Erzurum’da havaların soğumasıyla birlikte kış kendini iyice hissettirirken soba ve kaloriferlerde yanmaya başladı.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte artan yakıt faturaları, dar gelirli vatandaşların çilesi haline geliyor. Isınma masraflarını en aza indirmenin yolları hakkında bilgi veren uzmanlar, aynı zamanda soba zehirlenmelerine karşı da vatandaşları uyardı.
Erzurum’da ısınmak için en çok kullanılan yöntemin doğalgaz olduğunu belirten uzmanlar, bunun ardından odun veya kömürün geldiğini söyledi. Uzmanlar, “Yakıt ekonomisi dediğimiz zaman teknik olarak anlaşılması gereken, yakıtın verebileceği yakıt enerjisinin ne kadarından faydalandığımız demektir. Yakıt fiyatları arasında da farklılıklar söz konusu. Hepsini birlikte düşünerek, gerek çevreye mümkün olduğunca en az zarar verecek, gerekse de ekonomik anlamda bizleri rahatlatacak öncelikle yakıt tipinin seçilmesi gerekiyor. Bu yakıt tipine en uygun yakıcının seçilmesi ve işleticinin de konu hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olması gerekiyor. Bu yakma sistemi de aslında bir zincir. O zincirden herhangi birisi koptuğunda yakıttan istediğimiz verimi alamayabiliriz” dediler.
Yakıt için kullanılan cihazların ikiye ayrıldığını belirten uzmanlar, “Bunlar bireysel ısıtma cihazları ve merkezi ısıtma cihazları. Merkezi ısıtma cihazları olarak ağırlıklı olarak kazanlar kullanılmakta. Bireysel sistemi olarak büyük çoğunlukla sobalar, kombi tabir ettiğimiz cihazlar ve kat kaloriferleri kullanılıyor. Gerek çevreye olan etkileri, gerekse verimlilik değerleri art arda dizildiğinde uygun cihaz seçimini göz önüne aldığımızda yakıtlardan öncelikli olarak bugünkü fiyatlarla en ucuzu linyit. Arkasından ithal kömür bunu izlemekte. Üçüncü olarak doğalgaz, dördüncü olarak fueloil, beşinci olarak tüp gaz, en son olarak da motorin ve elektrik, fiyat pahalığında belirli bir sırayı izlemekte. Sistemin uzman bir mühendis tarafından tekniğine uygun şekilde tasarlanması ve bir mühendis gözetiminde tüm sistemin monte edilmesi önemli” diye konuştular.
Uzmanlar, teknik anlamda kullanılan yakıtlar arasında en verimlisinin doğalgaz olduğunu belirtti. Doğalgazda, havayla yakıtı uygun oranlarda karıştırmanın mümkün olduğunu belirten uzmanlar, “Gaz halinde bulunduğu için doğalgaz. Bunun dışında her türlü otomatik kontrole, yakma sistemlerinin otomasyon kanalıyla kontrol edilmesine, gerekli emniyet ve güvenlik tertibatlarının alınmasına izin vermektedir. Doğalgaz bu anlamda teknik olarak verimli bir gazdır. Uygun cihazlar, uygun yakıcılar kullanıldığında da verimler, yüzde 107 oranlarına kadar kazanlarda çıkabilmektedir” açıklamasında bulundular.
Uzmanlar, doğalgaz sobalarının, ferdi ısınma yapan bir evin belirli bir kısmının sadece ısınması noktasında bir ekonomi sağladığını söyledi. Konutun tamamında sıcaklığı yakalamak için doğalgazın konforlu bir ısıtma şekli olmadığını savunan uzmanlar, “Şu anki piyasa fiyatlarına göre tahmin ediyorum, eğer evin tamamını ısıtacaksak, doğalgaz sobalarıyla 1 milyar lira civarında ilk yatırımla kurulabilmektedir” ifadelerini kullandılar.
Uzmanlar, doğalgazın bulunmadığı bölgede, kömür kullanılmasını önerdiler. Katalitik sobaları sağlıklı şekilde kullanabilmek için bir hava akımına ihtiyaç olduğunu kaydeden uzmanlar, “Eğer doğalgaz yoksa, zorunlu olarak kömür kullanılacaktır. Bunun dışında yapılabilecek çok fazla bir şey de yok. Katalitik sobalar, gerçekten bacasız sobalar olduğu için ortamın havasını tüketmekte yanma süresince. Birtakım sağlık sorunlarına da neden olabilmekte. Öncelikle katalitik soba kullanan mahallin sık sık havalandırılması gerekiyor. Uyku zamanına geçildiğinde katalitik sobasının kullanılmasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Eğer binaya belirli yerlerde küçük bir havalandırma merkezi bırakılabilirse, 100 santimetrekare civarında yanma için gerekli oksijen de sağlanabilir” dediler.
“Kombide tavsiye edilen 50 derece”
Geceleri kombi kullanımı hakkında da bilgi veren uzmanlar, “Binanın dış hacminin soğumaması için, geceleri en düşük seviyede ısıtmak yeterli olacaktır. Çünkü eğer geceleri düşük bir derecede çalıştırmazsak kombimizi, kullanım saatlerinde kombiyi çalıştırdığımızda bina bloğunun ısınması oldukça zaman alır. Enerji tüketimi büyük oranda artar. Tavsiye edilen 50 derecedir. 50 derecenin altında doğalgaz kullanımında bacalarda yoğuşma olup ve baca konjeksiyonuna zarar verir” diye konuştular.
Uygun kazan, uygun tasarım, uygun ekipmanlar, uygun kontrol ekipmanları kullanımına dikkat çeken uzmanlar, uygun cihaz seçimlerinde zaman zaman ferdi sistemlerden daha verimli sonuçlar da alınabildiğini ifade ettiler.
Uzmanlar, “Bizim önerilerimiz öncelikle bina yanma sisteminin, yakıt sisteminin ve bina izolasyonunun uzman bir mühendise ya da makine mühendisleri odasına kontrol ettirilmesi ve hazırlanan rapor ışığında gerekli onarım ve tadilatların yapılmasıdır. Bunun dışında bakımların da verimli artması noktasında düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor. Gerek kazan dairesini kullanan ekipmanların periyodik kontrolleri, gerekse bacaların emisyon değerleri, peridoyik olarak ölçülmelidir. Bu doğrultuda da makine mühendisleri odamız halkımıza ve tüketiciye hizmetler vermektedir. Gerek Türkiye genelinde örgütlü olduğumuz 81 il ve ilçede bu doğrultuda çalışmalarımız sürdürmekte” açıklamasında bulundular.
“Baca temizliğine dikkat”
Uzmanlar, soba zehirlenmelerine de dikkat çekerek, “Soba zehirlenmelerinin ikili bir nedeni vardır. Bildiğiniz gibi yakıtlar, yanma durumunda ortamın oksijenini de tüketmektedirler. Sobaların kullanıldığı yerlerde yeterli hava girişi sağlanmalı. Bunun için öncelikle ortam sık sık havalandırılmalı. İkincisi yanma gazlarının dışarıya atılması, bu da baca kanalıyla olmaktadır. Bacaların tıkanıklığı durumunda zehirli gazlar ortama nüfuz etmekte ve zehirlenmeye neden olmaktadır. Yani neden ikilidir? Bir, ortam havasının azalmasından dolayı boğulma, ikincisi zehirlenme. Yapılabilecekler; bir kere baca temizliğine çok dikkat edilmesi. İkincisi, ortamın havalandırılması. Üçüncüsü banyolara ya da yatak odalarına soba monte edilmemesi. Dördüncü olarak alınan sobaların mutlaka TSE’ye uygunluk belgelerinin aranması. Yetkili firmaların, bakım firmalarının olup olmadığı, ülke genelinde örgütlü olup olmadığı, servislerinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve soba ona göre seçilmelidir” ifadelerini kullandılar.
Uzmanlar, kömür kullanan vatandaşlar için, odanın ısısını sabit tutmak için şu önerilerde bulundu:
“Sobayla odanın ısısını sabit tutmak çok olası değil. Çünkü sobada hava ve yatık miktarı çok optimum şekilde ayarlanamıyor. Ancak bazı sobalar diğerlerine göre bu konuda birtakım düzeneklere sahip. Bu konuda yapılabilecek fazla da bir şey yok aslında. Yalnız benim tavsiye edeceğim, öncelikle sobanın odanın ısıtma yükü hesaplanarak, ona uygun olarak alınması. Küçük bir hacim için büyük bir soba alınmamasıdır. Ortama uygun soba alınmasıdır. Ortamın büyüklüğüne göre soba alınırsa, yakıt tüketimi büyük oranda azalacaktır.”
“Soba kullanımında bacaya dikkat etmek lazım”
Uzmanlar, “Isınma için soba da tercih ediliyor. Öncelikle soba için en önemli şey bacadır. Baca tertibatı kesinlikle iyi yapılmışsa, herhangi bir sorun yoktur. Verimini de çok sağlam çok iyi alır. Yalnız baca uzunluklarını çok fazla tutmak sağlık açısından tehlikeli. Bundan dolayı da buna önem gösterilirse herhangi bir sorun olmaz. Üst katlarda en büyük sorun, merkezi sistemlerde hava sorunu. Merkezi sistemlerde içerisinde yoğuşma oluşacağı için, peteklerin içinde hava oluşuyor. Havaların alınması gerekiyor; ama tabii maalesef bazen ihmal ediliyor. Tabii bunları önlemek için binanın kazan dairesinde bir tane kapalı devre imsat yaptırmak gerek. İmsat (peteklerin içindeki hava basıncını kontrol eden cihaz) üstteyse, onun iptali gerekiyor. Bunları yaptığımız zaman sorunu çözebilirsiniz. Evi tamamen ısıtma biraz da mimari yapısına bağlıdır. Eğer mimari yapısı buna elverişliyse, örneğin koridorda bir soba yakarsanız bütün evi ısıtabilirsiniz. Ama tabi bu ne kadar konforlu olur, tartışılır” diye konuştular.
18.10.2016 12:30:00