Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan''Aziziye Erzurum'un ikinci büyükşehiri olacak dedi.
SALİH ÇELEBİ / ERZURUM/YENİGÜN GAZETESİ
Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, Ilıca ve Dadaşkent’in gerçekleştirilen proje ve çalışmalar ile modern ve yeni bir görünüme kavuşturduklarını belirterek, “Termal turizm, kentsel dönüşüm ve sosyal belediyecilik açısından ilçemizi ikinci büyükşehir yapacağız” dedi.
Bu haftaki röportaj sayfamıza Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan’ı konuk ettik. İki yıl önce göreve gelen Başkan Orhan ile ilçenin sorunlarını, eksikliklerini, çalışma şeklini ve şu ana kadar yaptığı çalışmaları konuştuk. Başkan Orhan, verdiği bilgiler ile Aziziye’yi termal turizm, kentsel dönüşüm ve sosyal belediyecilik projeleri ile Mini Büyükşehir haline getirmeyi planladığını ifade etti.
Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, iki yıl önce yapılan belediye seçimlerinde Ak Parti’nin adayı olarak seçildi. Göreve geldiği gün ilk etapta ilçenin beklentilerini karşılamak adına anketler yaptıran Orhan, vatandaşın istekleri doğrultusunda çalışma ve projelere imza attı. Dadaşkent’in en büyük sorunu haline gelen ulaşım ve sosyal alan kıtlığına çözüm üreterek vatandaşa rahat bir nefes aldıran Başkan Orhan, daha sonra unutulmuş, tutulmamış sözlerin ilçesi Ilıca’ya gözünü çevirdi. İlk etapta Ilıca’nın en büyük sorunu haline gelen konutsuzluğa karşı kentsel dönüşüm çalışmaları başlatan Orhan, daha sonra termal kaynak açısında şehrin en büyük potansiyeline sahip Ilıca Termal Tesislerini modern ve yeni bir görünüme kavuşturdu. Bu çalışmalarıyla da yetinmeyen Başkan Orhan, yeni proje ve çalışmalarıyla 51 bin nüfuslü Aziziye’yi Mini Büyükşehir haline getirmeyi planlıyor.
Yoğun bir aday adaylığı süreci geçirdiniz. Hummalı çalışmalar sonucu Aziziye Belediye Başkanlığı’na seçildiniz. Bu süreç sonrası ilk işiniz beklentileri karşılamak adına bir anket çalışması yapmak oldu. Bu anketin sonucundan ne çıktı?
Sizinde ifade ettiğiniz gibi biz öncelik olarak Dadaşkent ve Ilıca’da özellikle vatandaşın istekleri hangi doğrultuda bunu tespit etmek istedik. Bu iki ilçemizde farklı farklı özellikler var. Biz bu anketin sonuçlarına göre hareket ettik ve bu iki yıllık süre içerisinde planlamamımızı ona göre yaptık. Dadaşkent için konuşucak olursak vatandaşın en büyük sorunu ulaşım konusu oldu. Yani Dadaşkent’in şehir merkezine biraz daha uzak olması nedeniyle böyle bir beklenti oluşmuş. Dolayısıyla bizde ulaşım konusunu ilk etapta çözmeye çalıştık. Bildiğiniz üzere şehir içi toplu ulaşım Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda gerçekleşen bir hizmet. Bu anlamda bizde lokasyon tek tek tespit ederek ulaşımdaki problemler aslında nelerdir bunlarla ilgili bir rapor hazırladık ve bu raporu Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’u sunduk. Oradaki ilgili arkadaşlarada bilgi verdik. Gerçekten ulaşım konusunda “Dadaşkent’te neler yapılabilir?” sorusuna çok güzel cevaplar aldık. Bu kapsamda yeni gelecek olan otobüs hatlarının Dadaşkent’e çalışması sağlandı. Zaten şu anda yaklaşık 40 tane körüklü otobüs Büyükşehir Belediyemiz aldı. 10 tanesi geldi, test denem sürüşleri yapıldı. Bu otobüslerimizin yoğun olarak kullanılacağı alan Dadaşkent güzergahı olacak. Dolayısıyla insanların konforlu yaşam adına sundukları problemlerden biri buydu. Yine Dadaşkent’te bu anketin sonucunda en çok sosyal donatı açısından istenen şey Dadaşkent’te bir hamamın olmayışıydı. Ve bunun dışında Dadaşkent’te bir mezarlığın olmayışı bize gelen istekler arasındaydı. Şimdi normal şartlarda büyükşehirlerde asri mezarlıklar herkesin hizmet alanında faaliyet gösterir. Ancak Dadaşkent’in şehir merkezine uzak kalması nedeniyle böyle bir talep oluşturmuş. Hamam ile ilgili talebin neden oluştuğunu bilemiyorum ama konforlu yaşam kapsamında böyle bir istek geldi. Bizde bu amaçla hamamı bitirdik, açılışını yaptık. Yani resmi olmayan açılışını gerçekleştirdik. Gelecek haftalarda resmi açılışını yapacağız. Sadece hamam ile kalmadık. İki tane halısaha, yüzme havuzu, fin, fitnes merkezi, düğün salonundan oluşan bir kompleksi hayata geçirdik.
Bu bağsettiğiniz kompleks yap işlet devret modeliyle yapıldı değil mi?
Bu kompleksimiz şöyle hayata geçirildi; Arsa noktasında yatırımcıya arsa belediyemiz tarafından satıldı. Fakat proje konusunda müteşebbise proje yaptırımı oldu. Sadece kompleksin önünde yap işlet devret sistemi kullanıldı. Ön tarafta çocuk oyun alanı kuruldu ve kompleksin devamı olarak hizmet verecek. Şu an özel bir yatırımcı tarafından işletiliyor. Yaklaşık 1 aydır hizmete açıldı. Şu zamana kadar gelen geri dönüşlere baktığım zaman gerçekten Dadaşkent’te oturan vatandaşların orayı kullanma anlamında ciddi bir rağbet olduğunu hatta şehrin diğer noktalarından da oraya insanların gelipte o sosyal kompleksten yararlandığını görüyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor. Erzurum’un aslında en büyük sorunlarından biri olan sosyal alan eksikliği bu gibi örneklerle arttırılması gerekiyor. Malumunuz Erzurum uzun bir müddet kış ayı geçiriyor. Haliyle havanın soğuk olması ile herkes dört duvar arasında yaşamını geçiriyor ve dışarıda sosyal açıdan vakit geçirebilecekleri alanlar çok kısıtlı. Bu da özellikle kısa süren yaz aylarında insanlar sosyal açıdan dışarıda vakit geçiriyor. Ancak bizim açılışını yaptığımız sosyal kompleksimiz kapalı bir alanda olduğu için vatandaşlarımız yılın 12 ayı buradan faydalanabilir.
Bir parentez açmak istiyorum. Erzurum’da son yıllarda bir meydan merakı başladı. Burası bir İzmir, Antalya, İstanbul değil. Yılın büyük bir bölümü zaten kar altında geçiyor. Bu şehrin meydanlardan çok kapalı sosyal tesislere ihtiyacı var. Bu anlamda bir tespit yapmak istedim.
Bence bu tespitiniz çok doğru. Biz işte bu tespitten yola çıkarak açtığımız sosyal tesisin ön tarafından kira öde işlet devret modeliyle bir kapalı çocuk oyun alanı yapacağız. Mesela geçtiğimiz sene üç tane yeni park hizmete açtık. Yaklaşık dört tane parkıda revize ettik. Yani çocuk oyun alanlarıyla, yürüyüş alanlarıyla, yeşil alanlarıyla baştan aşağı yenileme yaptık. Ama gerçekten bakın o oyun guruplarından faydalanan çocuklar hala yok. Mart ayındayız ve aileler çocuklarını dışarı bırakmıyorlar. Daha çok yazın, sıcak günlerde çocukların o parkalardan yararlanması mümkün oluyor. Bu belki Türkiye’nin diğer noktalarında böyle olmayabilir ama Erzurum’un böyle has bir özelliği var. Dolayısıyla çocukların bu oyun alanlarından yararlanmaları için kapalı oyun parkı projesi de gündemimizde. İnşallah onu da bu sene içerisinde hayata geçirip açacağız. Ve orada da yine yılın bütün aylarında aileleriyle çocuklar oradaki oyun guruplardan faydalanacaklar. Aileler orada çocuklar oyun oynarken çay, kavhe oturma yerlerinde vakit geçirebilecekler. Özellikle şehrimizin bu anlamda tesislere sahip olması vizyon açısından ileri gitmesini sağlayacaktır.
Vatandaşın bağsettiğiniz ulaşım, hamam ve sosyal tesis isteklerini tamamlamışsınız. Mezarlık konusunda peki nasıl bir yol haritası çizdiniz?
Evet bu sorunları çözdük. Mezarlık konusunda da projesini tamamladık. İnşallah Yarımca yolu üzerinde Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte bu bölgeye hizmet verecek bir mezarlığı açacağız. Ilıca’da mezarlık var zaten. Orası zaten Ilıca bölgesine hizmet veriyor. Oranın kapasitesitesi de oldukça yeterli. Biliyorsunuz büyükşehir kanuna göre mezarlık işlemleri Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Tabi bizde Büyükşehir ile koordinasyonu hiç bir zaman kesmediğimiz için projenin belli aşamalarını bizler gerçekleştireceğiz. Ama büyük bir kısmını Büyükşehir Belediyesi gerçekleştirecek. Yani Dadaşkent’te yaşayan vatandaşlarımızın bu anlamda büyük bir talepleri var. Orada böyle bir alan oluşturulacak. Resmi olarak beş yıllık planlara işlenmiş durumda yeri herşeyi belli. Dadaşkent’te çok uzak değil. Biliyorsunuz bizim tam karşımızda Gez Köy mezarlığı var. Orası hala kullanılıyor. Kapasite dolduktan sonra kullanımı bitecek. Bu şekilde devam edecek çalışmalarımız.
Diğer merkez belediyelerine nazaran Aziziye ilçesini farklı kılan nitelikler var. İki parçadan oluşuyor Aziziye. Biri Dadaşkent diğer Ilıca. Dadaşkent’in sorunlarının çoğunu çözmüşsünüz gerek projelerle gerek tespitlerinizle. Peki Ilıca’da durum nasıl? Orada ne istediler sizden?
Ilıca çok eski, köklü tarihe sahip bir yerleşim yerimiz. Bu zamana kadarda Erzurum’un en yakın ilçelerinden biri oldu Ilıca. Şehre yakınlığı ile bazen avantajlı, bazende dezavantajlı konuma düştü. Ilıca’da ki en büyük problemlerin başında kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce neticelenip, hayata geçirilmesi ve Ilıca’nın modern bir görünüme kavuşmasıydı. Bunun dışında Ilıca’nın nüfus kaybetmesi ile hem ekonomik olarak ticarette olan azalmalar hem de popüleritesinde yaşanan düşüş özellikle Ilıcalı vatandaşların en büyük sorunu haline gelmişti. Orada da ulaşım ile ilgili sıkıntılar gündemdeydi. Baktığınız zaman süreç içerisinde 2004 yılından beri Ilıca’da sürekli kentsel dönüşüm projeleri yapılmış ve kentsel dönüşüm projeleri ile belirli alanlar hep dönüştürülmüş. Bundan sonraki süreçte bu dönüşümün çok hızlı bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Şu anda mesela Eski Mahalle ikinci etap şantiye aşamasında geçen sene başladı. Bu sene sona erecek. Orada ki konutlar hak sahiplerine teslim edilecek. Ticarethaneler hakeza öyle. Ama bundan sonraki süreçte orada yaşayan vatandaşlarımız kentsel dönüşümün devam etmesini arzuluyorlar.
Bu Eski Mahalle dediğiniz çarşının bulunduğu bölge mi?
Evet. Orası Eski Mahalle ikinci etap diye geçiyor. Çarşının bulunduğu bölge ile E80 karayolunun bulunduğu alan Bahçelievler Mahallesi diye tabir ediliyor. Orada da hak sahipleriyle süren görüşmeler başlamak üzere. TOKİ ile ön protokol imzalandı. Hak sahipleriyle yapılacak görüşmeler neticesinde oradaki vatandaşlarımızın kullanmış olduğu konutlarda yenilenecek. Bir diğer devam eden kentsel dönüşümde. Hemen Ilıca’ya girişte sağda harabe yapıların bulunduğu Yeşil Mahalle. Orada da kamulaştırma çalışmaları bitmiş ve tamamlanmış. Yıkılmayan bir kaç tane metruk bina var. Onların yıkımları gerçekleştirilecek bu sezon ve orayada güzel bir proje başlanacak. Şuan ihale safhasında. Orayada 600 ile 650 arasında bir konut yapımı planlıyoruz. Orada herhangi bir hak sahibi olmadığı için talep toplama yöntemiyle talepler toplanacak. Gelen talepler neticesinde orada proje etap etap hayata geçirilecek. Belki talebin çokluğuna göre tek bir etap ile tamamı yapılabilir. Gelen talebe göre 1, 2, 3. etap olarak projeler başlayabilir. Ama şu günkü talepler noktasında değerlendirdiğimizde talebin aşırı yüksek olduğunu görüyoruz. Çünkü kentsel dönüşüm yaptığınız zaman bir yeri yıkım yerine yeni binaları yapıyorsunuz. Yıkmak için insanları oradan çıkarmak gerekiyor. Çıkardığınız zaman inşaat süresinde insanlar orada barınmayı fazla düşünmüyorlar ve şehrin diğer noktalarına taşınıyorlar. Dadaşkent’e baktığınız zaman semtin yaklaşık yüzde 40’ı Ilıcalılardan oluşuyor. Dolayısıyla oradaki konut azlığı nedeniyle Ilıca’da yaşamak isteyen vatandaşlar orada ikamet edemiyor. Ama şimdi biz bu tür stok konut üretimine başladığımız zaman hem dönüşümü hem de nüfusun artmasını sağlayacağız.
Ilıca’da Termal Turizm ne durumda?
Ilıcalıların istediği bir diğer noktada termal turizmin biraz daha ön plana çıkmasıydı. Şimdi termal turizm Ilıca’nın bünyesinde stratejik bir konuma sahip. Birincisi şehir merkezine çok yakın bir mesafede. Kış turizmine entegre olabilecek düzeyde. Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezlerine çok yakın bir mesafede. Dolayısıyla bu avantajları kullanarak termal turizm kapasitesini çok iyi şekilde kullanabiliriz. Ama bizim elimizde ki belediyenin sahip olduğu tesisler, belli bir kapasiteye sahip ve o kapasite içerisinde hizmet veriyor. Biz o tesisi bu zamana kadar yapılmış harika çalışmalarla üstüne ekleyerek hemen hemen her sezon yenileme çalışmasına tabi tuttuk. Geçen sene 18 tane aile kabinin yer aldığı sosyal donatıyı inşa ettik. Havuzların yer aldığı kısımda bir yenileme çalışması yaptık. Hakikaten gittiğiniz zaman neredeyse 5 yıldızlı otel görünümüne kavuştu. Şuan otelimiz kapalı. Otel odalarımızda restorasyon çalışması yapıyoruz. Yaklaşık 1 ay sürecek çalışmada 41 odalı ve 100 yatak kapasitesine sahip otelimiz bir butik otel seviyesine gelecek. Yani 5 yıldızlı otelden konfor olarak hiç bir farkı kalmayacak. Biz bunu yatırımcılara prototip olarak gösteriyoruz. Diyoruz ki biz bunu belediye olarak işletiyoruz. Belediyecilik mantığıyla işletiyoruz. Profesyonel turizmcilik zihniyeti ile işletmiyoruz. Buna rağmen biz burdan çok güzel kar sağlıyoruz. Bu sayede hem belediyenin kasasına katkı hem de iş istihdamı sağlıyoruz. Dolayısıyla bu komplekslerin bu tür turizm alanlarının daha modern ve profesyonel bir şekilde Ilıca’ya getirilmesi bizim için büyük avantaj sağlayacaktır. Yani oraya içerisinde kongre merkezi de barındıran, bin yatak kapasiteli bir otelin kurulması gerçekten hem yatırımcıya hemde Ilıca’ya katma değer sağlayacaktır.
Peki böyle bir otelin kurulması için göz kırpan, size talepte bulunan yatırımcı var mı?
Şimdi bakınız basın, medya, katıldığımız fuarlar işte böyle vermiş olduğumuz demeçler hep bunu vurguluyoruz. Bundan dolayı bizim çağrımız ile konuyu takip eden, ilgilenen bir kaç gurup var. Ama gurupların her ne kadar Ilıca’yı araştırsalarda gözleri hep Palandöken’de. Yani bir otel yapacağımz zaman diyor adam ya bir şehir oteli olmalı yada kayak turizmine yönelik bir otel olmalı şeklinde bir düşünce var. Tabi bunu bir anda silip yok etmek mümkün değil. Erzurum’un gerçekten kış, kayak potansiyeli var. Belirli noktalarda yatak kapasitesinin azlığından bağsediliyor. Zaten Erzurum’a yatırımcı çok nazlı bir şekilde geliyor. Öyle cebine parasını koyupta Erzurum’a milyonlarca dolar yatırım yapayım demiyor. Bu durum içerisinde yatırımcı Palandöken ile Ilıca arasında karar veremiyor. Şu anda bir gurup var. Bir fizibilite çalışması yapıyor. Biz Aziziye Belediyesi olarak diyoruz ki termal suyun kullanım haklarını ücretsiz olarak sağlayacağız. Arsa noktasında Valilik, Büyükşehir ve Aziziye Belediyesi olarak bir iş birliği içerisinde ki bunun koordinasyonunuda ben üstlenmeye hazırım. Yapılacak olan yatırımın arsa noktasında da çok büyük engeller çıkarmıyoruz. Gir şu belgeyi getir, imar izni al vs vs. Bununla ilgilide bir master planımız var elimizde. Sadece burada yatırımcı projesini yapıp, yatırım ile ilgili kararını vermesi gerekiyor. O noktada bir kaç gurup fizibilite çalışması yapıyor. Ben umut ediyorum inşallah o fizibilete çalışmaları olumlu sonuçlanırda bizde bu yatırımları Ilıca’da görürüz.
Ilıca Çarşısı hakkında bir çalışmanız var mı ?
Evet var. İnşallah Ilıca Çarşısı’nın yıkımını kısa bir süre içerisinde gerçekleştireceğiz. Oraya modern bir cadde, çarşı yeniden inşaa edeceğiz. Bu sayede hem çarşının etrafı açılmış olacak hem de termal tesisimizin görünümü daha güzel olacak. Sonraki süreçte şu anda daha proje safhasında ama bir havuz yapma düşüncesindeyiz. Özellikle yaz aylarında bu termal tesisimizde hemen hemen her gün ful kapasite çekiyoruz. Hatta bazen müşterileri içeri alamıyoruz yoğunluktan. Bu konuda da rağbetin, potansiyelin ne kadar fazla olduğunu görüyoruz.
Gördüğüm kadarıyla Termal Turizme çok büyük önem veriyorsunuz. Yukarıda Allah var bizde yaptığınız çalışmaları görüyor, takdir ile karşılıyoruz. Özellikle Termal Turizm noktasında. Neden Termal Turizmi ön planda tutuyorsunuz?
Yani Erzurum denilince ben hep onu vurguluyorum akla kayak turizminin yanı sıra bir termar turizminde gelmesi lazım. Ve bu sadece Ilıca ile sınırlı kalmaması lazım. İşte termal kaynaklar Pasinler’de, Köprüköy’de, Olur gibi ilçelerimizde de var. Dolayısıyla Erzurum bu özelliğiyle ön plana çıkmalı. Baktığınız zaman hem Dünya’da hem Türkiye’de termal turizm ile ilgili ciddi yatırımlar yapan bölgeler kendine çok ciddi değer kazandırıyor. Mesela Afyon bunların başında geliyor. Afyon ulaşım anlamında Türkiye’nin tam ortasında bulunan, bünyesinde havalimanı bulundurmayan Ankara’ya yakınlığından dolayı iyi bir konuma sahip. Dolayısıyla termal turizmde şehre çok farklı bir boyut kazandıracaktır. Bizde inşallah sahip olduğumuz bu imkan ile gündeme gelmek istiyoruz. Bakınız 51 bin bir ilçe belediyesiyiz. Bu tesislerin çok karlı bir şekilde işletilmesini bekleyemezsiniz. Çünkü hizmet maksatlı konular bunlar. Biz hem hizmet noktasında hem de belediyeye kazanç için çok güzel katma değer sağlıyoruz. Tabi ki yatırımın niteliği ne kadar büyük olursa kazançta o kadar büyük olacaktır
Biliyorsunuz 2011 Universiade Kış Oyunları için Erzurum’da 700 trilyonluk bir harcama yapıldı. Bir çok tesis yapıldı bazıları da ölü yatırım haline geldi. Bunu göz önüne alırsak Ilıca ile Palandöken’i birbirine entgre etmek adına bir teleferik çalışması yapılamaz mı?
Gerçekten Ilıca çok stratejik bir noktada. Bağsettiğiniz bu proje hayata geçirilebilir. Bununla ilgili bir fizibilete çalışması Milletvekilimiz Mustafa Ilıcalı Bey yaptırıyor. Bununla ilgili mühendislik hesapları açısında gerçekleştiriliyor. Çok yüksek maliyeti gerektiren projeler bunlar. Belki Avrupa Birliği fonları, diğer fonlar bu işe kazanilize edilerek böyle bir proje yapılabilir. Biz de istiyoruz bu şekilde bir çalışmanın hayatının geçmesini.
Önceki dönemlerden hatırlarım alt belediyeler ile Büyükşehir Belediyesi arasında hep bir tartışma, sürtüşme olurdu. Bu dönemin maşallahı var nazar değdirmeyelim. Dikkat ettiğim kadarıyla Mehmet Bey ile hep bir koordine içerisindesiniz. Sırrı ne bu işin?
Bir kere şunu öncelikle ifade edeyim. Hakkım teslim etmek lazım. Mehmet Bey gerçekten Erzurum için büyük şanslardan bir tanesi. Şimdi bakınız hizmeti vatandaşımız alacak. Dolayısıyla hizmeti getiren kadar getirmeye vesile olanda çok önemli bir noktada ön plana çıkıyor. Şimdi geçmiş dönemlerde veya Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyesi arasında nasıl bir sıkıntı çıkabilir. Yetki konusunda olabilir. Büyükşehirin yetkilieri belli, ilçe belediyelerin yetkileri belli. Aslında bu şehir kanuna göre ilçe belediyesi olarak imar noktasında hangi projeyi, hangi çalışmayı yaparsanız yapın Büyükşehir Belediyesi tabi. Yani Büyükşehir onaylamadıktan sonra hiçbir şeyi ilçe belediyesi olarak uygulamanız mümkün değil. İkinci bir durumda sorumluluk ve görev alanları. Yani kanun bunu net bir şekilde belirlemiş. Büyükşehirin görevleri ve yapacakları şunlardır, ilçe belediyesinin ise şunlardır şeklinde ibareler ile görev dağılımı yapılmış. Şimdi Aziziye’ değerlendirdiğimiz zaman bin 702 kilometre kare yüz ölçümüne sahip. 69 tane civarda köy statüsünde mahallesi var. En uzak mahallemiz 127 kilometre uzaktaki Taşpınar mahallesi. O mahallemiz mesela Bayburt’ta 34 kilometre uzakta. Onlara daha yakın. Dolayısıyla hizmet ağı çok geniş. O mahallenin karşısında bir mahalle daha var Geyik Mahallesi. O oymak içerisinde ki nüfuslara baktığımızda en büyük köy 150 nüfusa sahip. Oralara gitmek zorundayız. İnsanlar yaşıyor. Hizmet gidecek oraya. Büyükşehir Belediyesi ile koordinasyon çalışmalarına değinecek olursak. Mesela kışın kar temizleme çalışmalarında şöyle yapıyoruz. Bizim aracımız kar temizleme çalışması yapmak için o 127 kilometre uzaklıktaki mahallenin içerisinde gidip temizlemeli. Ana yollarında Büyükşehir Belediyesi tarafından temizlenmesi gerekiyor. Şimdi ana yoldan giderken o makinemiz ana yoluda pek tabi ki temizleyebilir. Sonuçta aynı mazotu yakacak oraya gidince. Büyükşehir Belediyemiz ana yolları temizlediği için Büyükşehir Belediyemizden rica etmişiz o köyün önüne geldiği zaman köyün içerisine de girip kendi sorumluluk alanı olmamasına rağmen orayıda temizliyor. Burada da şehir merkezinde de bizde Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanını kendi makinelerimizle temizliyoruz. Yani bu uyum bu şekilde sağlandığı zaman hem belediyenin birimlerinde çalışan alt personelinede sirayet ediyor hem de bu uyumdan dolayı vatandaş da çok kaliteli hizmet alıyor. Yani bu uyum sadece kış için geçerli değil. Kar temizleme dışında yazın asfalt çalışmalarında da biz gerekli birliktelik içerisinde çalışıyoruz. Mesela Büyükşehir’in acil asfaltlaması gereken yerlere yetiştemediği durumları biz giderebiliyoruz. Aynı şekilde bizimle ilgili acil durumlarda Büyükşehir Belediyesi gelip o çalışmaları tamamlayabiliyor. Bu şekilde bir koordinasyon olduğu zaman tüm sorunları çözümü daha kolay oluyor.
Bu konu ile ilgili ilginç bir anınız var mı?
Ben göreve ilk geldiğim zamanlarda arkadaşları kontrol ediyordum. Ya temizlik yapan görevliler süpürüyor sokakları. Diyorum orayı süpürüyorsun şurayı süpür. Bana diyor başkanım orası bize ait değil. Yahu eline mi yapışır yarım metre yanında orada pislik var al onuda. Yok başkanım orası Büyükşehir Belediyesi’nin sınırı diye karşılık geliyor. Yani bu en alt kademede ki personele kadar sirayet etmiş. Yani ben Mehmet Sekmen’i arıyorum. Bu yaz için çiçek aldık dikeceğiz ama yetmedi. Bize biraz çiçek verebilir misiniz. Yolla bir kamyon göndereyim diyor. Buradan talimat veriyorum bir kamyon çıksın Büyükşehir Belediyesi’ne gitsin bir kamyon çiçek alıp gelsin. Başkanım vermezler böyle bir şey olabilir mi diyor. Yahu arkadaş sen git verecekler. Ondan sonra gidiyor alıyor geliyor. Sonra diyor biz ilk defa böyle bir şey gördük. Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyoruz biz bir kamyon dolusu çiçek veriyorlar. Mesela bunun gibi.
Sizce iki yıllık sürede yaptığınız çalışmalar neticesinde Aziziyeli vatandaşların bekletinlerinin yüzde kaçını karşıladınız?
Şimdi bakınız bizim göreve başlarken ve adaylık sürecinde önem verdiğimiz en büyük noktalardan birisi yaşam alanlarındaki konfor seviyesini arttırmaktır. Bunlara örnek verirken diyordum ki ben. Bir kişi arabasıyla evine geldiği zaman aracını park edecek yer buluyorsa bu bir konfordur. Bir anne çocuğuyla dışarı çıktığında yürüme mesafesinde çocuğunu parka götürebiliyorsa buda bir konfordur. Bunun haricinde kullanmış olduğu yollar, kaldırımlar, sosyal kaldırımlar vs. bununla ilgili bir problem yaşamıyorsa yani bir çamur, kar, asfalt, temizlik konusunda bir sıkıntı yoksa bunlarda bir konfordur. Temel belediyecilik hizmetleri adına gerçekleştirilen konforlu çalışmalar bunlar. Temel belediyecilik açısında baktığımızda Dadaşkent ve Ilıca’da yapılaşması tamamlanan yerlerin yüzde 80-90’ına yakınını bitirdik ve vatandaş bu anlamda memnuniyetini ifade ediyor. Bunun haricinde bir de ilçeye vizyon katacak projelerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunlar büyük projeler olabilir. Ve ya yatırım değer çok büyük olmasada etki değeri çok büyük projeler olabilir. Biz bundan sonraki süreçte bu gibi çalışmaların projelendirmesini tamamladın ve inşallah bu yaz uygulamaya geçeceğiz. İşte Ilıca’da gerçekleştireceğiz bir mesire alan projesi var. Termalden yararlanan vatandaşlar için kapalı mekanlar oluşturulacak. Bunun haricinde Dadaşkent için güzel bir gençlik merkezi projesi yapılacak. Bu yıl inşallah ihalesi tamamlıp kazma vurulcak. Bu gençlik hizmeti ile birlikte gençlerimizin gerçekten oradan yararlanabileceği spor yapabileceği, sosyal faaliyetlerde bulunabileceği futbol sahası, yürüyüş yerleri, tenis, basketbol gibi spor alanlarının bulunduğu bir alan olacak. Bu da inşallah vizyon katacak ilçemizde. Ilıca’da bir kültür merkezi açmayı planlıyoruz. Hem belediye hizmet binası hem kültür merkezi olarak hizmet verecek. Bu sayede orada ekonomik bir kalkınma sağlanacak. Belki kaymakamlık binasını oraya alma ile çalışmalarımız bir aşamaya geldi. Dadaşkent Erzurum içerisinde bakıldığında yaşabilirlik açısından en güzel mekan. Bunu son nüfus verilerinden de görebiliyoruz. 2 bine yakın nüfus artışı var Aziziye’de. Bunun yüzde 80’i Dadaşkent’te. Bunun haricinde ilçe olarak vizyonumuzu geliştirecek bir takım projelerimiz var. İlçemize bağlı 69 mahallenin tamamına yakını tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor. Bizde bu amaçla onların işlerini açacak, verim katacak projeler düşünüyoruz.
Aziziye’ye bağlı mahalle ve köyler ile ilgili çalışmalarınız var mı?
Tabi ki var. Mesela bununla ilgili bir örnek vermek gerekirse. Ovacık tarafında birbirlerine yakın köyler var. İşte Çukurca Köyü mesela. Oraları ziyaret ettiğimde köylü vatandaşlarımıza dedim ki bu köylerin mesafeleri birbirine yakın buraya bir dönüşüm projesi başlatsak herkesin arazisi, arsası yine kendinde kalsa ama yaşam alanları oluştursak böyle iki katlı, üç katlı yapılar olabilir. Konforlu daireler, alt yapı, su, kanalizasyon, elektrik sıkıntısı olmayan, etrafında cami, okulu olan böyle proje oluştursak dedim. Siz yine tarım ve hayvancılık ile devam edin ama yaşam alanınız burası olsa nasıl olur dedim. Bana dedikleri yaf biz aynı otobüse, minibüse binmiyoruz bide aynı apartmanda mı kalacağız. Şimdi Erzurum’da kolektif ruh oluşturulması için güzel çalışmalar yapılması lazım. Çünkü mesela örnek bir köyümüz var Alaca. Orada köylüler bir araya gelmişler. Bir soğuk su depolama merkezi yapmışlar. Civardaki köylerden sütlerini ürünlerini daha pahalıya satıyorlar. Daha hijyenik olduğu için. Ve günlük sağılan sütler orada biriktiriliyor her ay o kooperatif tarafından hesaplarına paraları aktarılıyor. Bu tür çalışmalar için bir takım projeler yürütüyoruz. Bunun haricinde Organize Sanayi Bölgesi bizim için artı bir değer. Bünyesinde iki tane büyük çağrı merkezi var. Ve belediyemiz ile iş birliği içerisinde çalışıyorlar. Burada yaşayan gençlerimizin istihdam noktasında ortak çalışma yürütüyoruz. Ve istiyoruz ki bu tür iş yerleri, bacasız fabrikalar Erzurum’da artsın.
Karaz’ı biliyorsunuz. Erzurum’un ilk yerleşim yeri. Mesela bir kazı çalışması yapılabilir. Orayı değerlendirmeyi düşünmez misiniz?
Karaz bizim için çok önemli bir değer. Oradaki höyükler gün yüzüne çıkartılması gereken yerler. Ben bununla ilgili bir çalışma yürüttüğümde çok önemli taşların orada bulunduğuna şahit oldum. Bu anlamda bir ekip çalışıyordu. Şimdi onunla ilgili şöyle bir çalışmamız var. Valilik, Belediye, Kültür İl Turizm Müdürlüğü ile iş birliği içerisine oradaki taşların değerlendirilerek bir sergileme alanı yapacağız. Ben geçen bakanlıkta konuşurken Karaz’ı gündeme getirdim. Karaz’ın Erzurum’un ilk yerleşim yeri olduğu çok ciddi akademik arkeoloji kazısının yapılıp eski yerleşim yerleri ortaya çıkarılabilir. Valilik, Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile bu konu hakkında görüştük. Bu görüşme neticesinde Karaz ile ilgili bir çalışma başlatılacak. Bakanlık ile görüşmelerimiz devam ediyor. Heyet gelip yerinde görecek.
Orada Türklüğü simgeleyen nadir taşlar var. Onlar ne olacak?
Evet haberim var oradaki taşlardan. Gerçekten o taşların üzerindeki semboller Türklüğü simgeliyor ve tarihlerine baktığımızda çok eski zamanlar ortaya çıkıyor. Aslında burada çok kritik bir konu var. Türklerin Karaz’a çok eski dönemlerde gelip yerleştikleri ve yaşadıkları ortaya çıkıyor. Fakat işte bazı Ermeni lobileri o taşlarla ilgili çalışmalar yürütüyorlar. Mesela o taşların içerisinde altın var diy köylüleri kandırıp kırdırıyorlar taşları. Bir kaçına rastladık resimleri geldi hiltiyle delmişler. Çok sağlamda taşlar çok rahat kırılmıyor. Dolasıyla o taşların yok olmasını isteyen lobilerin olduğundan haberimiz var. Şimdi biz onları toplayacağız. İlçemiz sınırları içerisinde tespit ettiğimiz yerlere koyacağız. Mesela parklarımızda, bahçelerimizd, kavşaklarda, görünür yerlere özel korumalı, ışıklı alanlar oluşturacağız. O taşlar hakkında konusunun uzmanı kişilerden bilgi alarak bir bilgilendirme yazıları olacak. Böyle bir taş eserler çalışmamız var. Bu kapsamda Karaz’ı gündeme getirdik. Kültür Bakanlığı’da bu anlamda bir ön inceleme yapmak üzere heyet gönderecek.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Sosyal belediyecilik anlamında yapmış olduğumuz çalışmalara devam edeceğiz. Onunla vurgulayım. Birinci Çermik Festivali’ne yaptık. Bu yıl ikincisi olacak ve bu sefer daha kapsamlı gerçekleştireceğiz. Yani her yıl kendimizi geliştireceğiz. İstiyoruz ki Ilıca’nın geleneksel bir festivali olsun. Yine bir takım aktiviteler olacak. Mustafa Bey’in aracılığıyla Acun Ilıcalı’nın desteği olacak festivalimize. Bir kulübümüz var hentbol dalında. Başarıları devam ediyor. Süper lige çıkmasını umut ediyoruz. Ramazanlarda düzenlediğimiz geleneksel sokak iftarları,yine bu Ramazan’da da devam edecek. İşte 2015’te yayınlamıştık 2016 yılında da bir Erzurum Ajandası yayımladı. Ayrıca Kadim Şehir Erzurum dergisi yayın hayatına devam ediyor. Kültürel belediyecilik açısından da inşallah artarak bu şekilde devam edecek. Okullarımız ile güzel bir işbirliği yaptık kaymakamlık vasıtasıyla. Okullar hayat olsun projesi kapsamında okullarımıza her türlü desteği verdik. Kütüphane, bilgisayar ve teknik açıdan okullarımızın eksiklerini giderdik. Bu çalışmalarımız inşallah son sürat edecek ve köylerimizin tamamına öy konağı yapma projemiz var. Yaklaşık 17 köyümüze yaptık bu konakları. Bu köylerimize piknik, mesire, düğün, futbol alanları yapacağız. Yine ilçemizde yol, kaldırım ve asfalt çalışmalarımız devam edecek.
08.03.2016 00:55:00