Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, “Esed rejimi, Ruslar, Pyd ve Ypg her fırsatta dünya kamuoyuna Işid’e karşı mücadele ettiklerini beyan ediyorlar. Ama ara ara bölgeden gelen haberler, aslında Rusların da, Esed’in de, Pyd’nin de Daiş ile sıkı bir işbirliği içerisinde olduklarını gösteriyor.” dedi.
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, “Esed rejimi, Ruslar, Pyd ve Ypg her fırsatta dünya kamuoyuna Işid’e karşı mücadele ettiklerini beyan ediyorlar. Ama ara ara bölgeden gelen haberler, aslında Rusların da, Esed’in de, Pyd’nin de Daiş ile sıkı bir işbirliği içerisinde olduklarını gösteriyor.” dedi.
Suriye’nin kuzeyinde Daiş kontrolü altındaki bir doğal gaz tesisinin Esed rejimi, Ruslar, Pyd ve Ypg tarafları ile Daiş terör örgütü arasında var olan ticari bağlantının önemli kanıtı olduğunu belirten Dr. Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
“Daiş’in fakto başkenti Rakka’nın yaklaşık 95 km güneybatısında bulunan, Tuweinan gaz tesisi Suriye’de bulunan en büyük platformdur. Burası, Putin’in gizli ortağı olan milyarder Gennady Timchenko ait Rus inşaat şirketi Stroytransgaz tarafından inşa edilmiştir. Kremlin ile bağlantısı net bir şekilde belgelenen bu şirket, ABD Maliye Bakanlığı tarafından Ukrayna üzerindeki faaliyetlerine bağlı olarak yaptırım listesi içerisine alınmıştır. Bu tesisin rolü temel olarak şudur: Mevcut tesis, Esed rejimi, Ruslar, Daiş ve Pyd terör grupları arasında finansal ve lojistik kar sağlanan aktif bir merkezdir. Tesisin inşaatını üzerine alan Suriyeli taşeron Hesko şirketi, aslında Rus ve Suriye ulusal birlikteliğinin temsilcisi olan George Haswani’dir. Geçtiğimiz Kasım ayında, Amerika Maliye Bakanlığı, Esed rejimi ve Daiş arasında petrol satışına aracılık yaptığı iddiasıyla Haswani’yi gözlem altına almış, Hesko şirketini de yaptırım listesine almıştır. Hesko ve Stroytransgaz arasındaki ortaklık bu işbirliği ile sınırlı değildir. 2000 yılından beri Sudan, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri ile de çeşitli iş ortaklıkları vardır. Suriyeli muhalifler Haziran 2013’te gerçekleştirdikleri operasyonla bu tesisi ele geçirmişlerdir. Bu ekibin komutanı Ebu Halit, bölgeye geldiklerinde Rus mühendislerin ve danışmanların kaçtığını, arkasından da Suriyeli işçilerin ayrıldığını belirtmiştir. 2014 yılının başlarından itibaren tesis Daiş’in kontrolü altına geçmiştir. Bu gasptan sonra Stroytransgaz ve onun taşeronu Hesko şirketleri, Daiş’in izniyle tesisin inşaatına devam ettiler. Rus mühendisleri de projenin tamamlanması için Daiş ile birlikte çalışmıştır. Suriye’de yayın yapan Tishreen gazetesi yukardaki iddiaları kanıtlayan ve çoklu işbirliğini ilan eden bir rapor yayınladı. Tesisin, Ocak 2014 tarihinde, Daiş terör örgütü tarafından ele geçirilmesinden sonra, Suriye hükümeti kaynaklarına göre Stroytransgaz şirketi projenin %80’ini tamamladı. Tabi gazete bunları yazarken, tesisin Daiş’in kontrolü altında olduğundan hiç bahsetmemiştir. Bağımsız kaynaklara göre 2014’ün sonuna doğru kısmi üretime geçen tesis, 2015 yılında tam kapasiteye geçmiştir. Buradan elde edilen doğalgazın bir kısmı Daiş’in kontrolü altındaki Halep Elektrik Santraline kalanlar ise Humus ve Şam’a gönderiliyor. Yerel kaynaklar, Rus mühendislerin hala tesiste çalıştığını ve Haswani’nin simsarlığında Daiş ve rejimin buradaki üretimden karşılıklı olarak kâr elde ettiklerini belirtiyor. Buradaki Rus şirketine ait işçiler mesailerini, Hama valiliğindeki askeri bir üs korumasında devam ettiriyorlar. Burada üretilen gaz Daiş ve Esed arasında pay ediliyor. Anlaşmaya göre gazın önemli bir bölümü Halep Elektrik Santraline gönderiliyor. Bu santralden 50 megawat elektrik rejime giderken, 70 megawat elektrik ve 300 varil gaz da Daiş’e gidiyor. Yine kaynaklara göre Hesko şirketi her ay 50 bin dolar Daiş’e, bu kârlı ortaklığı devam ettirmesi için para ödüyor. Bağımsız kaynaklar, gaz ve petrol üzerinden el edilen rant ortaklıklarının benzerlerinin bütün Suriye’de var olduğunu belirtiyor. Bu sözleşmeler daha çok Daiş ile Esed rejimi arasında gerçekleşirken, Pyd-Daiş, Pyd-Esed rejimi arasında da aynı işbirliğin mevcut olduğunu belirtiyor. Bütün bunlar gösteriyor ki, Suriye kaosu içerisinde birçok kirli ittifak var. Tarafların hiçbiri Daiş ile mücadele etmiyor. Türkiye dışında herhangi bir güç sivil halkın korunması ve kurtuluşu için çaba sarf etmiyor. Tüm taraflar kendi menfaatlerine hizmet ediyor.”
11.02.2016 09:45:00