Bir Tarih yok oluyor

Paşabey Konağı çöküyor sesini duyan yok mu? Paşabey Konağı varisi Hakem Akgül, Erzurumluları ve şehre yeni gelmiş kişileri konağa davet ettiğini belirterek, “Paşabey Konağı, Erzurum ortak malıdı

SALİH ÇELEBİ / ERZURUM /YENİGÜN GAZETESİ

Paşabey Konağı varisi Hakem Akgül, Erzurumluları ve şehre yeni gelmiş kişileri konağa davet ettiğini belirterek, “Paşabey Konağı, Erzurum ortak malıdır. Ne yazık ki çok yıprandı. Konağımızın hayata tutunması için yardım eli bekliyoruz” dedi.

Tarihi açıdan yüzlerce esere sahip olan Erzurum’da, günümüze kadar gelmeyi başarmış ve türünün nadir örneklerden biri, 3 asırlık Paşabey Konağı. Üç Kümbetler’in hemen yan tarafında sessiz sedasız kurtarılmayı, tekrar hayata kazandırılmayı bekleyen tarihi yapı, Erzurum’un eski gelenek ve örflerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Duvarlarında çatlamalar ve zamana bağlı olarak ahşap yapısında yıpranmaların gözlendiği konak, yetkililerin yardımını bekliyor.

Bu haftaki röpörtaj sayfamızda Erzurum’un en eski tarihi yapılarından biri olan Paşabey Konağı’nı ele aldık. Erzurum’un eski yerleşim kültürünü, ev hayatını ve aile yapısını içerisindeki eser ve odalar ile gözler önüne süren konak, ne yazık ki duvarlarında meydana gelen çatlak ve ahşap yapısındaki yıpranmalar ile kaderine terk edilmiş durumda. Yetkililerin adeta görmezden geldiği konak, kurtarılacağı günü bekliyor. Bizde Yenigün Gazetesi olarak, Erzurum’un sahip olduğu bu tarihi eseri gündeme getirerek, bir nebzede olsa vijdani görevimizi yerine getiriyoruz.

Konakta ikamet eden Akgül Ailesinin en büyük varisi Hakem Akgül gelen ziyaretçilere rehber olarak yapı hakkında bilgiler veriyor. Konak içersinde tarihi saat, para, kılıç, masa, sandalye, koltuk takımları, Erzurum’a ait geleneksel mutfak ve ev malzemelerin sergilenmesi de, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Ancak yapının ahşap ve duvarlarında çatlaklar görülmesi, böyle bir eserin kaybedileceği korkusunun yaşanmasına neden oluyor.

Tarihte büyük devletlere tanıklık etmiş olan Erzurum’da, her geçen gün yeni eserler gün yüzüne çıkıyor. Günümüze kadar çok iyi şekilde korunmuş yapılardan biri olan Paşabey Konağı da, tarihi eser niteliği taşıyor. 300 yıllık bir tarihe sahip olan yapı, günümüzde Akgül Ailesinin himayesinde Üç Kümbetler karşısında bulunuyor. Belli bir süre aile tarafından kullanılan konak, Turizm Bakanlığı fonu ile pencerelerinde restorasyon işlemi gerçekleştiriliyor. Ancak yapılan restorasyon işlemlerinin yeterli olmadığı tarihi Paşabey konağı, çatı, duvar ve ahşapların çatlaması nedeniyle yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya.

Paşabey Konağı varisi Hakem Akgül, “Bu konak Erzurum’un malıdır. Öğrenciler, Erzurumlular gelip ziyaret etsin. Burada bir tarih, örflerimiz, geleneklerimiz yatıyor. Bu konak Erzurum’u temsil ediyor” dedi. Akgül, Erzurum’da nadir olarak bu şekilde ayakta kalmış bir konağın bulunduğunu ifade ederek, yapının Erzurum’u ve Erzurum yaşantısını gözler önüne serdiğini belirtti. Geçmişte dedelerinin bu konakta yaşadığını anlatan Akgül,yapının 300 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kaydetti. Konak hakkında bilgiler veren Akgül, “Giriş kapısında iki tokmak var. Bu tokmaklardan büyük olan erkeğe, küçük olan kadınlara ait. Erkeklere ait tokmak çalarsa kapıyı erkek, kadınlara ait olan çalarsa kadınlar kapıyı açarmış. Kapıdan girişte iki tane merdiven var. Bunlardan biri erkeklere, diğeri kadınlara ait. Yani haremlik ve selamlık var. Binada, 10 oda ve toplam 99 kapı ve pencere var. Odalardan birinin tavanı, 9 motif işlemeden yapılmış. El işçiliği ile kıl testerelerle yapılan tavan ceviz ağacından işlenmiş. Kadınların harem odası olarak kullandığı oda, çift kapıdan oluşuyor. Bunun nedeni erkek sesi kadına, kadın sesi erkeğe gitmesin diye. Bu konak Erzurum’u temsil ediyor. Erzurum’un yaşantısı, gelenekleri, örfleri bu konakta mevcut. Vatandaşlarımız gelip ziyaret etsinler. Oturup çay içelim sohbet edelim. Kimseden maddi bir beklentimiz yok” şeklinde konuştu. Yapının sahibi Hakem Akgül, halka hizmet sunduklarını ve böyle bir eserin kendi ailesine ait olmadığını, Türk halkının ortak malı olduğunu söyledi. Yapıdaki çatlakların zamanla tüm duvarlara yayılacağını ifade eden Akgül, tarihi konağın yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu kaydetti. Akgül, “Bu yapı 300 yıllık bir tarihe sahip. Dedelerimizden bizlere kadar geldi. Bu konağın bize ait olduğunu söylemiyoruz. Bu konak hepimizin ortak malı. Restore edilmesini istiyoruz. Ahşap ve duvarlarda çatlaklar artıyor. Tarihe sahip çıkılsın. Erzurum halkı gelip ziyaret etsin. Eski geleneklerimizi, yaşantımızı görsünler” diyerek yetkililerden yardım istedi.

Hakem Bey sizi tanıyabilir miyim?

Ben Hakem Akgül. Erzurumluyum. 1965 yılında Çat’da doğdum. 9 kardeşiz ve en büyüğü benim. Emekliyim. Konağımıza burada sahip çıkıyorum. Temizliğini, bakımını herşeyini ben yapıyorum. Babamın vefatıyla konağımız bize miras kaldı. Dedelerimizin, babalarımızın bize bıraktığı bu mirası ayakta tutmaya çalışıyorum.

Paşabey Konağı hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Tabi ki. Paşabey Konağı Erzurum’un ayakta kalmayı başarmış en nadide eserlerinden biridir. Bu konak Babam Paşa Akgül’den bizlere kaldı. Onada babasından kalmış. Konağımızın adı Paşabey Konağı’dır. Erzurum’un tarihi yapısını, eski ev kültürünü gözler önüne seriyor. Giriş kapısında iki tokmak var. Bu tokmaklardan büyük olan erkeğe, küçük olan kadınlara ait. Erkeklere ait tokmak çalarsa kapıyı erkek, kadınlara ait olan çalarsa kadınlar kapıyı açarmış. Kapıdan girişte iki tane merdiven var. Bunlardan biri erkeklere, diğeri kadınlara ait. Yani haremlik ve selamlık var. Binada, 10 oda ve toplam 99 kapı ve pencere var. Odalardan birinin tavanı, 9 motif işlemeden yapılmış. El işçiliği ile kıl testerelerle yapılan tavan ceviz ağacından işlenmiş. Kadınların harem odası olarak kullandığı oda, çift kapıdan oluşuyor. Bunun nedeni erkek sesi kadına, kadın sesi erkeğe gitmesin diye. İçerisinde dedemin, babamın kullandığı eşyalar hala duruyor. Biz bunları saklıyoruz. Benim için hepsi çok değerli. Çünkü hepsinde ayrı bir anımız var. Konağımız tamamen ahşap bir şekilde yapılmıştır. Eskiden zaten demir, çelik vs. olmadığı için insanlar ahşap, tahtalardan yapmışlar. Bizde bu konağımızda hem oturuyoruz hem bakıyoruz. Sahip çıkıyoruz.

Burası özel mülkünüz ama gördüğüm kadarıyla ziyaretede açık. Kimse yabancılara kolay kolay evini açmaz. Siz neden açtınız?

Ben misafirperver bir insanım. Her zaman söylüyorum. Paşabey Konağı Erzurum’un ortak kültür mirasıdır. Bu mirasa sahip çıkmak, gelip görmek bizim borcumuzdur. Tamamen ziyarete açıktır bu konağımız. Çünkü burada bir tarih yatıyor. Erzurum’un eski kültürü, mimarisi ve yaşantısı hep burada var. Ben hiçbir şeyi değiştirmedim bu konakta. Herşey aslına uygun, olduğu gibi duruyor. İnsanlar gelip görsün, gezsinler. Öğrensinler. Eskiden bak dedelerimiz, babalarımız böyle yaşıyormuş desinler. Ziyaretçilerimizden bir beklentimiz yok. Amacımız Erzurum’un tanıtımı ve kültürümüzün ayakta kalmasıdır.

Konağın durumu nasıl peki?

Vallahi Salih kardeşim. Konağın durumu ortada. Ben şuan denizin ortasındayım. Kollarımı açmışım. Yüzme bilmiyorum, Kurtarılmayı bekliyorum. Çünkü bu konak artık çok yıprandı. Her gün gözlerimin önünde duvarlarda çatlamalar meydana geliyor. Ahşap yapısı çok bozuldu. Ahşap biliyorsun çok dayanıklı değil. Bir çelikle, demirle ahşabı karşılaştıramazsın. Bu konak 300 yıldır ayakta. Ama artık bir yere kadar. Son demlerini yaşıyor resmen. Belediye Başkanlarımızdan, yetkililerden, İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nde destek bekliyoruz. Konağımız çok yıprandı. Bunu ayakta tutmak bizim görevimiz değil mi? Ben tek başıma nasıl başa çıkayım. Elimden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama bir yere kadar. Devlet büyüklerimden destek bekliyorum.

Daha önce bir restorasyon yada bakım yapılmışmıydı?

Evet daha önce bir bakım yapıldı. Bize 25 milyar destek verildi restorasyon yapılması için. Bankadan aldığımızda 1 milyarı kesildi. Kaldı bize 24 milyar. Bizde bu paranın 10 milyarı ile pencereleri yeniledik. Pencelerimizn hepsi kırıktı. Havayı alıyordu içeri. Çok yıpranmıştı. Onu hallettik. Geriye 14 milyar kaldı. Bu 14 milyarla da konağın arka kısmındaki çatımız yıkılmıştı. Üzerine birazda ben ekledim. Çatıyı tamir ettirdim. Ama hala problemler devam ediyor. Duvarlar çatladı. Ahşaplar çok kötü durumda. Bu konuda bize yardım etsinler.

Tarihi eserler görüyorum. Bu kadar eşyayı, malzemeyi nasıl topladınız?

Ben tarihi eşyalara, eserlere çok meraklı bir insanım. Çünkü tarihi bizim gerçeğimizi, kültürümüzü yansıtıyor. Bu kültürümüzü ayakta ve canlı tutmak benim için çok önemli. Ben bu nedenle köylerden, eski yerlerden bulduğum bu eserleri konakta topladım. Burada şuan yüzlerce eşya var. Her birinin anlamı, kullanım alanı çok farklı. Eskiden dedelerimiz, nenelerimiz bu eşyalar ile yemek yapıyorlardı. Giysi yapıyorlardı. O tahta kaşıklarla yemek yiyorlardı. Ben bu anılarımı yaşatmak her baktığımda duygulanmak ve gözümün önünde yaşadıklarımızı görmek için hepsini topladım. Burada biriktirdim.

Konağı ziyaret edenler var. Onların tepkileri nasıl?

Öncelikle Üç Kümbetleri ziyarete gelen yerli ve yabanci turistler zaten direk bizim konağımıza geliyorlar. Çünkü konağın yeri çok güzel. Görmemek, bu yapıya kayıtsız kalmamak imkansız. İnsanlar gelip bizi ziyaret ediyorlar. Çay ikram ediyorum. Oturup sohbet ediyoruz. Arkadaş oluyoruz. Yabancı turistler geliyor. Fotoğraf çekiyorlar. Hem de tüm eşyalarımı. Çünkü görmemişler bilmiyorlar bu eşyaların ne olduğunu. Ben yabancı dil bilmem. Anlatıyorum Türkçe yanındaki rehberde çeviriyor onlara. Çok memnun kalıyorlar burayı ziyaret etmekten. Çünkü buradaki tarih hiçbir yerde yok. İnsanlar diyor bu kadar malzemeyi sen nereden topladın, nasıl elde ettin. Bende anlatıyorum. Gezdim, gördüm, topladım.

Ziyaretçiler en çok neye ilgi gösteriyor?

Vallahi gelen ziyaretçiler tüm eşyalara ilgi gösteriyorlar. Ama en çok tandır kısmında bulunan kırlangıç tavan ilgilerini çekiyor. Çünkü o tavanda bir tane bile çivi yok. Tamamen el yapımı. Ahşap kullanılmış. Bu nedenle çok büyük ilgi görüyor. İnsanlar görünce çok şaşırıyor. Nasıl yapmışlar bu tavani diye. Yerli turistler geliyor sadece tavanın fotoğraflarını çekiyorlar. Ama yabancı turistler öyle değil. Özellikle Japon ve Alman turistler gelip tüm herşeyin detaylıcı fotoğraflarını çekiyorlar. Bende memnun oluyorum haliyle. O kadar verdiğim emekler en azından değer görüyor.

Konağı satmayı düşünüyor musunuz?

Babam bu evi aldığında biz çok küçüktük. Bazı kardeşlerim yoktu bile. Ben ailenin en büyük çocuğuyum. 5 kardeş bu eve gelin getirdik ve hep birlikte yaşadık. Muhteşem bir mimariye sahip. Tam bir eski Erzurum evi. Bitişiğinde gecekondu türü ev ve binalar vardı. Böyle muhteşem bir konak arada sıkışıp kalmıştı. Belediyenin gecekonduları temizlemesiyle birlikte konak gün yüzüne çıktı. Tarihi konak şu anda milyonlarca lira değerinde. Tarihi üç kümbetlerin tam karşısındaki konağa iyi bir teklif veren olursa satabiliriz. Ya da cazibe merkezi içinde kalan bu konağı lokantaya çevirebiliriz. İstanbul’daki bir işadamının 2.5 milyon liralık teklifine sıcak bakmadık. Babamız sağolsun. Ailesinin başını sokmak için satın aldığı ev bugün bize bir miras olarak kaldı.

Giriş kapısında iki tokmak var. O neyi anlatıyor?

O iki tokmak aslında eski insanların ne kadar duyarlı ve saygılı olduğunu gözler önüne seriyor. Oradaki iki tokmak biri kadınlar diğer erkekler için. Tokmaklardan küçük olanın sesi tiz çıkar, diğeri ise kalın çıkar sesi. Tiz çıkıyorsa kapı sesi eski insanlar anlıyordu ki gelen bayandır kapıyı bayan açar. Eğer kalın geliyorsa ses o zaman kapıyı çalan erkektir. Kapıyı erkek açar. Bir diğer noktada ev haremlik ve selamlık olarak ikiye ayrılıyor. Yani eğer eve bayan gelmişse erkekleri görmüyor. Odalara giriş yerleri farklı. Bu da eski insanların ne kadar hassas ve duyarlı olduğunu gösteriyor. Biz böyle yetiştirik, böyle gördük. Şimdi burada tüm kültürümüzü canlı tutuyoruz.

Beklentiniz nedir?

Beklentim herşeyden önce hatırlanmak, değer görmek. Ben gelen tüm ziyaretçilerimize, herkese diyorum. Şimdi senin aracılığında tekrar söylüyorum. Bu konak benim değil Erzurum’un ortak kültür mirasıdır. Gelin buna sahip çıkın. Bir kültür bir tarihi eser yok olmasın. Bu konak 300 yıldır ayakta duruyor ama artık miadını doldurmak üzere. Buraya el atsınlar bizlere destek olsunlar. Sayın Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, İlçe Belediye Başkanlarımız ve İl Kültür Müdürlüğü’ne sesleniyorum. Paşabey Konağı yok olacak. Burayı kurtarın. Tekrar hayata kazandırın.

Son olarak söylemek, aktarmak istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak söyleyeceklerim bu konak Erzurum’u temsil ediyor. Erzurum’un yaşantısı, gelenekleri, örfleri bu konakta mevcut. Vatandaşlarımız gelip ziyaret etsinler. Oturup çay içelim sohbet edelim. Bu yapı 300 yıllık. Dedelerimizden bizlere kadar geldi. Bu konağın bize ait olduğunu söylemiyoruz. Bu konak hepimizin ortak malı. Restore edilmesini istiyoruz. Ahşap ve duvarlarda çatlaklar artıyor. Tarihe sahip çıkılsın. Erzurum halkı gelip ziyaret etsin. Eski geleneklerimizi, yaşantımızı görsünler.


06.03.2016 00:59:00