Konuşmasında dünya sağlık sistemine yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, "Dünyanın gelişmiş diye tarif edilen ülkeleri hemen her alanda olduğu gibi sağlıkta da sadece belirli bir gelir seviyesinin üzerindeki insanlara yüksek standartta hizmet veren bir sisteme sahiptir. Bu sistemde düşük ve orta gelir sahibi kesimlerin işi şayet çok büyük maddi külfetleri göze almazlarla gerçekten çok zor. Nitekim gelişmiş ülkelerde hastane kapılarına bile yaklaştırılmadan salgınla mücadele etmeye çalışan insanların hikayelerine oralardaki eşimizden dostumuzdan dinleyerek medyadan takip ederek şahit oldu. Hastaların ilgisizlikten öldüğü yaşlı bakım evlerinden hepimizin içini yakan görüntülerin yansıdığı vahim durumlarla karşılaştık. Az gelişmiş diye tarif edilen ülkelerdeki içler acısı durumu anlatmaya bile gerek duymuyorum. Türkiye olarak küresel salgın ile imtihanımızı hem vatandaşlarımıza sunduğumuz sağlık hizmetleri ile, hem de 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa gönderdiğimiz tıbbı destekle anlımız akıyla verdik. Salgının ilk gününden itibaren hiçbir ayrım yapmadan elimizdeki tüm imkanları insanlık için seferber ettik" diye konuştu.
"Biz insanlığa hizmet için gayretimizi kararlılıkla sürdüreceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Rusya'nın tahıl anlaşmasından çekilme kararına da değinerek, "Şimdi benzer bir süreç gıda krizinin en temel unsuru olduğu küresel üretim ve tedarik zincirlerinde yaşanmaktadır. Bilindiği gibi dünya buğday üretiminin yaklaşık üçte biri Ukrayna ve Rusya tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu buğdayları açlık tehdidi ile karşı karşıya olan ülkelere ulaştırılması konusunda gösterdiğimiz gayretin en yakın şahidi sizlersiniz. İstanbul'da kurulmasını temin ettiğimiz ortak mekanizma ile Ukrayna buğdayının 9.3 milyon tonunu dünyanın hizmetine sunarak gıda krizinin nispeten azaltılmasını sağladık. Her ne kadar Rusya kendisi için aynı kolaylıkların gösterilmemesi sebebiyle bu konuda mütereddit davransa da, biz insanlığa hizmet için gayretimizi kararlılıkla sürdüreceğiz" açıklamalarında bulundu.
Türkiye Yüzyılı'nın en iddialı alanlarından birisinin de sağlık olacağını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şehir hastanelerimizin hizmet kalitesini ve buralarda görev yapan doktorlarımız bilme verdikleri katkıyı akademik bir yapı etrafında yükseltmenin de hazırlığı içerisindeyiz. Vatandaşlarımızın tükettiği her 100 ilaçtan 89 unu yerli üretim ile sağlıyoruz. Yerli TURKOVAC aşımız ile dünyada Covid 19 aşısın üretebilen 9 ülke arasında girdi. Giderek artan sağlık tehdidi olan kanser hastalıklarında koruyucu sağlık hizmetleri ve tedavi konusunda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bilişim ve teknolojiyi sağlık hizmetlerinde uluslararası standartlara uygun şekilde en etkin kullanan ülkeler arasındayız. Yerli ve milli şirketlerimiz sağlık alanında dünya çapında hizmet ve teknoloji üretebilecek seviyeye ulaştılar. Nitekim tıbbi cihaz alanında ithalatın ihracatı karşılama oranını yüzde 55'e çıkardık. Her iki alanda da girişimcilerimize verdiğimiz destekle hızla ileriye doğru mesafe kat ediyoruz. Kamu tarafındaki bu olumlu gelişmeler, özel sektörümüzün dinamizmini de arttırıyor. Sağlıktaki dijitalleşmenin ve hizmet sunumundaki tecrübelerimizin verdiği imkanları yakın coğrafyamızdan başlayarak tüm insanlık ile paylaşıyoruz. Amacımızı Türkiye Yüzyılı çerçevesinde ülkemizi uluslararası sağlık hizmetleri alanından 'Health Türkiye' markası ile zirveye çıkarmaktır. Sizlere ülkemizi dünyanın şifa merkezi haline getirecek bu çalışmaları birlikte sürdürmeyi teklif ediyoruz. Sahip olduğumuz yaygın alt yapıyı, yetişmiş imkan kaynağını, bilim, teknoloji ve üretim gücünü sürekli geliştirmekte karalıyız. Teşhis ve tedavi hizmetlerimizi ilaçtan tıbbi cihaza her alanda kendi sağlık ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde küresel düzeyde söz sahibi olmayı sağlayacak seviyeye çıkrama amacındayız".