Başbakan Ahmet Davutoğlu,Türk-Yunan dostluğuna vurgu yaparak, 'Aleksis İzmir’i Türk siyasetini o kadar benimsedi ki anlaşılan 2019 seçimlerine birlikte gireceğiz. Ama karşı karşıya olarak değil, rakipler olarak değil, girerse bizim partiden girer. Başka türlü olursa olmaz' dedi.
İzmir’de buluşan Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras İzmir Ticaret Odası tarafından bir otelde düzenlenen gala yemeğine katıldı. Yemekte Türk ve Yunan iş dünyasına hitap eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, İzmir’in tarihsel önemini anlattı. Çipras’ı Başbakanlık İzmir Ofisi’nin ilk resmi konuğu olarak ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Davutoğlu, İzmir’e daha sık geleceğini ve önümüzdeki aylarda bakanlar kurulu toplantısını İzmir’de gerçekleştireceğini ifade etti.
Türk-Yunan ilişkileri açısından bugünün tarihi bir gün olduğunun altını çizen Başbakan Ahmet Davutoğlu,” İzmir’de bu toplantının yapılması barış mesajıdır. Bugün Aleksis İzmir’i Türk siyasetini o kadar benimsedi ki anlaşılan 2019 seçimlerine gireceğiz. Ama karşı karşıya olarak değil, rakipler olarak değil, girerse bizim partiden girer. Başka türlü olursa olmaz. Gerçekten kısa sürede çok sık görüştük. Bazen bakanlarımızdan daha sık görüştük. Özellikle dünya sistemine bakışımızda benzer yaklaşımlar var. Biz dünyaya adalet ve vicdanın sesi olmak için siyaset yapıyoruz” diye konuştu.
“15-20 SENE ÖNCE BU TABLO HAYAL EDİLEMEZDİ”
Bugün vicdanların harekete geçmesi gereken bir süreçten geçildiğine işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Türk-Yunan dostluğu da salt çıkara dayanan bir dostluk değil, aksine ortak kültüre dayanan bir dostluktur. Bugün Sadece iki ülke çıkarları değil Ege’nin iki yakasının ortak değerlerini de konuştuk. Herhalde 15-20 sene önce böyle bir tablo hayal bile edilemezdi. 15-20 sene önce Brüksel’de olduğu gibi belki farklı dillerde ama aynı felsefede, aynı terminolojide konuşacağını kimse hayal edemezdi. Bugün biz masada otururken aynı Ege’nin iki yakasında oturan halk gibi geleceği inşa etmeye başladık. Bir ara takıldım. ‘Türkler ve Yunanlılar ayrılsa dense heyette kimin Türk kimin Yunan olduğu anlaşılmaz.’ Birbirimize benziyoruz. Birimizin başarısı diğerimizin başarısızlığı üzerine yükselemez. Birimizin gelecek anlamında yükselttiği değer, diğerlerin aleyhine olamaz. Ya hep beraber yükseleceğiz ya da birlikte sıkıntılar yaşayacağız.”
“HEPİMİZİN GELECEĞİ ORTAK”
Brüksel’de gerçekleşen kritik zirveye de değinen Davutoğlu, “Oradaki 29 ülke lideri ile saatlerce konuştuğumuzda herhalde herkesin fark etmesi gereken, hepimizin geleceğinin ortak olduğu gerçeğidir. Avrupa bizim vatanımız, Akdeniz bizim denizimiz. Ne olacaksa bu kıtada hep birlikte yaşayacağız. Brüksel’den güzel bir tesadüfle İzmir’e geldik. Bu oradaki ülkelere Türkiye-Yunan kaderinin aynı olduğunu gösteren bir mesajdı” ifadelerini kullandı.
Başabakn Ahmet Davutoğlu Türk-Yunan dostluğunun yaşanan kötü günlerden Kocaeli ve Atina depremlerinde ortaya çıktığına da dikkat çekti. Davutoğlu, şunları söyledi:
“BİZ YANIBAŞIMIZDA GÜÇLÜ BİR YUNANİSTAN İSTİYORUZ”
“Biz bize yönelen eli hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Bu sebeple de Atina’da deprem olduğunda ilk koşan Türkler oldu. Ekonomik deprem ülke ekonomilerini ters düz etti. Ekonomik depremin fiziki depremden farkı insanların ruhunu ahlakını etkileyecek çöküntüye sebebiyet vermesi. Biz tam o deprem yaşanırken Yunanistan İş birliği konseyi teklifinde bulunduk. O zaman Yunanistan krizler derin şekilde yüzleşmişti. Biliniz ki kaderimiz ortaktır Biz yanı başımızda güçlü sağlam ekonomiye sahip istikrarlı bir Yunanistan istiyoruz. Komşularımızın başarısızlığı üzerine bir başarı hikayesi istemeyeniz. Komşularımızın acısı üzerine yükseleceksek biz böyle yükseliş istemeyiz. Ele ele verdik onun için. Yunanistan ile bugün geldiğimizi düzeyde bunu şükrederek söylüyorum aramızda gerginlik ve tansiyon yüksekliği yok. Yaklaşık 12 saattir beraber aramızda tek bir yüksek dozlu eleştiri olmadı. Kıbrıs’la Ege ile sorunların farkındayız. Ama şunun da farkındayız bu sorunlar konuşarak, dürüstçe konuşarak çatışarak çözülür. Etrafımızda ateş çemberi var. Bu ateş çemberinin hem Türkiye’ye hem Yunanistan’a yaklaşmaması için ele ele vermemiz, ortak tavır sergilememiz gerekiyor. Önümüzde bunun için fırsatlar var.”
“O VE BEN YANINIZDA OLACAĞIZ”
Hem Selanik’in hem de İzmir’in önemli birer liman olduğunu da belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey Toplantısı’nda aldıkları kararla feribot seferlerinin başlayacağını yineledi. İşadamlarının da her zaman iki başbakan olarak yanlarında olacağını ifade eden Davutoğlu şöyle konuştu: “İzmir’e gelen Yunan malları hızlı trenlerle Ankara’ya Hazar’a kadar gidebilecek. Otoyollarla Asya’nın derinliğine gidecek. Asya’dan gelen mallarda Avrupa’ya gidecek. Gurur duyuyoruz .Yunanistan’ın en fazla ihracat yaptığı ülke Türkiye olmasında. Ticaret hacmimiz 3.2 milyara gerilemiş olmasına rağmen iş çevrelerinde beklentimiz ticaret hacmini 10 milyara çıkarmamızdır. Artık aynı siyasi partide olma düşüncesiyle bu yolda o ve ben yanınızda olacağız. Hiçbir kuvvet sizlerin işlerine engel olamayacak.”
Başbakan Davutoğlu Ankara-Atina seferlerinin de başlayacağını ve iki baş şehirin hava yolu ile birleşeceğini kaydetti.
“EGE SULARINDA ARTIK ÇOCUK CESEDİ OLMAYACAK”
Bugün Avrupa için de önemli bir gün olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün uzun yıllar Avrupa’nın en önemli sorunu gibi görülen iki ülke başbakanı barış mesajını gördü Avrupa’da 17 saat boyunca görüşmelerin yapıldığı toplantıda aynı mesaj verdik; ‘Gelin mültecileri çaresiz bırakmayın, mültecileri Ege sularında ölüme terk etmeyelim.’ Avrupa’da bazıları Müslümanların yeri yok derken, Çipras Türkiye’nin Avrupa entagrasyonunu desteklediğini ifade etti. Yine Türk önerileri tartışılırken ilk destek Sayın Çipras’tan geldi. Çünkü ben her iki ülkenin kaygılarını ayırt etmeden yapmıştım. Yunanistan üzerine gelecek yükü Türkiye’ye gelecek gibi aynı sesle karşı çıktık. Ümit ederiz Ege sularında artık çocuk cesedi olmayacak. Canice hareket eden insan kaçakçılarına karşı hep beraber mücadele edeceğiz. Bu topraklarda insan kaçakçılarının Türkiye’de, İzmir’de, Ege’nin iki yakasında barınmasına izin vermeyeceğiz.”
AVRUPA’YA VİZE MUAFİYETİ
Getirdiğimiz yeni formülle Ege’den aldığımız her mülteci karşılığında Türkiye’de düzenli bulunan mültecilerden Avrupa’ya mülteci gidecek. Türkiye sayı itibariyle bu sebeple mülteci artışına sahip olmayacak. Bunun yanında geri kabul anlaşması işlemeye başladığı için Avrupa’dan net tahaaütler istedik. Bunlardan biri vize muafiyeti idi ve en geç Haziran sonuna kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlar başları dik, ellerinde aziz Türk pasaportu ileserbestçe Avrupa’ya gidecek. Zor oldu bu süreç zor yaşandı. 2010’da ilk talepte bulunduğumuzda olağanüstü bir şey talep etmiş gibi bir tavırla karşılaştık, aylarca müzakere etmek zorunda kalmıştık. İzmir’den, Anadolu’dan adalara rahatlıkla vize gerekliliği olmadan gidebilecek. Bu haklı bir talepti, tatlı sert görüşmeler oldu ama sonunda bunu elde ettik. Bu vesileyle işadamlarımız bu durumdan çok mağdur oldu. Artık bunlar yıkılacak.”
MUHALEFET PARTİLERİNE ÇAĞRI
Başbakan Davutoğlu, muhalefet parti liderlerine de çağrıda bulundu. Davutoğlu, şunları söyledi:
“ Parti liderleri vize muafiyetini alabilmemiz için Mart-Nisan ayında gerekli olan düzenlemeleri 9 kanun çıkması lazım, bu 9 kanun çıkması lazım. Bunun için meclisin bloke edilmeden çalışması lazım. Bu 9 kanunun çıkması için herkesin işbirliği yapması lazım. Vize muafiyeti bloke edilmesin, tartışmalar başka eksene kaydırılmasın yoksa gecikmenin vebali bu meclis çalışmalarını bloke edenlerin üzerine olur. Biz hükümet olarak gereğini yaptık. Bütün yasaları meclise götürüyoruz. Ya bu yasalara destek verecekler. Ya Türk vatandaşları haklarını elde edecekler ya da engelleyecekler. O zaman da millete vermek zorunda olacakları bir hesapları olacak.”
09.03.2016 09:06:00