Çevreye duyarlı yeşil yıldızlı tesis sayısının da hızla arttığını ifade eden Erdoğan; Bu yılın ilk 10 ayında 193 milyon gecelemeyi geride bırakan sektörü, tüm yatırımcıları, işletmecileri ve çalışanları tebrik etti.
Erdoğan,” 3 bini bulan üye ve 800 bine yaklaşan yatak kapasitesi ile sektörün en büyük sivil toplum temsilcisi olan TÜROFED de bu başarı da pay sahibidir. Geleneksel tük misafirperverliğini modern işletmecilikle harmanlayarak ülkemizi dünya markası haline getiren bu yolda çaba harcayan herkese şükranlarımızı sunuyorum. Turizmdeki rakiplerimizin küresel krizin etkisiyle irtifa kaybettiği dönemde bizim çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır. Millet olarak en büyük vasfımız olan krizleri fırsata çevirme maharetimizi ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek tekrar göstereceğimizden kimse şüphe duymasın. Sadece turizm sektöründe hali hazırda 609 yeni tesis ve 143 bini aşkın yeni yatak kapasitesine sahip yatırımların sürmesi bu gerçeğin ifadesidir” açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin deniz, kum, güneş turizminin ötesinde hala potansiyelinin çok azını değerlendirebildiği pek çok imkanı olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Terörden arındırdığımız Güney Doğu Anadolu Bölgesinin medeniyetlerin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen güzellikleri bunlardan biridir. Altyapısındaki gücümüzü ispatladığımız sağlık turizmi bunlardan biridir. Anadolu'nun dört bir yanına uzanan ve her birinin ayrı hikayesi ayrı efsanesi olan seyahat rotamız bunlardan biridir. İstanbul'dan Diyarbakır'a Bursa'dan Van'a Çanakkale'den Hatay'a pek çok şehrimiz başlı başına birer turizm değeridir.
Turizm sektörümüzdeki gücümüzün farkına giderek daha çok varıyoruz. Sizler de mutlaka tespit etmişsinizdir. Yurt dışına gittiğimiz yerlerde insanı etkileyen görüntülerle karşılaşıyoruz. Kimi yerde tabiat, kimi yerde kültür, kimi yerde gastronomi zenginliği var. Ülkemizin farkı ise tüm bu güzelliklerin hepsini birden misafirlerinin hizmetine sunabilmesidir” dedi.
“Yaşadığımız coğrafyanın kıymetini çoğu defa biz yeterince bilmiyor olabiliriz. Dışarıdan gelen , dışarıdan bakan herkes bu zenginliği hemen fark ediyor. Bu büyük hazineyi, en iyi değerlendirmesi gereken de turizm sektörüdür.” Diyen Erdoğan,” Turizm de artık çıraklık ve kalfalık dönemimizi bitirdik, ustalık aşamasındayız. Yaptığımız her yatırımı, her tesisimizin işletmesini, yürüttüğümüz her faaliyeti bu güce ve üretime uygun şekilde gerçekleştirmeliyiz. Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü sebebiyle işlerin aksadığı homurtuların yükseldiği bir dönemde ustalığımızı daha iyi konuşturmalıyız. TÜROFED üyeleri başta olmak üzere turizmcilerimizin her biri bu doğrultuda atacakları adımda hükümetimizin desteğini yanlarından bulacağından emin olsunlar” açıklamasını yaptı.
Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vurgusu yaparak,” Biz, Türkiye'nin çıkarları söz konusu olduğunda kimsenin kimliğine, kökenine bakmayız. Baktığımız tek yer ülkemize kazandırılan eserler milletimize yapılan hizmetlerdir. Hayatımızın hiçbir döneminde yatırımcı düşmanlığı ile siyaset yapmadık bundan sonra da yapmayız. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına geçmiş, eksikleri gidermiş, altyapısını kurmuş, bölgesel ve küresel gücümüzü tahkim etmiş olarak giriyoruz. Ülkemizi bu seviyeye getirmek için son 20 yılda verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesinin sizler de şahidisiniz. Şimdi önümüzde adını Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni bir dönem açılıyor. İnşallah Türkiye Yüzyıl'ını da sizlerle birlikte inşa edeceğiz. Biraz önce yaşadığımız coğrafyanın güzelliklerinden, zenginliklerinden, potansiyelinden söz ederken elbette aynı coğrafyanın önümüze çıkardığı zorlukları da görmezden gelmiyoruz ülkemizi dört bir yanımızda süren krizlerin, çatışmaların, çekişmelerin dışında tutmak için gerçekten çok çalışıyoruz. Küresel dengeleri, bölgesel hassasiyetleri adeta kuyumcu terazisi titizliği ile ölçüyor, tartıyor politikamızı buna göre belirliyoruz” dedi.
Yeri geliyor jeopolitik gücümüzü, yeri geliyor, kültürel mirasımızı, yeri geliyor şahsi ilişkilerin kredisini kullanıyor bunların yetmediğini yerde elimizde ekonomik, askeri, ekonomik ne imkan varsa hepsini deveye alıyoruz. Amacımız; ülkemizi yeni baştan şekillenen küresel siyasi, ve ekonomik mimarisinin merkezinin merkezine yerleştirerek geçmişte olduğu gibi önümüze çıkan fırsatların, elimizden kayıp gitmesine mani olmaktır. Dikkat ederseniz Türkiye ne zaman yeni bir atılımın eşiğine gelse eskiden beri oynanan kirli bir oyun hemen tekrar sahneye sürülüyor. Bu yolda kullanılan darbecilerden teröristlere ekonomik tetikçilerden beşinci kol elemanlarına kadar tüm aktörler isimler değişse de hep aynı misyonla karşımıza çıkıyor. Ülkemizi yeniden, siyasi istikrarsızlık, ekonomik geri kalmışlık, sosyal çatışma, vizyonsuz yönetim bataklığına sürüklemek isteyenler, elbette bugün de boş durmuyor. Terör örgütlerinin eylem arayışları uluslararası alanda ülkemize yönelik mesnetsiz ithamların çoğalması, sosyal medya mecralarında yürütülen kara propagandaların artması hep aynı senaryonun ürünüdür. Unuttukları bir şey var Türkiye artık eski Türkiye değildir, ülkemiz artık iki teröristle, üç beş milyar dolarlık spekülasyonla, üç beş kifayetsiz siyasetçinin hezeyanlarıyla, medya manipülasyonuyla istikameti değiştirilecek bir yer olmaktan çoktan çıkmıştır” açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin son 20 yılda önemli kazanımlar elde ettiğini ifade eden Erdoğan,” Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin kat ettiği mesafeyi görmek, anlamak, kabullenmek istemeyenler istedikleri kadar uğraşsınlar milletimiz bu gerçeği 15 Temmuz'daki şanlı direnişinden kahraman ordusunun sınır ötesi harekatlarına kadar pek çok örnekle defalarca ortaya koymuştur. Turizm sektörümüzün başarıları bile tek başına bu hakikatleri ispatlamaya yeterlidir. Önümüzdeki dönem bu güçlü altyapı üzerinde çok daha büyük başarılara beraberce yürüyeceğiz. Milletimizin huzuruna 2023 hedefleriyle çıktığımızda bize dudak bükenler bugün yaptıklarımıza şapka çıkarmak mecburiyetinde kalmaktadır. Bugün paylaştığımız vizyonlar hayata geçtiğinde biz coşku ile zaferlerimizi kutlarken karşımızdakiler hüsranla durumu kabullenip yine yerlerine oturacaklar. Yeter ki biz bu inancı, azmi, bu beraberliği, bir birliği, kardeşliği kaybetmeyelim. İnanın kendisi geriden gelecektir" diye konuştu.