Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, alkol ve tütün kullanmanın zararlarına dikkat çekti.
Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, alkol ve tütün kullanmanın zararlarına dikkat çekti.
Yeşilay Haftasında alkol ve tütün gibi zararlı alışkanlıklar hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, şöyle konuştu:
“Tek başına ve/veya birlikte kullanıldıklarında alkol ve tütün kullanımı önemli sağlık risklerine yol açabilir. Travmatik ölüm ve yaralanmaya (örn araba kazası aracılığıyla) katkıda bulunmanın yanı sıra alkol kronik karaciğer hastalığı, kanser, kalp-damar hastalığı, akut alkol zehirlenmesi (alkol toksisitesi ) ve fetal alkol sendromu ile ilişkilidir.
Sigara kullanımı akciğer hastalığı, kanser ve kardiyovasküler hastalık ile ilişkilidir. Giderek artan kanıtlar iki maddenin birlikte kullanımının ise bazı kanser risklerini önemli ölçüde arttırdığını göstermektedir.
Ağız ve Boğaz Kanserleri: Alkol ve tütün kullanımı ağız ve boğaz kanseri vakalarına erkeklerde yaklaşık %80’ine, kadınlarda ise yaklaşık %65’ine neden olmaktadır. Alkol ve tütünün birlikte kullanılması ise büyük ölçüde en az bir tip yemek borusu kanseri riskini arttırmaktadır.
Karaciğer Kanseri: Bazı çalışmalar alkol ve tütün kullanımının vücutta sinerjik olarak çalıştığını bu bağlamda karaciğer kanseri risklerini arttırdığını bildirmiştir.
Kardiyovasküler Hastalıklar: Tütün kullanımı ve alkol tüketimi kardiyovasküler hastalığın çeşitli formları için risk faktörleridir. İkisinin bir arada kullanılmasının, ayrı ayrı kullanıldığı zamankinden kanser risklerini daha fazla arttırdığına yönelik kanıtlar azdır. Kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerinin belirlenmesi oldukça zordur. Kalp damar hastalığı çok sayıda faktörün (kalp krizi, felç, damar sertleşmesi veya daralması vb.) sonucuna bağlı çeşitli koşulları kapsar. Tütün kullanımı dozajına bağlı olarak kardiyovasküler hastalık riskini arttırır, bir kişinin daha fazla sigara içmesi kardiyovasküler hastalık riskini daha da arttıracaktır. Alkolün kardiyovasküler hastalık riskindeki etkisi de birçok faktöre (cinsiyet, yaş ve içme kalıpları) bağlıdır. Bazı alkol türlerinin (örn kırmızı şarap) belli düzeylerde alımının koruyucu etkisi olsa da yüksek oranlarda alkol alımı riski arttırmaktadır.
Sigara hasarından akciğerleri ve vücudu kurtaracak besinler:
1- Flavonoidler: Kanser hücrelerinin büyümesini durdurmada etkili ve tütün tarafından yapılan DNA hasarı ile mücadele ederek akciğer kanserine karşı koruyan bitki pigmentleridir. Kateşin, epikateşin, kuersetin ve kaempferol gibi flavonoidleri içeren besinler antioksidan ve anti-enflamatuar özelliklerinden ötürü sigara içen ve/veya eski sigara içenlerde akciğerleri korumaya yardımcı olmaktadır. Kateşin içeren besinler oolong çayı, yeşil çay, siyah çay, çilek, böğürtlen… Kaempferol içeren besinler pırasa, brokoli, kapari, tere, dereotu, brüksel lahanası, elma… Kuersetin içeren besinler kuş üzümü, fasulye, soğan ve elma…
2- Meyve ve sebzelerden renkli ve çeşitli yemeye çalışın.
3- A vitamini: Sigaradaki karsinojen bir madde olan benzopiren A vitamini eksikliğine yol açabilmektedir. A vitamini en çok sarı turuncu sebze (havuç, kış kabağı..) ve meyveler (kırmızı/sarı portakal, kayısı, şeftali..) ile koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. A vitamini karaciğer, balık yağı, süt, tereyağ, yumurta gibi besinlerde de bulunmaktadır.
4- E vitamini: Aterosklerozun (damar sertleşmesi) ilerlemesini yavaşlatan güçlü bir antioksidandır. E vitamini kaynakları: bitkisel yağlar, yağlı tohumlar, tahıl taneleri, soya, yeşil yapraklı sebzeler ve baklagillerdir.
5- C vitamini: Sigara içenlerin vücutlarındaki normal düzeyleri koruyabilmek için günlük C vitamini ihtiyaçlarını 2-3 katına çıkartmaları gerekir. C vitamini kaynakları: turunçgiller (limon, portakal vb.), çilek, böğürtlen, kuşburnu, domates, lahana, yeşil biber, asma yaprağı, ıspanak..
6- B kompleks grubu vitaminler: Niasin, pantotenik asit, riboflavin, tiamin, folik asit ve biotin antioksidanlardan zengindir ve hücreleri korur. Genel olarak B kompleks grubu
vitamin kaynakları: Karaciğer ve diğer organ etleri, et, süt, baklagiller, tahıllar, ceviz, fındık, yumurta, peynir, balık, yeşil yapraklı sebzeler, maya…
Alkol hasarından karaciğer ve vücudu kurtaracak besinler:
1- Vücudunuz yediğiniz yiyecekleri yıkmak ve enerji kullanımına harcamak için B grubu vitaminlerine ihtiyaç duyar. Balık, tavuk, hindi, et, yumurta, süt ürünleri, fasulye, bezelye, yeşil yapraklı sebzeler vb. besinler B vitaminlerini içerir.
2- Günlük tuz alımını 1500 mg ve altına çekin. Bu sayede sıvıların bacaklar, karın ve karaciğerde birikmesi önlenmiş olacaktır. Tuz içerikleri yüksek olduğundan işlenmiş ve paketlenmiş yiyeceklerden uzak durun.
3- Bol su içerek vücudunuza toksinleri dışarı atmasında yardımcı olun. Kişinin su ihtiyacı fiziksel durumuna, sağlık durumuna, aktivite seviyesine ve çevresel şartlara bağlı olarak değişebilir.
4- Egzersiz yapmak hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyilik halini arttırmaya yardımcı olacaktır. Sizin için doğru olan egzersiz türü ve süresi için doktorunuza danışın.
5- İhtiyacınız olan günlük protein miktarını belirlemek için doktorunuza ve/veya beslenme uzmanınıza danışın. Bazı kaynaklar enerji sağlamak için protein miktarının arttırılmasını önerirken, bazı kaynaklarda hasarlı karaciğerin proteinleri işlemesin mümkün olmayabileceğini bu nedenle toksinlerin birikimine yol açabileceğini öngörüp protein miktarının azaltılmasının gerekli olabileceğini öne sürmektedir.
6- Yüksek enerjili bir diyet takibi yapın. Karaciğer hasarı verimli enerji depolamanın mümkün olmadığı anlamına gelebilmektedir. Eğer bu şekilde bir karaciğer hasarı oluşmuşsa, vücut depolarını telafi etmek için ekstra besin alımı gerekmektedir. Sık atıştırmalar ile küçük öğünlerin alınması yararlı olabilir. Basit karbonhidrat alımını meyve yemeyi arttırarak, kompleks karbonhidrat alımını da tam tahıllı ekmek, patates, mısır, bezelye, mercimek, fasulye, ve fındıkgiller gibi besinleri yiyerek arttırın. Karbonhidratları orta düzeyde bir yağ alımı ile ekstra enerji için takviyeleyin. Alkol tüketimi ile kilo kaybetmeye başladıysanız vücudunuz gerekli besin öğelerini alabilmek için kas dokularını parçalamaya başlamış demektir.”
04.03.2016 10:57:00