İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan 65 yaşındaki Naime Kahriman, yaz tatili yaparken kendilerine devremülk satmak isteyen kişilerle sözleşme imzaladı, ancak sözleşmenin sonunda yaşadıkları karşısında neye uğradığını şaşırdı.
Naime Kahriman 6 yıl önce Kuşadası’nda eşiyle tatil yaparken kendisine uzun süre dil döken şahıslardan devre mülk daire satın aldı. 6 yıl boyunca taksitlerini ödeyen aile sonunda devremülklerinde tatil yapmak istedi. Ancak aile ödemeleri bittikten sonra ne tapularını alabildi ne de Kuşadası’nda tatil köyünde kendilerine yer verildi. Yapılan mukaveleyle devremülk sahibi olduğunu sanan aileye Kuşadası yerine Yalova’daki tatil sitelerinden yer verileceği söylendi. Aile Yalova’nın kendilerine uzak olduğunu Bodrum’dan kendilerine daire verilmesini talep etti ancak bunun için de yüksek ücret talep edildi. Bunun üzerine aile, Yalova’dan devremülk verilmesini kabul ederek Yalova’nın yolunu tuttu. Yalova’ya gittiklerinde neye uğradığını şaşıran aile, devremülk yerine boş bir arsada birkaç inşaat halinde bina gördü. Talihsiz kadın bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu.
“İNŞAAT BAŞLAMADIKİ BİTSİN DİYORLAR”
Durum içinden çıkılmaz hal alınca parasını geri istediğini belirten Naime Kahriman yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben iki de bir telefon ediyorum inşaatın bitip bitmediğine dair, ‘inşaat başlamadı ki bitsin’ diyorlar. Sonra ben de gittim ‘ya tapumu ya paramı verin’ dedim. ‘Veremeyiz’ diyorlar. Satayım diyorum, ‘satamayız yerin çok küçük’ ki 4+1 almıştım Kuşadası’ndan. Satamıyoruz, kendi elimizde malımız varken satamıyoruz. Ben para ödediğim zaman ‘İndirim yaptık, sen bunu peşin öde, biz hemen satışa sunalım malını’ dediler. ‘En geç 2 ayda satarız’ dediler. Ben parayı ödedim, bir daha telefona çıkmadılar. Bizi böylelikle dolandırdılar. Üçkağıtçı bunlar” diye konuştu.
“PARAYI ÖDEYECEĞİM DİYE YERİ GELDİ BİR EKMEK ALAMADIM”
Kendisi gibi bir çok kişinin mağdur edildiğini ve otobüslerle yığınla insan getirilerek üye yapılmaya çalışıldığını savunan Kahriman, “Bir ben değil bütün gariban yaşlı insanları, emeklileri böyle üç kağıda getirip sömürüyorlar. Biz davacıyız. Ben nasıl ödedim bu paraları Allah ile kendim biliyorum. Yeri geldi o parayı ödeyeceğim diye ben bir ekmek alamadım” dedi.
Taksit gecikmesi yaşayınca hemen icra takibi başlatacaklarına dair şirket yetkililerinin kendilere telefon ettiklerini de belirten Kahriman, vaat edilen hiçbir şeyin olmadığını söyledi.
“TAPU ALDIK AMA ORTADA MÜLK YOK”
Şirket yetkililerinin yalanla dolanla insanlardan para aldığını öne süre Kahriman, kendisinin zar zor sonunda tapusunu aldığını belirterek, “Hep yaşlı yaşlı insanlar günah değil mi ya? Ben ne söyleyeyim, binlerce insan arabalar durmadan insan ve üye getiriyor. Çoğunun tapusu yok. Şükür biz tapu aldık ama ne belalarla, ne kavgalarla aldım ben bu tapuyu. Tapu aldık ama ortada mülk yok. Elimize bir kağıt verdiler ama ortada bir şey yok. Şu benim dairem diyemiyorum, ne satabiliyorum ne kiraya verebiliyorum” dedi.
“İNSANLAR YEMEDEN İÇMEDEN ORAYA YATIRIYOR”
Sakın kimse gidip de başına bu olayı sarmasın. Bu devremülk denen şeyden uzak kalsınlar’ diyen Kahriman sözlerine şöyle devam etti: “Bunlar üçkağıtçı, bunlar dolandırıcı bunlar insanların sadece iki tatlı sözle ellerinden parasını alıyorlar hiçbir şey yok söyledikleri vaatlerin hiç biri yok. Ne mal var ne devremülk var. Ne kiraya verebiliyorsun ne de satabiliyorsun. Zaten ben savcılığa suç duyurusunda bulundum. Ve sonuna kadar uğraşacağım bunlarla. Bir ben değil bir sürü insanların da hakkı, yazık günah değil mi ya? İnsanlar yemeden içmeden oraya yatırıyor. Gideyim de evim olsun dizimin ağrıları, belimin ağrıları geçsin diye ama maalesef hiçbir şey yok. Ben savcılığa suç duyurusunda bulundum. Ne yaparlarsa yapsınlar elimden geleni ardıma koymayacağım.”
Annesinin başına gelenlerden daha sonra haberi olan Barış Ölekli de uzun uğraşlardan sonra tapularını aldıklarını ancak kendilerine hale bir ev tahsil edilmediğini belirtti.
“HER GEÇİŞTE İNSANLARDAN 5 BİN TL ALIYORLAR”
Yazlık tatil yerleri yerine Yalova’dan ev almaya mecbur bırakıldıklarını belirten Ölekli, şunları söyledi: “Biz Yalova’ya kayıt olmak zorunda bırakıldık. Çünkü ne para verdiler ne tapu verdiler. Yalova’ya mecbur kaydolduk, en azından verdiğimiz parayı kurtaralım, elimizde bir tapumuz olsun diye. Kuşadası’ndan Yalova’ya geçiş yaptı annem, üzerine borçlandı. Borç harç ödedi, tapusunu almaya gittiğinde ‘Ben burayı bir an önce satayım’ dedi. Fakat bizim yerimizin satılmayacağını, bir oda bir yer olduğunu ve talep görmediğini söylediler. Biz de ‘niye burayı verdiniz’ dedik. Bize ‘Sizi bir üst kademeye, beş kişinin kalacağı bir yere geçireceğiz, orası hemen satılacak’ dediler. ‘Bunu ödeyin bitirin, biz şirket olarak olarak burayı satalım paranızı hemen verelim’ dediler. Kabul ettik 4 bin 900 lira borçlandık bir üst standartlara geçelim diye. 15 gün sonra beni Gamze Hanım diye birisi aradı. Parayı nakit ödersem 2 bin 700 lira olarak ödeyeceğimi ve 5 gün içinde yatırmam gerektiğini söyledi. Hemen parayı yatırdım ve evin satılmasını istedim. Ancak bir daha ne Gamze hanıma ulaşabildim ne telefonlara ulaşabildim. Daha sonra şirketten başka yetkililer, ‘Gamze Hanım sizi kandırmış, Gamze Hanım şu an burada çalışmıyor’ dedi. Sadece ellerindeki üyeleri oradan oraya geçiştirip, ellerindeki paraları aldılar. Her defasında 5 bin lira para alıyorlar insanlardan.”
12.03.2016 12:11:00