek. Başka yerlerde de başka oluşumlar meydana gelmesine zemin hazırlamak. Bu bizim kabul edeceğimiz bir şey değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı ve bütün grupların içinde yer aldığı kucaklayıcı, kapsayıcı bir yönetimin oluşturulması. Bu esastan hareketle komşu ülke olarak Türkiye, yine yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya, Amerika, hatta bazı Körfez ülkelerinin de yer alacağı bir modelle daha fazla zaman kaybetmeden Suriye’de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip. Yapılan çalışmaları ifade ettik. Irak’ta da toprak bütünlüğü ve üniter yapının muhafaza edilmesi konusundaki hassasiyetimizi ifade ettik. DEAŞ’ın Irak’ta faaliyetlerinin sonlandırılması ve Musul’un kurtarılmasına yönelik çalışmaları izliyoruz. Bu bağlamda Irak’ta da yine taraflarla yakın işbirliği içinde daha istikrarlı ve merkezi yönetimin bütün ülkede söz sahibi olacağı bir durumun sağlanması için Türkiye olarak gereken katkıyı vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Rusya ve İsrail’le ilişkilerin normalleştiğini anlatan Yıldırım, süratle kaybedilen zamanın kazanılmaya çalışıldığını ifade etti. Yıldırım, İsrail’in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırılarını onaylanmadıklarını açık bir dille ifade etmek istediklerini söyledi.
Bakanlar Kurulu’nda ele alınan konulara değinen Yıldırım, “Çukur siyasetinin başladığı şehir ve ilçeleri işgal girişiminden sonra başarıyla burada güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarla beraber, bölgenin imar edilmesi, yeniden hayatın süratle normalleşmesi, bölgeye olan yatırımların, projelerin hızlı bir şekilde gelmesi anlamında uzun zamandan beri devam eden Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik yatırım, teşvik ve destek projelerini nihayet tamamladık. Bunlarla ilgili açıklamayı bölge illerinde bizzat giderek, oradaki gençlerimizle, vatandaşlarımızla beraber olup yapacağız” diye konuştu.
“Terörden etkilenen 20’nin üzerinde il var”
Terörden etkilenen 20’nin üzerinde il olduğunu anlatan Yıldırım, “Buralardaki yatırım açığını kapatmak için ciddi tedbirler var. Enerji, sağlık, turizm, eğitim alanında var. Ayrıca, teşvikler var. Teşviklerde de buraya yapılan yatırımların semeresinin görülmesi için. burada mesela fabrika yapılıp verilecek. Onların pazarlama, ürettikleri ürünlerin satışına imkan veren, devletin de katkı sağlayacağı teşvik mekanizması da hayata geçiriliyor. Önümüzdeki aydan başlamak üzere 2019’da ilave teşvikler, belirlenen önceliklere göre yatırım yapılacak. Bir yerde küçükbaş, bir yerde büyükbaş hayvancılık, başka yerde mısır” dedi.
Kürt vatandaşların terör örgütlerinden bir beklentisinin olmadığına işaret eden Yıldırım, “PKK terör örgütü veya onun etkisinden kendisini kurtaramayan siyasi uzantıları, asla ve asla bölge insanına, hiçbir sorununa çözüm üretemedikleri gibi bölge insanının bugün en büyük sorunu haline geldiler. Oradaki vatandaşlarımız bize, ‘Bizi bunlardan kurtarın’ diyor. Biz de bu sorumluluğu yerine getirmek için bir yandan güvenlik esasına dayalı tedbirleri süratle almak, bir yandan da güneydeki sınırlarımızdan olabilecek sızıntıları önlemek için fiziki tedbirleri alıyoruz” şeklinde konuştu.
Yıldırım, “Ülkenin ana meselelerinde muhalefet-iktidar ayrımı yapmayacağız. Bütün konularımızı konuşarak, uzlaşarak çözmenin gayreti içinde olacağız. Milletimiz ayrışma istemiyor, birleşme kaynaşma istiyor” dedi.
“Yeni anayasaya giden yolda önemli adımı anlaşarak ve uzlaşarak yapabilmeyi başaracağız”
Yeni anayasa konusuna değinen Yıldırım, “Bugüne kadar 8-10 görüşme oldu. Önümüzdeki 5-10 gün içinde bu çalışma bir noktaya gelecek ve bütün bunlar genel başkanlara sunulacak ve biz de bir kez daha gözden geçirerek, mutabık olduğumuz anlaştığımız maddeleri Meclis’te oylamak suretiyle, kısmi de olsa bir değişikliği, ve artık vesayet döneminden kalan maddeleri değiştirmiş olacağız. Böylece yeni anayasaya giden yolda önemli adımı anlaşarak, uzlaşarak yapabilmeyi başaracağız” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Gaziantep’deki saldırıya ilişkin soruya Yıldırım, “Terör örgütü yapılan operasyonlarla ve ciddi anlamda sıkıntı içerisine düştüğü için bu gibi acımasız, hunhar faaliyetlerini artırmış gösteriyor. Bu anlamda ciddi tedbirler alınmasına rağmen diyelim ki 100 tane ihbarı değerlendirip gereğini yapıyorsunuz, ama bir tanesini kaçırıyorsunuz. Gerçekleşen sonuçları ağır oluyor. İstihbarat ve güvenlik birimlerimiz büyük bir gayretle çalışıyorlar, benzeri olayların yaşanmaması için olağanüstü gayret gösteriyorlar. Tehdit geçmiş değil. Onlar aynı merkezden yönetiliyor. Bu saldırıyla ilgili çok şiddetli bir patlama, henüz faile ilişkin bir ipucu bulunmuş değil. Görgü tanıklarının anlattıklarından ortaya çıkan tahmindir. Yoksa saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgütün yaptığı konusundaki erken kanaatler doğru değildir. Toplumu doğru bilgilendirme adına onaylanacak bir durum değildir. Çocuk mudur, büyük müdür, böyle bir rivayet var. Elde edilenlerle olayın arkasında kimler var, onlar da ortaya çıkartılacak” karşılığını verdi.
Suriye’ye ilişkin bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, “Suriye’deki PYD koridoruna ilişkin bilgileri genel başkanlar ile paylaştım. Biz, Türkiye olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü çok önemsiyoruz. Orada ayrı ayrı devletçiklerin oluşturulmaya çalışılması veya böyle bir düşüncenin var olması, Suriye’nin bu halinin daha da devam etmesi anlamına geliyor” diye konuştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin açıklamalarının sorulması üzerine Yıldırım, “Bizim baştan beri söylediğimiz birşey var. Biz Akdeniz ve Karadeniz’i kullanan ülkeler olarak dostlukları artırmamız lazım. Buna Rusya, İsrail, Mısır da dahil. Buralarda potansiyelimiz çok fazla, düşmanlıklar yerine dostluklar ülkelerimizin halklarının geleceği için önemli. Mısır’dan yapılan sağduyulu açıklamalar güzel, bunun devamını getirmek lazım. Mısır, halkın iradesini gözardı etmemelidir. Halkın iradesiyle gelecek yönetimin olması gerekir. Biz, Mısır’la ilişkileri geliştirmekten yanayız. Mısır, kültürümüz, değerlerimiz yakın olan bir ülkedir. Yönetimde yaşanan anlaşmazlıklar halklarımıza mağduriyet olarak yansıtılmamalıdır. Ekonomik alanda, turizm, tarım, kültür vesaire alanlarda ilişkilerimizi süratle geliştirebiliriz. Buna her iki ülkenin de ihtiyacı olduğunu düşüyorum. Rusya’nın çözümde Türkiye, İran’la birlikte hareket etmesi doğaldır. Bu da değerlendirilmesi gereken husustur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Balyoz ve Ergenekon davasında hukukun zorlandığı ve burada verilen kararların tekrar gözden geçirilmesi yönünde bir düşüncesinin olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu, zaten yapılıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği bunların itibarının iade edilmesi. Zaten davayı kazanınca bu otomatikmen gerçekleşmiş oluyor. Bu davaların bazısı sonuçlandı, ilk derece mahkemelerinde. Bazıları da halen devam ediyor. Bu anlamda yürüyen işlemle Sayın Kıılçdaroğlu’nun ifade ettiği hususlar birbiriyle örtüşüyor” dedi.
Yarınki YAŞ toplantısının bir usül toplantısı olduğunu anlatan Yıldırım, “Yarınki albay altı düzeyindeki personelin durumları değerlendirilecek. TSK’nın yeniden yapılandırılması ve YAŞ’ın yeniden düzenlenmesi münasebetiyle yapılacak ilk toplantı” diye konuştu.
Bir soru üzerine Yıldırım, “Silahlı kuvvetlerin sınır güvenliği açısından ülkemize geçişlerin kontrol altına alınması ve sınırlarımızın güneyinden yapılacak taarruzlara karşı hazır oması esastır. Yapılan faaliyetleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir” dedi.


22.08.2016 20:52:00