Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Nitekim muhalefet diye karşımıza dikilenler bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan kendi kendilerini ifşa etmeye başladılar. Masa diye kurdukları 6 benzemez ittifakı seçimleri bile görmeden zangır zangır titremeye, sağından solundan dökülmeye başladı. Daha ortak aday belirleme dirayeti göstermeyenlerin ülkenin hiçbir kritik meselesinde kararlı tutum ortaya koyamayacaklarını görmek için allame olmaya gerek mi var. Muhalefet diye ortada salınanların ne dedikleri, yaptıklarına bakıyoruz. Karşımıza çıkan manzara şu; kimi çıkıyor ülkemizin iftihar meselesi hizmetlerine eserlerine sataşıyor.
Vatandaşlarımızın inanç özürlüklerine, eğitim ve kıyafet haklarına dil uzatıyor. Bunlar cambaz sürekli kılık kıyafetle hep savaşmışlardır. Bunlar vitrin için özellikle bazı siparişler de veriyorlar. Bu siparişleri de vitrinlerde sergiliyorlar. Biz sizin ne olduğunuzu biliyoruz. Bir gün rozet takarsınız öbür gün gidip o hanım kardeşimizin rozetini söker alırsınız. Kimi çıkıyor nefret suçları işliyor, Kimi çıkıp kibriyle nobranlığıyla diğerini ötekileştirip herkese parmak sallıyor. Kimi çıkıyor siyasi ve ekonomik krizlerin ateşiyle yanan dünyada ülkemizin verdiği mücadeleye köstek oluyor. Kimi çıkıyor tiyatrovari gösterilerle sahte gündemler oluşturma peşine düşüyor" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun sığınmacılar konusundaki açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, "Ülkemizde şu anda muhacir olarak bulunan bu insanları biz ne Bay Kemal'in dedikleriyle, ne onun yandaşlarının dedikleriyle bu ülkeden bu görevde olduğumuz sürece asla geri itmeyiz, ötelemeyiz. Bay Kemal senin dün söylediğin bugün yoktur. Ama biz farklı bir medeniyetten geliyoruz. Bu medeniyette muhacirlik var, ensarlık var. Biz o muhacir ve ensar kültürünü bilerek yetiştik. Onun için de biz şu anda adeta ölümden ölümden beğen diyenlerin kovduğu ve ülkelerinden kaçıp bize sığınan bu kardeşlerimize kapılarımızı nasıl açtıysak, bundan sonra da aynı şekilde korumaya devam edeceğiz. Özellikle vurguluyorum. Bu kardeşlerimizden kendi tasarruflarıyla, inisiyatifleriyle geri dönmek isteyen oldukları zaman zaten geri dönecektir. Ama biz onları asla Boraltan Köprüsü'nden olduğu gibi silah dayayarak düşmana teslim etmeyiz Bay kemal. Boraltan Köprüsü'nde ne demiş kardeşlerimiz, 'Siz bizi Ermenilere teslim etmeseydiniz de bizi siz öldürseydiniz' demişlerdir. Bunların farkı var mı. Aynı zihniyet şimdi de bunlar aynısı yapıyor. Biz bu görevde olduğumuz sürece Bay Kemal, yandaşların dahil hepinize birden sesleniyorum.
Allah'ın izni ile siz bu kardeşlerimizi bu ülkeden geri gönderemeyeceksiniz. Bunu öğrenen, bunu bilen, bunu duyan gerek Suriyeli, Iraklı, Afgan hepsi bir gönül huzuru içine giriyorlar. Onlar ülkelerinden evet kaçışları, Türkiye'ye gelişleri, hepsi sadece bir sığınmadır. Bizler bu muhacir kardeşlerimize ensar görevini yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Siyasi hayatımız boyunca niceleri çıktı karşımıza, kiminin ardında vesayet güçleri, kiminin ardında emperyal düzen, kiminin ardında bilmem hangi karanlık mihrak vardı. 18 Mart Çanakkale Köprüsü ile dönemin en son taşlarını diktik, dikiyoruz. Biz eser üretiyoruz, laf değil. Bay Kemal bir dikili mumun var mı ya onu göster. Yönetiminde olan büyükşehir belediyelerinde neler yaptın bunları anlat, şunu yaptık de. Şu eseri diktik de. Yok. Bunlar sadece yapılanları hakaretle vesaire eleştirmektir. İnşallah bu eserlerle kalmıyoruz. Bir taraftan otoyollarımızı, otobanlarımızı, tünellerimizi devam ettiriyoruz. Durmadan usanmadan yolumuza devam edeceğiz. Yeter ki biz Allah'ın rızasından başka gaye gütmeyelim" ifadelerini kullandı.
"Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik"
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki seçimin de böyle yeni bir başlangıç haline getireceğiz. Ülkemizin asırlık meselelerini nasıl çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden yine biz geleceğiz. Milletimizi asırlık özlemlerine nasıl kavuşturduysak gençlerimizin ufkunu da biz aydınlatacağız. Ayağımıza vurulan prangaları nasıl attıysak önümüzde duran engelleri biz aşıp geçeceğiz. Biz bu ülkeye, bu vatana, millete sevdalıyız. Küresel ekonomideki sarsıntıların olumsuzluklarıyla da yüzleşiyoruz. Enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar ile tedarik zincirlerindeki bozulmalar tüm dünyada enflasyonu azdırmıştır. Salgın döneminde finansal krizin yol açtığı sorunlar, günlük hayatın her alanında fiyat artışları olarak karşımıza çıkmaktadır Türkiye. Bu küresel tabloya ilave olarak uzunca bir süredir döviz kuru ve faiz üzerinden maruz kaldığı bir saldırıyla mücadele etmektedir. Fırsatçıların sebep olduğu dengesiz fiyatları buna eklediğimizde milletimiz ciddi bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya kalmıştır.
Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik. Yapmadığımız şeyleri yapmış gibi göstermedik, başaramadığımız işlere de kılıf uydurmadık. Karşımızdaki tablonun insanlarımızın hayatlarında yol açtığı sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Buna karşın birkaç ayaklı bir program yürütüyoruz. İnsanlarımızı iş aş ekmek sahibi olmalarına öncelik vermektir Bir yandan fiyat artışlarını kontrol altına almak diğer yandan gelirleri yükseltmektir. Türkiye zahmetsiz kazanç sağlayabilen petrol ve doğalgaz satışlarıyla günde milyarlarca doları kasasına koyabilen sömürge geçmişinin getirdiklerini harcayan bir ülke değildir. Biz dişimizle tırnağımızla kazanan bedelini ödemeden hiçbir zenginliğe ulaşamayan bir ülkeyiz."
"Halihazırda yaşadığımız sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir"
Yaşanan sıkıntıların geçici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Savaş sürecinde trilyonlarca dolarlık kaynağı olan ülkelerden çok daha iyi bir yönetim sergilediğini, çok daha güvenli ve müreffeh bir yerde durduğunu kimse inkar edemez. Halihazırda yaşadığımız sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir, kalıcı değildir. Gelişmiş ülkelerin hızla içine kapandığı bir dönemde biz üretim, ihracatımızla, insani duruşumuz, tarihi sorumluluklarımızla dünyaya açılmayı sürdürüyoruz. Elbette bedeller ödüyoruz, sıkıntılar çekiyoruz, hamdolsun hepsinin de karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Milletimizden sabırlı olmasını, bize güvenmesini, bizi desteklemesini, muhalefetin yalan ve iftira furyasına aldırmadan ülkemizin kazanımlarına ve hedeflerine sıkı sıkıya sahip çıkmasını istiyorum. Cumhur İttifakı olarak Meclisteki yasama gücümüzle, Cumhurbaşkanlığı olarak yürütme gücümüzle, siyasetteki gücümüzle ülkemizi 2023 hedeflerine de ulaştıracağız. Gençlerimize 2052 vizyonu emanet edeceğiz" dedi.