Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna’daki görüşmeleri sırasında kendisine Rus uçaklarının Halep’te hastane ve okulları vurduğunu ve sivillerin şehit olduğu haberinin geldiğini belirterek “Bir an gözümün önünde Özi Kalesi ve Sultan Birinci Abdülhamid canlandı” dedi.
K Parti Grup Toplantısı’nda partililere hitap eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta gerçekleştirdiği ziyaretleri değerlendirdi. Davutoğlu, Rus ve rejim güçlerinin Halep’e yönelik hava bombardımanlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. İç ve dış gelişmelerle yoğun geçen bir haftanın geride kaldığını belirten Davutoğlu, geçen hafta Hollanda’ya gerçekleştirdiği resmi ziyareti hatırlattı. Ziyarette Türk ve Hollandalı yatırımcılarla bir araya gelerek iki ülke arasındaki ticari ilişkileri değerlendiklerini söyleyen Davutoğlu, “Hollanda son zamanlarda ilişkilerimizin yüksek bir ivme kazandığı, Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını yürüten önemli bir dost ve müttefik ülke” dedi.
HOLLANDA BAŞBAKANI RUTTE EKİM AYINDA TÜRKİYE’YE GELECEK
Gerçekleştirilen toplantılarda Almanya ile olduğu gibi Hollanda ile de ikili hükümetlerarası zirve yapma kararı aldıklarını belirten Davutoğlu, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin Ekim ayında Türkiye’ye geleceğini açıkladı.
“Hollanda önemli bir ülke” diyen Davutoğlu, 2002-2015 yılları arasında Hollanda’nın Türkiye’ye yaptığı yatırım tutarının 21 milyar dolar olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de 2 bin 490 Hollanda firmasının faaliyet gösterdiğini belirten Davutoğlu, Hollanda’daki Türk firmalarının yatırımlarının ise 9 milyar doları aştığını vurguladı. Davutoğlu, “İki ülke yatırımcılarıyla beraber bu ticari tabloyu daha da ileri seviyelere taşıma noktasında bir sinerji yakaladığımızı, yeni bir ivme kazandığımızı düşünüyorum” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüşmesinde, düzensiz göç sorununun yanı sıra Avrupa Birliği müzakere sürecinin ilerletilmesi ve vize serbestisine yönelik atılacak ortak adımları kapsamlı olarak gözden geçirildiklerini vurguladı.
“AK PARTİ GRUBU ADINA SAYIN ABDULLAH GÜL’E BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUM”
Aynı gün 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kayınpederi Ahmet Özyurt’un cenazesine katıldığını hatırlatan Davutoğlu, “AK Parti Grubu adına Sayın Abdullah Gül’e bir kere daha baş sağlığı diliyorum. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyorum” dedi.
“BU HAFTA SONU VAN’DA OLACAĞIZ”
Her hafta sonu bir ili ziyaret ederek halkla buluşacağını ve vatandaşları bizzat dinleyeceğini yineleyen Davutoğlu, bu kapsamda ziyaret ettiği Erzincan’da Alevi vatandaşlara hitap ettiğini hatırlattı. Davutoğlu, “Orada bir kere daha Türkiye’nin çok kültürlü yapısının bizim için ne büyük bir şans olduğunu gözleme imkanı buldum. Birliğimizin, dirliğimizin, kardeşliğimizin, birbirimize muhabbetimizin ülkemiz için ne kadar değerli olduğunu daha iyi idrak etmek için Anadolu’yu her köşesiyle bilmek, tanımak ve Anadolu’yu içinden yaşamak gerekiyor. Bu sebeple biz her bölgemizle her şehrimizle irtibatımızı sürekli canlı tutuyor, bütün bu zenginliklerimizden feyz alıyoruz. Nasip olursa her hafta sonu başka bir ilimize giderek vatandaşlarımızla kucaklaşmaya, dertleşmeye, dertlerine çare olmaya devam edeceğiz. İnşallah bu hafta Cuma gününde Van’da olacağız” dedi.
Erzincan’ın ardından dün günübirlik bir ziyaret için Ukrayna’ya gittiğini söyleyen Davutoğlu, bu ziyarette Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, Başbakan Arseniy Yatseniuk ve Parlamento Başkanı Vladimir Groysman ile bir araya geldiğini hatırlattı.
“BİR AN AYNI DUAYI, HALEP İÇİN ETMEK GELDİ GÖNLÜMDEN”
Başbakan Davutoğlu, Ukrayna’da gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından Kırım Tatarlarının Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ukrayna’daki Ahıska Türkleri ile Gagauz Türklerinin temsilcilerini tek tek kabul ettiğini anımsatarak, görüşmelerden kendisine ilk söylenen şeyin, “İyi ki Türkiye var, elhamdülillah ki Türkiye var. Allah Türkiye’yi aziz eylesin, kudretli eylesin ki biz buralarda rahat olabilelim” sözleri olduğunu aktardı.
Bu dualar eşliğinde kendileriyle sohbet ettiği zaman oradaki bir bilim adamının kendisine Akkerman Kalesi’yle ilgili bir kitap hediye ettiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Akkerman Kalesi’ni seneler öncesinden ziyaret etmişliğim vardı, orada ayrıca Özi Kalesi’nden bahsettik. Sizi şimdi tarihin bir kesitine götürmek istiyorum, ben bu görüşmeleri yaparken önüme Rus uçaklarının Halep’te hastane ve okulları vurduğunu ve masum çocukların, kadınların, sivillerin şehit edildiğini gösteren haber geldi. Bir an gözümün önünde Özi Kalesi ve Sultan Birinci Abdülhamid canlandı. Tarih 1789. Özi Kalesi uzun bir direnişten sonra Rus ordusu tarafından işgal edildiğinde geride tek bir canlı bırakmayacak şekilde, hayvanlarda da her şey katledilmişti ve bu haber İstanbul’a ulaştığında Sultan Birinci Abdülhamid haberi aldığında, ’Ya Rab, ben nasıl bir sultanım ki tebamı ve mazlumları koruyamadım’ diye gözyaşı döktü ve anından felç geçirerek kısa bir süre sonra hakkın rahmetine kavuştu. Bir an aynı duayı, Halep için hepiniz adına etmek geldi, gönlümden. Ya Rab, bize öyle bir güç ver ki, bize öyle bir kudret ver ki Özi Kalesi’ni 1789’da içindeki her bir ferdiyle yok eden bu zalim, bu barbarlara karşı bugün onların yönelttiği saldırılar karşısında Halep’i, oradaki kardeşlerimizi koruyabilelim.”
“AYNI ZALİMLER, AYNI BARBARLAR BUGÜN HALEP’İN ÖNÜNDELER”
“Aynı zalimler, aynı barbarlar bugün Halep’in önündeler” diyen Davutoğlu, “1789’da Avrupa’da Fransız İhtilali yaşanırken Özi Kalesi’nin önünde barbarlar, zalimler, geride tek bir canlı bırakmamacasına büyük bir katliam yapmışlardı. Ve bunun acısıyla bir devlet adamı felç geçirip anında, haberi aldığında duyduğu sorumluluk duygusuyla vefat etmişti. Şunun için zikrediyorum: Devlet adamlarının sorumluluk duyguları ile ömürleri tükenmedikçe devletler yaşayamazlar. Biz sadece Halep’in değil Somali’nin, Myanmar’ın, Türkiye’ye dönüp yürekleri ve ellerini semaya yükselterek Türkiye için dua eden kim varsa bütün o mazlumların acısı ve ızdırabını yüreğimizde hissediyoruz” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Birileri diyor ki ’Neme lazım canım, ilgilenmeyi verin. Dünya kulağını tıkamış, siz de kulağınızı tıkayı verin. Dünya görmüyor, siz de görmeyi verin.’ Bu yüreksiz, bu vicdansız yaklaşım karşısında biz adalet, merhamet ve vicdanın sesi olmaya, son nefesimize kadar mazlumların hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğiz. Dünya görmeyebilir ama biz göreceğiz, dünya susabilir ama biz susmayacağız. Dünya bir kenara çekilebilir ve bütün bu katliamları izleyebilir ama biz kenara çekilmeyeceğiz. Çünkü bu topraklarda oturmak, bu devletin sorumluluğunu üstlenmek özel bir merhamet duygusu gerektirir. Biz işte bu duyguyla 13 yıldır Türkiye’yi muktedir kılmaya çalışıyoruz.”
“TÜRKİYE, MAZLUMLARIN SIĞINABİLECEĞİ SON DURAK”
Türkiye’yi “mazlumların sığınabileceği son durak, mazlumların nefes alabileceği son menzil” olarak nitelendiren Davutoğlu, “İşte bu son kaleyi son nefesimize kadar savunacağız. Onun için AK Parti hareketi her şeye, her engele rağmen hala bu ülkenin kaderinde en önemli etkiyi yapan aktör durumunda. 2001’de kurucu genel başkanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde yola çıktık ve Allah nasip etti Türkiye’yi uçurumun kenarından aldık” dedi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti ile birlikte milletin iktidara geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Milletin bu vicdanı, merhameti, şefkati ve derin kültürü iktidara geldi. Adalet, vicdan, merhamet, kardeşlik, huzur, demokrasi, hukuk, refah ülkeye hakim oldu. 2001 yılında kendisine bile deva olamayan bir ülkeden bugün işte Ukrayna’da olduğu her ziyaretimizde bir grup insanın huzurumuza gelerek ’İyi ki Türkiye var ve derdimize deva olabilir’ dedikleri güçlü bir ülke haline getirdik. Onun için bize saldırdılar. İstediler ki bu son kale düşsün, istedikler ki onlar zulüm yaptıklarında seslerini yükseltebilen bir ülke olmasın. Hala istiyorlar ki onlar barbarlıklarını sürdürürken onların yüzlerine karşı hakkı haykıran kimse kalmasın. Biz hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Karşımızda yedi düvel olsa da karşımızda nice koalisyonlar olsa da biz hakkı haykırmaya devam edeceğiz. AK Parti’ye karşı ne kumpaslar ne tuzaklar kurmaya çalıştılar ama Allah’a şükürler olsunlar ki hiçbirinde başarılı olamadılar, hiçbirinde hedeflerine ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. Çünkü AK Parti’yi bir araya getiren ortak çıkar duygusu değildir. AK Parti’yi bir araya getiren ortak bir takım mevkilere getirme hırsı değildir. AK Parti’yi bir araya getiren işte insanlığın bu vicdanıdır, bu merhamet duygusudur. Bütün vesayet odaklarına, bütün haksız kazanç odaklarına, bütün kirli plan sahiplerine karşı dimdik durduk, milletin hukukunu koruduk.”
“AK PARTİ ŞAHIS DAVASI DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR”
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“14 yıldır bazı çevreler birliğimizi, bütünlüğümüzü, muhabbetimizi zayıflatma beklentisiyle sessiz kampanya yürüttüler, yürütüyorlar ama her seferinde elleri boşa çıktı. Çünkü AK Parti milletle bütünleşerek kendi bütünlüğünü sağlamıştır. İşte burada tek yürek halinizle söylüyorum, bizim aramızda itilaf bekleyenler çok beklerler çünkü bizde şahsi hesap yok, ulvi hesap var. AK Parti davası şahıs davası değildir ve olmayacaktır. Bu dava, Türkiye’nin davasıdır, bu dava insanlık onuru davasıdır. Bu dava Özi Kalesi’nde son nefesinde İstanbul’a dönenlerin, bu dava şu an dahi Türkiye’ye dönüp, Ankara’ya dönüp selam duran Azezliler, Halepliler, Daralılar, Hamalılar ve Humusluların davasıdır. Bu dava hak ve hakkaniyet davasıdır. Biz aziz milletimize, güzel ülkemize karşı sorumluyuz. Biz insanlığa, yeryüzüne, bütün mahlukata karşı sorumluyuz.”
16.02.2016 14:00:00