Çocuğunun büyüyünce ne olacağı anne ve babaların en çok merak ettiği konular arasında olduğunu belirten Nörolog Mehmet Yavuz, “ Her anne baba kendi çocuğu için en doğru seçimi yapmasını, başarılı ve mutlu bir birey olmasını diler.
Çocuğunun büyüyünce ne olacağı anne ve babaların en çok merak ettiği konular arasında olduğunu belirten Nörolog Mehmet Yavuz, “ Her anne baba kendi çocuğu için en doğru seçimi yapmasını, başarılı ve mutlu bir birey olmasını diler. Daha anne karnındayken onunla ilgili en iyi dilekler dilenir ve hayaller kurulmaya başlanır. Çocuk öğretmencilik oynuyorsa öğretmen, doktorculuk oynuyorsa doktor olacağını düşünülür. Bu durumlar çocuğun beceri ve yetenekleri gelişmeye başladıkça değişkenlikler gösterebilir” dedi.
Aile içerisindeki tutumun alışkanlıklar ve en önemlisi alacağı eğitimin çocuğun ileriki yaşlarında ne olmak istediği üzerinde çok büyük etkileri olduğunu dile getiren Reem Nöroloji Merkezi Kurucusu Nörolog Mehmet Yavuz, “Çocuklar, 4-5 yaşından itibaren yeteneklerini ve becerilerini sergilemeye başlarlar
Çocuk 4-5 yaşlarına geldiğinde artık çevresindeki birçok şeyi daha net gözlemlemektedir. Becerileri oyuncak seçimleri arkadaş ilişkiler aile ile arasındaki iletişim daha net anlaşılır hale gelmektedir. Bu yaşlar çocuk için hayal dönemidir. İlkokula başlayana kadar da bu durum böyle seyretmektedir. Okul öncesinde döneme kadar anne ve babasıyla daha çok vakit geçiren çocuklara “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusu sorulduğunda rol model olarak anne ve babasını örnek aldığı için size ya anne ya baba olmak istediğini söyleyebilir. Ya da şoförlük, astronotluk, itfaiyecilik gibi birbiriyle tutarsız meslek yapmak istediğini söyleyebilir.” diye konuştu.
“Kimi çocuk doktor olup hastaları iyileştirmeyi, kimisi öğretmen olup okuma, yazma öğretmeyi, kimisi polis olup suçluları yakalamayı düşler” diyen Nörolog Mehmet Yavuz, “ Bir yandan da anne babasının ve çevresindeki yetişkinlerin işleri ve yaptıklarıyla ilgili fikirler yürütür, mesleklerle ilgili bazı kavramlar edinir. Ancak bu dönemde henüz yetenek ve ilgilerinin farkında olmadığından ve zaman kavramı tam olarak gelişmediğinden, hayal ettiği mesleğe nasıl gireceğini, bunun için neler yapması gerektiğini ve faaliyetlerini buna göre planlaması gerektiğini bilmez.” dedi.
BIRAKIN NE OLMAK İSTEDİĞİNE KENDİSİ KARAR VERSİN….
Nörolog Mehmet Yavuz, konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; “ Çocuk 10-15 yaşlarına geldiğinde meslek seçme sorumluluğunun bilincine varmaktadır. Bu yaşlarda ki çocukların ilgi ve yetenekleri giderek ayrışmaya başlar ve bazı faaliyetleri daha çok yaparken bazılarından uzaklaşır, güçlü olan yeteneklerini, hayattan ve eğitimden neler beklediğini, nelere önem verdiğini fark etmeye, temel beceri, yetenek ve ilgileri ile meslekler arasındaki ilişkiyi görmeye başlar. Mesleğine karar verirken bunları göz önüne alması, koşulları inceleyerek eğitim ve iş olanaklarını araştırması ve kendine uygun olan seçenekleri değerlendirmesi gerektiğinin farkına varır. Böylece önceki dönemde gerçeklikten uzak, hayali olan meslek seçimi ve istekleri, artık gerçeklik kazanır.
Çocuğunuz lise yıllarına geldiğinde ise yetenekleri, ilgileri ve değerleri iyice belirginleşir. Zaman kavramı gelişen çocuk şimdi ile gelecek arasındaki ilişkiyi daha iyi görebilir. Bu yaşlarda ailenin desteği onun için çok önemlidir sizinle hayallerini, ne olmak istediği paylaşabilir. Burada sizin tutumunuz çok önemlidir ona vereceğiniz destek çocuğunuzun doğru seçimler yapması konusunda beyninde ciddi etkiler yaratmaktadır.
EBEVEYN ANLAYIŞI ÇOCUĞA DOĞRU SEÇİMLER YAPMASI KONUSUNDA YOL GÖSTERİCİ OLUYOR
Çocuk, geleceği ile ilgili bir karar alırken, öncelikle anne babasına danışmak ister. Böylesine zor bir karar almada çocuğa destek olma görevi kuşkusuz yine anne babalarındır.
Aile ortamı, bu kararı şekillendiren en önemli etkenlerden biridir. Pek çok çocuk da kendi özellikleriyle düşündüğü mesleğin özelliklerini değerlendirmeden ve iş dünyasıyla meslekleri yeterince tanımadan karar verebilmekte, yalnızca eğitimi ve iş bulması kolay diye bir mesleğe yönelebilmektedir. İşte bu aşamada anne babanın desteği önemlidir.
Aile ortamı, aldığı eğitim, ailenin maddi olanakları ve çocuğuna sağladığı imkânlar birbiriyle bağlantılı olarak çocuğun yapacağı seçimleri ve ne olmak istediği konusunda ciddi etkiye sahiptir. Örneğin; Maddi imkânları kısıtlı bir ailede yetişen çocuk kısa sürede para kazanacağı meslekler seçme eğilimi göstermektedir. Bu tutumu ailesine yardım etmesi gerektiğini hissettiğindendir. Diğer bir taraftan daha rahat bir ailede büyüyen ve maddi bir sıkıntısı olmayan çocuk eğitimine daha fazla önem vermekte ve kendisi için daha doğru seçimler yapabilmektedir.
ÇOCUĞUNUZUN YETENEKLERİ VE İLGİ ALANLARINA YOĞUNLAŞIN
Her çocuğun becerileri yetenekleri ve başarılı olduğu alanlar farklı olabilir. Kendi özelliklerine, beklentilerine uygun olmayan bir okula ve mesleğe yönlendirilen çocuk, hem öğrenimi sırasında hem de mesleğini yaparken zorlanır, hoşnutsuzluk, yetersizlik, çaresizlik gibi duygular yaşar, başarısızlıkla karşı karşıya gelir. Çocuğunuz istemediği halde sizin tayin etmenizle seçtiği meslekte mutlu olamadığı için başarılıda olamayacaktır. Ve bu seçim onun mutsuz bir yetişkin olmasına sebep olan önemli etkenlerdendir. Örneğin; sözel derslerde daha başarılı olan bir çocuk, doktorluk eğitimini kaldıramaz ve sonrasında başarılı bir doktor olması da zordur. Resme yeteneği olmayan bir çocuğun ille de ressam olmasını beklemek de bir o kadar yanlıştır. Bu noktada çocuğun ilgi duyduğu etkinliklerin, yetenekli ve başarılı olduğu alanların saptanması, geliştirilmesi ve uygun mesleğe yönlendirilmesi yapılacakların en doğrusudur.
SİZİN TUTUMUNUZ ÇOCUĞUNUZA AYNA OLUYOR…
Söz konusu çocuklar olunca şüphesiz ki her anne baba bu konuda en iyisinin olmasını istiyor. Ve tüm hayatları, planlarını, yatırımlarını onları düşünerek yapıyor, en iyi eğitimi alması, ailesi, çevresi ve yaşadığı toplum için faydalı bireyler olmasını istiyor. Ama unutulan bir gerçek var ki o da onunda kararları olduğu kendi hayatı hakkında fikirleri ve yatırımları olduğudur. Onunla konuşarak dinleyerek ve ona saygı duyduğunuzu hissettirerek aranızda daha güçlü bağlar oluşturabilirsiniz. Bu tavrınız onun kendini önemli hissetmesine, onu ciddiye aldığınıza ve hayatı hakkında verdiği kararlara anlayış gösterdiğinize sebep olacaktır. Ve belki de yapacağı seçimlerde doğru adımlar atmasına yardımcı olacaksınız.
Bu aşamada kendi isteklerinizden çok onun istek ve özelliklerini değerlendirin, onu hiçbir zaman istemediği bir şeyi yapmaya zorlamayın. Sebebi ne olursa olsun çocuğu istemediği bir eğitime ve mesleğe zorlamak, çalışsın yeter diye düşünmek, ona ve hayatına zarar verir. Severek, zevk alarak okumak ve çalışmaksa ona huzur verir, işini artan bir hevesle yapmasını ve doyum almasını sağlar, bu da sonucunda başarı ve mutluluğu getirir.”
21.03.2016 12:06:00