Büyükşehir'den “Son Kale Türkiye” Konferansı

Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Erzurum Gençlik Meclisi’nin işbirliğinde düzenlenen “Son Kale Türkiye” Konferansı, büyük ilgi gördü.

Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Erzurum Gençlik Meclisi’nin işbirliğinde düzenlenen “Son Kale Türkiye” Konferansı, büyük ilgi gördü. Ünlü Gazeteci-Yazarlar Süleyman Özışık ve Hikmet Genç’in konuşmacı olarak katıldığı konferansta dış ve iç politika, Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik önemi anlatıldı. Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hüseyin Koçan, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Erzurum Gençlik Meclisi Başkanı Murat Güler programın açılışında yaptığı konuşmada, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde bizlerde Gençlik Meclisi olarak, ‘Son Kale Türkiye’ konulu bir konferans düzenleyerek ülkemizin geçirmiş olduğu süreci iyi bir şekilde analiz etmek, konuşmak ve tartışmak üzere böyle bir program düzenlendik” dedi. Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Koçan da, “Büyükşehir Belediyesi olarak biz belediyecilik hizmetlerimizi üç şekilde yapıyoruz. Birincisi yol, su, altyapı gibi rutin belediyecilik hizmetleri; ikincisi sanayi, ticaret, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda yatırım yapmak isteyenlere yönelik çalışmalarımız; üçüncüsü de sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerdir. Bugünkü programımız da bizim kültürel aktivitelerimiz içerisinde yer alan bir programdır” diye konuştu. Başkan Vekili Koçan, şöyle devam etti: “Dünyamızda yaşanan olayları hepimiz izliyoruz. Programımızın adının da ‘Son Kale Türkiye’ olması da sığınılacak son kale olduğumuzu anlatıyor. Veyahutsa dünyada Türkiye’yi bir kale olarak görüyorum. Bu kale içerisinde, Türkiye’nin dünyada temsil ettiği yer gibi Erzurum’un da Türkiye’nin içinde bir model olduğunu, aynı şekilde batıya, doğuya, güneye, kuzeye açılan kapıları olduğunu ve etnik yapısıyla beraber bir Türkiye mozaiğini de Erzurum’un kendi başına teşkil ettiğini düşünüyorum. Bugün dünyada bir insanlık dramı yaşanıyor. Bunu Suriye’de, Irak’ta çeşitli ülkelerde görüyoruz. Ülkemiz göçmenlere, sığınmacılara kucak açıyor. Böyle göçmenlerle, sığınmacılarla ilgili bir programa kasım ayında Belçika’da katılmıştım. Batı çoğu zaman insan haklarından, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden bahseder. Bu bütün evrensel beyannamelerde vardır; fakat bu bize geldiği zaman çok gündeme gelir. Kendilere geldiği zaman bu çok gündeme gelmez. Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı teröristlere kucak açtılar. Biz batıda meydana gelen terör saldırılarına da üzülüyoruz. Fakat Türkiye’de cinayet işleyen teröristlere kucak açtılar. Bunlara çok dikkat etmek lazım. Gençlikten çok ümitliyiz.” 
“TÜRKİYE, ÇOK CEPHELİ BİR SAVAŞIN İÇERİSİNDEDİR”
Gazeteci Yazarlar Süleyman Özışık ve Hikmet Genç de, Türkiye’nin siyasi geçmişini, gündemi ve yakın coğrafyada yaşanan küresel gelişmeleri anlattı. Gazeteci-Yazar Hikmet Genç, şöyle devam etti: “Türkiye çok cepheli bir savaşın içerisindedir. Türkiye, içerideki mücadelelerle bağlantılı olarak uluslararası arenada çok cepheli bir savaş sürdürüyor. Bence dikkat çekici olan, ‘Nerede konsantre olmamız gerekiyor, daha doğrusu bu büyük cepheli mücadelenin ne kadarını biliyoruz?’ Türkiye’nin çok cepheli bir savaşın içerisinde olduğunu söylüyoruz. Bu çoktan beri var. Türkiye’de 2002’den sonra, özellikle AK Parti’nin iktidara gelmiş olmasından sonra Türkiye’de farklı bir sessiz devrim sürecine girildi. Bir müddet Türkiye’de sıkıntı yaşanmadı. 2003- 2004- 2005 gibi yıllarda Türkiye’de fazla bir ses duymadık. Daha sonra Türkiye’de farklı şeyler olmaya başladı. Şöyle bir şey oldu: Türkiye’ye lider geldi ve bu lider dünyaya meydan okudu. Bunun bu kadarını beklemiyorlardı. Bu bir komplo teorisi falan değil. Bu gerçek dünyada kurtlar sofrasındaki, dünya arenasındaki mücadelenin bir parçası… Çünkü dünyadaki egemen güçler ‘Yeni Dünya Düzeni’ kuruyorlar. Dünyada her ülkenin her bölgenin bir yeri var. Dünya’daki küçük ülkelerin kendi iktidarları yok. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan itibaren tarihinde ilk defa Dünya’ya meydan okuyan bir ülke konumuna geçtik. Bunu ister kabul etsinler ister kabul etmesinler. Bunu dünya biliyor. Türkiye’nin ilk defa bağımsızlık hareketi AK Parti döneminde ve Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarında olmuştur. Türkiye’nin ilk bağımsızlık hareketidir. Bunun en güzel örneği şudur: Bu kişi Birleşmiş Milletler toplantısına gidiyor elini cebinde diyor ki; ‘Dünya beşten büyüktür.’ Bu çok önemli bir hadisedir. Adam sürekli meydan okuyor. Sürekli milli sermayeden bahsediyor. Unutmamalıdır. 159 yıllık en düşük faizi biz Mayıs 2013’te yakaladık. Osmanlı Devleti’nden beri 159 yıllık en düşük faizi yakaladı bu adam. Ama gezi olaylarıyla birlikte Türkiye 100 milyar doların üzerinde dolaylı bir şekilde para kaybetti. 17 Aralık’ta da 100 milyar dolar para kaybetti. Sürekli bir saldır var Türkiye’ye…” “Gittiği hiçbir yerde hiçbir lafın altında kalmayan lider, diz çökmeyi asla sevmeyen, Osmanlı’dan geldiğimizi tek hatırlatan, ‘Ben Türkiye olarak ayağa kalkarsam, Balkanlar kalkar, Kafkaslar kalkar, Ortadoğu kalkar, Müslüman Araplar, Kürtler, Türkmenler kalkar, Afrika kalkar’ diyen bir lider var karşımızda” diyen Genç, “İşte bu lideri diz çöktüremediler. Ben çok ümitliyim, bu ülke kendi köklerinden kopacak bir ülke değildir. Ceddimiz İslam’a çok büyük hizmetler verdi ve bunun da dualarını aldık.
Bu batılılar ne kadar plan ve program yaparlarsa yapsınlar Allah’ın programı çok daha fevkindedir. Ben gençlerden çok umutluyum. Asla umudunuzu kaybetmeyin. Bizim yaşadığımızı siz yaşamayın. Sizden sonraki nesiller daha iyisini yaşasın. Tam bağımsız bir Türkiye, dünyaya meydan okuyan bir Türkiye ve Osmanlı evladına yakışır bir Türkiye istiyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE SON KALEDİR
Gazeteci-Yazar Süleyman Özışık, “Bugün Türkiye’de yaşanılan olaylara, ‘Terör olayları’ derseniz meseleyi küçültmüş, basitleşmiş olursunuz” dedi. Özışık, şunları kaydetti: “Eğer meseleye sadece ‘terör’ derseniz gerçeği görmemiş olursunuz. Şunun farkına varmamız lazım. Üçüncü Dünya Savaşı’nın yaşandığı coğrafyanın tam üzerinde yaşıyoruz. Bu Türkiye, Suriye, İran, Irak, Mısır, Filistin coğrafyası üzerinde yaşanıyor. ‘Bunun 1. ve 2. Dünya Savaşları’yla pek alakası yok’ diyenler olabilir. Artık ‘Vekâlet Savaşları’ yapılıyor. Nedir Vekâlet Savaşları? Biri İŞİD’i destekliyor, biri YPG’yi destekliyor, biri bir başka terör örgütünü destekliyor. Bu terör örgütlerine destek verilerek sınırlar yeniden belirlenmeye çalışılıyor. Bu sınırlar çerçevesinde çevremizde neler olduğuna çok iyi bakmak lazım. Arap Baharı’nı yapanlar Türkiye’de başarılı olamadılar. Türkiye’de başarılı olamamalarının iki nedeni vardır. Başından beri Erdoğan ile seçmenlerinin arasındaki sevgi bağını koparmaya yönelik bazı hamleler yapıldı ve bunda başarılı olamadılar. İkincisi, Türkiye’de eski dönemlerde olduğu gibi, başka bir deyişle Mısır’daki gibi Genel Kurmay Başkanı Sisi çıkmadı. Yoksa Türkiye’de bugün bir darbeyi konuşuyor olacaktık. Bugün burada ‘Son Kale Türkiye’ programını yapmamış olacaktık. Bugün birçoğumuzun çocukları ‘Taylan Bebek’ gibi denizlerde kıyılara vuracaktı. Bu topraklar bizim, bu ülke bizim sahip çıkıyoruz, sahip çıkacağız.” Programın sonunda gazeteciler Genç ve Özışık gençlerin sorularını cevaplandırarak, hayranlarına kitaplarını imzaladı.


30.03.2016 17:59:00