“Bay Kemal 'Zulüm 1453'te başladı' dediniz, senin avenen İstanbul'umuzun başta Kadıköy olmak üzere bütün duvarlarına bunları yazdı. Yalan ve iftira ile millet bahçesi üzerinden bize saldıranlara pazar günü en güzel cevabı verdik. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir yeşil alan kazandırılmasına karşı çıkacak bir kişi bulamazsınız. Ülkemizde birileri böyle bir hizmeti ile siyasi husumet aracı haline getirebilecek kadar akıllarını kaybetmişlerdir. İşi çevrenin korunmasını savunmak olan, projeler üretmek olan birçok kurum var. Bunlar, çevrecilik ve ağaç sevgisi adına bizim yaptığımız her projede hayırlı yatırımlarda karşımıza dikilmiştir. Beklerdik ki aynı çevreler, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi konusunda yanımızda olsun, karşı çıkanlara ‘böyle bir projeye karşı mı çıkılır ‘desin. Biz, inşallah bu süreci çalışarak, durmadan, yılmadan, usanmadan devam ettireceğiz.”
“Bu ülkede bizde daha samimi gayretli çevreci yoktur” diyen Erdoğan, ”Ağaç sevgisi bizden daha fazla kimsede yoktur. Biz kimin ne dediğine, kendini nasıl paraladığına bakmadan eser hizmet siyasetimizi sürdürüyoruz” dedi.
Gelecek yıl Fetih Şenliği'nin Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin tamamlanan alanlarında yapılacağını ifade eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili, “Bizim yaptığımız her eser gibi İstanbul'daki millet bahçesine çamur atan Kılıçdaroğlu Kandil'e selam çakıyor. Van'ı adeta sıfırdan, yeniden inşa ettiğimizden bile Kılıçdaroğlu'nun haberi yok. O depremden sonra Van'ın ne halde olduğunu biliyor musun Bay Kemal. Biz Van'a kesin rakam vermeyeyim en az 35 milyar harcama yaptık. Bay Kemal'e sorsanız Kâğıthane'ye 'kağıttepe' dediği gibi buraya benzer bir şey söyler. Haritada yerini bile gösteremez. Siyasi ömrümüzün bir kısmı oraya yaptığımız ziyaretlerle geçti. Van'da eğer bu PKK uzantısı olanlar görevde olmuş olsaydı inanın şu anda suyu olan bir Van bulamazdınız. Biz onların döneminde bile kurumumuzun görevi olmadığı halde Van'a suyu götürdük. İstanbul'u aldığımızda su var mıydı. CHP'den almıştık.
CHP'den aldığımız İstanbul'da susuzluğu en kısa sürede giderdik. Bay Kemal bunları bilmez. O bilgi fukarasıdır, siyasetin fukarasıdır. CHP'ye gönül veren vatandaşlarımıza sesleniyoruz. İstanbul'u, Ankara'yı yaşadınız, Van'daki kardeşlerimize sesleniyorum ilk geceden itibaren sizin yanınızda olan kimlerdi. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıydı. Bunların gözleri vardır görmez, kulakları vardır duymaz. Ağzı dili var konuşamaz. Niye? Kalpleri mühürlüdür. Devletin kaynaklarının terör örgütlerine aktarılmaması için kullandığımız belediye başkanvekilliğini öyle anlatıyor ki sanırsınız ses Kandil'den geliyor. Öyle rakamlar veriyor ki toplamı bizim bir ilçe belediyemizin yaptığına denk gelmiyor. Bay Kemal suyu akmayan musluğu açmak suretiyle çok büyük yatırım yaptığını söyleyecek kadar zavallı” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun iddialarına yönelik konuşan Erdoğan, “Kimseye ayrım yapmadan veriyoruz dediği sosyal desteklerin toplamı bizim herhangi ortalama bir il veya büyükçe bir ilçe belediyemizin seviyesine çıkamıyor. Rahmetli Muhammed Ali'nin çiftliğini de aynı vakfımız vasıtasıyla öğrencilerimizin hizmetine sunarak, bu zatı daha da çatlatacağız, daha da kıvrandıracağız. Milletin parasını çalan hırsızdır, hırsızın sırtını sıvazlayan daha büyük hırsızdır. Belediyelerdeki yolsuzluklara sahip çıkarak safını belli etmiştir. Ülkemize gelen yabancı yatırımcıları en aşağılık şekilde tehdit eden de Kılıçdaroğlu. Bu zat inanın yalancı. Bu zat omurgasız, bu zat bir proje, bir aparat. Bu zatın partisinin başına kaset komplosuyla geçirildiğinden beri Türkiye'nin milli çıkarlarına karşı engellemeye çalışmaktan başka gayretine şahit olduğunuz mu. Ana muhalefet, yavru muhalefet 'biz gelirsek bunların işi verdiği müteahhitlere ödeme yapmayacağız.' Devlette devamlılık esastır. Bunu nasıl dersin. Söke söke bu ülkede yargı var. Nasıl vermezsin. Şakır şakır ödemeye mahkumsun. Biz CHP'nin müteahhitlerine ödeme yapmayız demedik, ödemesini yaptık. Bizde böyle bir kin yok. Bizde gerçekten samimi olan işini yapana her zaman destek var” diye konuştu.
"Kaçacak iddiasından yurt iddiasına kadar pek çok mesele etrafından dönüp durması ancak bir projenin parçası olarak yapılabilir"
Erdoğan, Muhammed Ali'nin çiftliğini öğrencilerin hizmetine sunacaklarını söyleyerek, "Bu zatın eğitim faaliyetini yürüten vakfımıza yaptığı her türlü iftirayı burnundan getirmek de, öteki dünyada yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. Kaçacak iddiasından yurt iddiasına kadar pek çok mesele etrafından dönüp durması ancak bir projenin parçası olarak yapılabilir. Karşılarındaki kitlenin rengine göre her şeyi söylerler, sonra dönüp inkar ederler. Kapısından çevrildiği yerlerdeki sefil hallerini korkudan içeri kaçtılar diyecek kadar şahsiyet fukarası karikatür tip için harcadığımız zamana acıyoruz. Rabbim bu israfımızdan dolayı bizi affetsin” dedi.
Kılıçdaroğlu'na seslenen Erdoğan, ”2023 yılı haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için rakip gördüklerini ya aynı masa etrafında toplayarak kendine tabi kıldı ya da manevralarla saf dışı bıraktı. Konu kendi siyasi ikbali olunca ya benimle olun ya önümden çekilin diyerek nasıl şahinleştiğini ibretle takip ediyoruz.
Cezaevinden altılı masanın tüm taraflarına kendinize gelin diye ayar verdi. Süt dökmüş kedi gibi hiçbirinin sesi çıkmadı. Herhalde soluk borularını tutan el ses çıkarmalarına izin vermiyor. Bunların kimlerle hangi masa tarafına toplanacakları, kimi aday gösterecekleri onların sorunu. Bizim böyle bir derdimiz yok. Ben Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum. Birkaç soru sormak istiyorum. Öyle kıvırtarak yuvarlak sözlerle değil, kesin kati net cevap vermesini diliyorum. Bu delikanlılığı yaparsa kendisini muhatap almaya başlayabiliriz” dedi.
Kılıçdaroğlu'na 10 soru yönelten Erdoğan şunları kaydetti:
“PKK'dan YPG'ye tüm terör örgütlerini en şiddetli şekilde lanetliyor mu lanetlemiyor mu? Türkiye'nin PKK ve YPG'ye karşı yürüttüğü sınır ötesi harekatlarını destekliyor mu desteklemiyor mu? İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda kendi devletinin izlediği politikaların yanında mı değil mi? Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'de verdiği milli mücadelede ülkesinin safında mı, karşımızdakilerin safında mı? Dünyanın salgın ve savaş sebebiyle yaşadığı krizin ülkemize etkileri karşısında mücadelemize en azından ilkesel olarak destek veriyor mu, vermiyor mu? Siyaseti ülkenin ve milletin ali çıkarları üzerinde yürütmeye var mı yok mu? Siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine onaylatmak yerine ülke kamuoyuyla belirlemeye yönelecek mi? 1000 yıldır kanlarımızla sulayarak ebedi vatanımızda tüm değerleri, sembolleriyle asil bir devletin evladı gibi hareket etmeyi kabul ediyor mu? Partisi içinde her türlü terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi tasfiye etmeyi düşünüyor mu? 2023'te yüreği yetip cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı? Bu soruları uzatmak mümkün. Bunlara vereceği cevaplara razıyız. Bu soruların yanıtlarını açık bir şekilde verirse kendisi ile ilgili tutumumuzu gözden geçireceğiz.”
"Gezi olaylarının arkasında biz hangi güçlerin olduğunu zaten biliyoruz"
Gezi olaylarının Türkiye'yi birçok anlamda zarara uğrattığını ifade eden Erdoğan şunları kaydetti:
“Tarihimizde Gezi olayları adıyla bir ihanet, vandallık, utanç vesikası olarak geçen hadiselerin 9. yılındayız. Olaylar Gezi Parkı'nda birkaç ağaç kesildiği iddiasıyla alevlendirilmişti. Ağaç bahanesiyle çakılan kıvılcım Türkiye Cumhuriyeti'ni, uluslararası çıkarlarını hedef alan bir kalkışmaya dönüştü. Hatırlayın bu eşkıyalar, teröristler bira şişeleriyle, bira kutularıyla caminin içini pisletmişti. Bunlar böyle çürük. Gezi olaylarının arkasında biz hangi güçlerin olduğunu zaten biliyoruz. Bay Kemal orada mıydı. Çünkü başı çeken oydu. Bunlardan bu ülkeye hayır gelmez, bunlar terör sevicileriyle beraber. Bunların hepsi yaptıkları ihanetin farkında olan beşinci kol elemanıydı.”
"HDP ve CHP listelerinden Meclise sokulan bu siyasetçi kılıklı provokatörler yaptıkları terbiyesizliğin hesabını hukuka ve milletimize vereceklerdir"
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve milletvekilleri Ahmet Şık ile Sera Kadıgil'i de hedef alan Erdoğan, ”Polislere hakaret ederek pankart asmaya çalışan tipler bunun somut örnekleridir. HDP ve CHP listelerinden Meclise sokulan bu siyasetçi kılıklı provokatörler yaptıkları terbiyesizliğin hesabını hukuka ve milletimize vereceklerdir. Bu ne densizliktir, ne edepsizliktir. Devletin polisine görevini yaparken sen millet vekili olsan ne yazar ya sen şehitler köprüsünde polise rağmen asamazsın, astırmazlar. Hukuk önünde de bunun hesabını vereceksiniz” dedi.
Konserlerin iptal edilmesine yönelik tartışmalarla ilgili de konuşan Erdoğan, ”Kültür sanat etkinliği üzerinden yaygara koparmaya çalışanları kendi sinsi tuzaklarında boğmakta kararlıyız. Beyoğlu Kültür Yolu Festivalleri hükümetinizin sanatçıya, sanata bakışını gösteren en güzel örneklerdir. 53 farklı kültür sanat kurumunun iştikakıyla 5 bine yakın sanatçının katılımıyla bin 500'den fazla etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Aynı şekilde Başkent Kültür Yolu Festivali de 560 etkinlik, 6 bine yakın sanatçıyla gerçekleştirilecek. Çevre konusunda olduğu gibi kültür sanat konusunda da ülkemize bizden fazla hizmet getiren kimse olmadığına yürekten inanıyoruz” dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gezi olaylarının planlı alçak bir kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Halen boğuştuğumuz pek çok sorunun başlangıç noktası Gezi hadisedir. Ülkemize yol açtığı 1,5 milyar dolar, dolaylı maliyeti yüzlerce milyar dolar. Gezi olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ'nün emniyet-yargı darbe girişimiyle mili iradeyi devre dışı bırakıp ülkenin meşru hükümetini devirmeye çalışıp tekrar denediler. PKK ve siyasi uzantıları harekete geçirip çukurlar açmak suretiyle o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryoları sandıkta halkımızın iradesine çarpıp paramparça olunca 15 Temmuz'da askeri darbe cüretinde bulundular. Biz bu planı da bozunca oyunların merkezi yurt dışına taşındı. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma düşüncelerini sınır ötesi operasyonlarla akamete uğrattık. Ekonomimizi kur, faiz, enflasyon şer üzerinden hedef alanlara karşı tüm kararlığımızla mücadele ettik. Ediyoruz. Ekonomide büyük bedeller ödedik, ödüyoruz. Kendimize yeni yollar, araçlar bularak, yatırım, istihdam, cari fazla yoluyla büyümeyi sürdürecek Türkiye ekonomi modelini hayata geçirmeyi başardık” dedi.
"İnşallah önümüzdeki haftalarda ve aylarda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız"
Geçtiğimiz yılın yüzde 11 büyüme ile kapatıldığını hatırlatan Erdoğan, ”İlk çeyrek büyüme rakamı yüzde 7.3 olarak açıklandı. Hedeflerimize uygun bir seviyede açıklandı. Her kesimin sıkıntısına çare olacak paketler hazırlıyor, uygulamaya koyuyoruz. Gerek gençlerimize, kadınlarımıza, esnafımıza, başta devlet bankalarımız olmak üzere her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki haftalarda ve aylarda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız. Bu ülkenin en garip insanın karnının tok, gönlünün huzurlu olduğunu görmeden bize uyku haram. Ülke içinde bu mücadeleye verirken bölgesel ve küresel krizleri bölgemiz için fırsata çevirecek fırsatları kaçırmıyoruz” ifadelerini kullandı.
"NATO terör örgütlerine destek kuruluşu değildir"
Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki tutumunun net olduğunu ifade eden Erdoğan, ”Her iki ülkenin NATO üyeliğine karşı olduğumuzu hemen ve açıkça ilan ettik. NATO bir güvenlik kuruluşudur, NATO terör örgütlerine destek kuruluşu değildir. Bu terör örgütlerine bu ülkenin polisleriyle beraber bunları koruma altına alıyorlar. Terör örgütü başının posterleriyle bu yürüyüşü yapıyorlar. Kendi parlamentolarında bunların başlarını konuşturuyorlar” dedi.
“Biz, Yunanistan'la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşmamızı bozduk” diyen Erdoğan, ”Bu anlaşmayı ortadan kaldırmak suretiyle bunlarla artık ikili görüşmeleri yapmıyoruz, yapmayacağız. Bu Yunanistan yola gelmeyecek. Dürüst olacaksan karşımızda koltuğun hazır ama dürüst olmayacaksan kusura bakma. Bu ülkelerin NATO‘ya üyeliği mümkün olmadığı için arayan arayana. AB üyeliği başta olmak üzere pek çok acı tecrübe ile belgeye dayanmamış sözlere inanmamız mümkün değildir. Biz bu ülkelerin sınırları içinde faaliyetleriyle izin verdiği terör örgütleriyle bağlantılı tüm kurumların kapısına kilit vurması gerekiyor. Avrupa'nın değişiklik ülkelerinde terör örgütü lideriyle, onların pankartlarıyla yürüyüş yapıyorlar” açıklamasında bulundu.
Güney sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararının yeni bir safhasına geçildiğini açıklayan Erdoğani, ”Tel Rıfat ve Münbiç'i teröristlerden temizliyoruz” dedi.