Çelebi; “Atanamayan öğretmenlerin sesine kulak verin”

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Merkezini ziyaret eden atanamayan bir grup öğretmenin sorun ve taleplerini dinleyen Genel Başkanı İshak Çelebi, Ümitsizlik ve işsizlik duygusuyla geleceklerinin karardığını düşünen atanamayan öğretmenlerin Türkiy

Öğretmenlerin devlet okullarındaki öğretmen açığına istinaden MEB’in görevlendirmesi durumunda öğretmenlik vazifesini canla başla ve büyük bir heyecanla yerine getirmek istedikleri yönündeki duygu ve düşüncelerini belirten öğretmenlerin bu sesine kulak verilmesi gerektiğini belirten Çelebi, “Atanamayan öğretmenlerimizin ücretli, vekil öğretmenlik gibi çağdışı bir uygulamalarla çalıştırılmasını istemiyoruz. Öğretmenlerimize iş güvenceli, mesleki onurlarına uygun bir şekilde çalışma imkânı sağlanmalıdır ”dedi.
Öğretmenlerin devlet büyüklerimize iletilmesi ve seslerinin duyulması için getirdikleri mektubu alan Çelebi, öğretmenlerin mektubunu kamuoyuyla paylaştı.
“Bizler hayatlarını eğitime adamış ve geriye kalan hayatlarını yine eğitimden yana kullanmaya gönüllü eğitim neferleriyiz. Bu uğurda canla başla mücadele eden ve atama bekleyen biz öğretmenlerin temennisi sesimize kulak verilmesi, umudumuza ışık olunması ve buna bağlı olarak mezun olmuş ve mezun olacak öğretmen adaylarının hem kendi hem de ülkenin yarınlarına daha umutlu bakabilmelerine yardımcı olunmasıdır.
Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenen ve kadrolu olarak öğretmenlik yapmak isteyen tüm adayların girmesi gereken 2019 Eğitim Bilimleri sınavına 376.706 kişi başvurmuştur. Bu sayılar umudunun son demlerini yaşayan, hâlâ öğretmen olma hevesini kaybetmemiş üniversite mezunlarını içermektedir. Bunların yanında KPSS’den umudunu keserek artık sınavlara girmeyip herhangi bir işte çalışmayanlar, geçici işlerde kendisine istihdam olanağı bulup KPSS’ye başvuru yapmayanların sayısı eklendiğinde rakam yaklaşık olarak 450 binlere tekabül edecektir. Daha kötüsü bu şartlarda, maalesef ki kötü olarak nitelendirmek zorundayız, her yıl Eğitim Fakülteleri ve Fen Edebiyat Fakültelerinden 100 bine yakın eğitim emekçisi öğretmen adayı mezun olmakta buna formasyonu kendi bölümlerince verilen branşlar da eklenince, 450 bin atama bekleyen öğretmen sayısına ek olarak yıllık 130 bin civarı öğretmen de atama bekleyen öğretmenler kervanına dâhil olmaktadır. Yapılan son düzenlemede formasyonun kalkması ile bu sayılardaki artışın hesabını size bırakmakta fayda görüyoruz. Her yıl çığ gibi artarak büyümeye devam eden atanamayan öğretmen sayısındaki artış son derece dikkat çekici bir hal almıştır. Gelecek yıllarda işin içinden çıkılamaz bir hâl almaması adına 2021 yılında yapılmasını talep ettiğimiz 60 bin öğretmen ataması, yukarıda belirttiğimiz atanamayan öğretmen sayısı ile kıyaslanınca 60 bin öğretmen atamasının gerekliliğini bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor.
Atama bekleyen yüz binlerce öğretmen mevcut iken adını dahi anmaktan imtina ettiğimiz ücretli öğretmenlik, hem biz atama bekleyen öğretmenlere yapılmış bir hakaret hem de Türkiye Eğitim Sistemine vurulmuş bir baltadır. Ücretli öğretmen olarak atanan arkadaşlarımızın meslektaşlarından gördüğü ayrımcılık, Milli Eğitim Bakanlığından gördüğü ücret ayrımcılığı ve alakasız bölümlere alakasız branşların yerleştirilmesi ile gerçekleşen ücretli öğretmenlik; hem öğretmenlerin branşlarına hem öğretmenlerin eğitim hayatları boyunca verdikleri emeklere hem de Türkiye Eğitim Sistemine yapılmış büyük bir hakarettir.
Geçtiğimiz yıllarda belirli bir süre ücretli öğretmenlik yapmış kişilere kadro tahsis edilmiştir. Bu kadro tahsisi beraberinde; masa başında sosyal hayatından, ailesinden, eşinden çocuğundan vakit kısıp dersini çalışan arkadaşlarımız için yapılmış olan bir hakarettir. Milli eğitim bakanlığının bu konunun takipçisi olacağına, öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının haklarını her alanda gözeteceğine şüphemiz yoktur.
Açıklanan verilere göre, 2018 yılında alınan ücretli öğretmen sayısı: 63 bin 656, 2019 yılında alınan ücretli öğretmen sayısı: 76 bin 605’tir. Bir yılda 13 bin civarında araştırma gösteriyor ki “Ücretli Öğretmenlik” artık bir ihtiyaç olmaktan çıkıp eğitimimizin öz politikası halini almıştır. Eğitime büyük balta olarak addettiğimiz ücretli öğretmenliğin son bulması; hem Türk Eğitim Sistemi adına hem de biz atama bekleyen öğretmenler adına ileriye atılmış büyük bir adım olacaktır.
Saydığımız olumsuz durumlara ek olarak 2019 yılı KPSS‘sinin 2 yıl geçerli olması sebebiyle 2021 yılında atama bekleyen öğretmenler 2020 yılında yaşanan olumsuzluklar ile karşı karşıya kalacaklardır. KPSS Lisans sınavının “2 yıl geçerli olması” uygulamasından Milli Eğitim Bakanlığı 2019 yılında vazgeçmiştir. Vazgeçilmesinin en temel nedeni farklı zorluğa sahip KPSS öğretmenlik sınav puanlarının, aynı atama döneminde eşit şekilde ele alınmasının bir takım sorun ve haksızlıklara sebebiyet vermesidir. Bu problemi ortadan kaldırmak için Milli Eğitim Bakanlığı, 7 Kasım 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan düzenlemeyle, KPSS Öğretmenlik sınav puanlarının geçerlilik süresini 1 yıla indirdi. Ancak 2019 KPSS Öğretmenlik sınavı bu uygulama dışında tutuldu. Sınav geçerlilik süresinin 2 yıl olması durumunda yaşanılacak problemler ortada iken ve Milli Eğitim Bakanlığı bu problemlerin önüne geçmek için bu uygulamadan vazgeçmişken 2019 yılı KPSS ’sinin bu problemleri ve doğacak haksızlıkları 2021 yılına kadar kendisi ile taşımaya devam edeceği çok açıktır. Sınav süresinin iki yıl olmasının doğurduğu problemleri ortadan kaldırmak için yapılan düzenleme aynı zamanda 2019 yılı KPSS öğretmenlik sınavının 2 yıl geçerli olması uygulamasına ters düşmektedir. Alınan kararın ikisinin de doğru olması mümkün değildir. Konuya daha geniş perspektiften bakıldığında ya KPSS Öğretmenlik sınavını 1 yıla düşürmek hatalı bir karar ya da 2019 yılı KPSS Öğretmenlik sınavının 2 yıl geçerli olması hatalı bir karardır. Çünkü vazgeçilmiş bir uygulama devam ediyorsa hele ki uygulamadan vazgeçilme sebebi haksızlık ve doğacak problemlerin önüne geçmek ise bunun telafisi mutlaka olmalıdır. Bu sonuç gösteriyor ki 2021 öğretmen ataması 2019 KPSS Öğretmenlik sınavının olumsuz etkilerine sebebiyet vermemesi için2021 yılı için talep ettiğimiz 60 bin atama, doğacak problemleri de minimize edecektir.
En son yayınlanan Sayıştay Raporu verilerine göre, ülke genelinde ihtiyaç duyulan 138 bin 393 öğretmen açığı bulunmaktadır. Bu sayıya Sn. Bakanımız Ziya Selçuk’un 5 Ekim’de yaptığı konuşmasında bahsettiği: Pandeminin devam etmesi halinde eğitimde İkili Sisteme geçilmesi ya da Sınıf Mevcutlarını Düşürme ile ilgili yapılan planlamalar ve bunlar için hazırlanan düzenlemeler de gösteriyor ki ilerleyen günlerde şuan var olan öğretmen ihtiyacı sayısı en az iki kat artacaktır. Bütün bu etkenler düşünüldüğünde 2021 yılı için 60 bin öğretmen ataması hem atama bekleyen öğretmen adaylar için hem de Türkiye’nin Eğitim Sistemini daha aydınlık günlere ulaştırmak için atılmış büyük bir adım olacaktır.
Atama bekleyen öğretmenlerin var olan problemlerini ve çözüm önerimizi sunduğumuz bu yazımızda bütün atama bekleyen öğretmenlere umut olacağınızdan, biz öğretmenleri geleceğe daha emin adımlarla ulaştırmak için hazırladığımız problemleri görmezden gelmeyeceğinize son derece eminiz. Bu problemlerin çözümü sadece atanamayan öğretmenler için değil Türkiye Eğitim Sistemi‘nin daha aydınlık yarınlara ulaşması için atılacak büyük bir adım olacaktır. Ülkece buna destek çıkılması yarınlarımızın eğitim sistemini olumlu yönde etkileyeceği gibi öğrencilerine kavuşacağı günün hayaliyle gün sayan, hâlâ umudunu yitirmemiş atanamayan öğretmenlerimize ve yeşerteceği mutlu nesillere umut olacaktır. Atama bekleyen öğretmenler adına sunduğumuz raporda yer alan problemlerin çözümünü siz kıymetli devlet büyüklerimizden arz ederiz”


04.03.2021 09:32:17